26.08.2006 - 00:00 | Son Güncellenme:
axsiy022.jpg GEREKLİ HALLERDE GÖRÜŞLERİMİZİ AÇIKLARIZ: Türkiye Cumhuriyeti'nin doğuşu ve gelişimi bir devrimdir. Devrimin ana amacı, bir ulusun, Türk ulusunun yaratılmasıdır. Bu devrim ümmet toplumundan, laik ulus devletine dönüşümdür. Bu ulus anlayışı ırksal ve dinsel öğelere bağlı değildir, bağlanmaya da çalışılmamalıdır. TSK, ulus devlet, üniter devlet ve laik devletin korunmasında her zaman taraf olmuştur ve olmaya devam edecektir. Bu konulara ilişkin görüş ve önerilerin Anayasa ve kanunlar çerçevesinde, uygun ortamlarda ilgili makam ve kuruluşlara iletilmesi, gerekli hallerde de kamuoyuyla paylaşılması bir görev olarak değerlendirilmektedir.KÜLTÜREL HAKLAR SİYASALLAŞIRSA KUTUPLAŞMA OLUR: Türkiye Cumhuriyeti kültürel alanda / bireysel kalmak ve ulus devlet yapısına zarar vermemek şartıyla kültürel zenginliklerin yaşaması için gerekli düzenlemeleri gerçekleştirmiştir. Bunun ötesinde, kimse Türkiye'den belirli bir etnik gruba kültürel alanın dışında ulus devlet ve üniter devlet yapısını tehlikeye sokacak, siyasal alanda düzenlemeler yapmasını beklemesin. Kültürel alandaki düzenlemeler daha fazla demokrasi başlığı altında, siyasal alana doğru götürülmeye çalışılırsa ülke kutuplaşmaya ve ayrışmaya sürüklenebilir. Güvenlik güçleri, terör örgütünün bulunduğu bütün bölgelerde terör örgütü etkisiz hale getirilinceye kadar operasyonlara devam edecektir. Bunun dışında öne sürülebilecek ve düşünülebileceklerin anlamı teröre taviz vermektir. Kara Kuvvetleri Komutanlığı'na getirilen Org. Başbuğ da konuşmasında özetle şu mesajları verdi: PKK'ya katılımlar, devletin yürüttüğü psikolojik harekâtın yetersizliğini göstermektedir. Terörle mücadele eden ülkelerde bu konu önceliklidir, hayatidir. Bazı ülkelerin ve grupların, Kerkük sorununa bir çözüm bulunmasından önce, 2007 yılı sonuna kadar, PKK terör örgütüne karşı etkin tedbir almayacakları düşünülerek, onları etkin tedbirler almaya zorlayıcı hareket tarzları geliştirilmelidir. 'Psikolojik harekât yetersiz' NOTLAR Törende, Org. Özkök, Org. Büyükanıt ve kızı Bengü arasında esprili bir sohbet yaşandı. Org. Özkök, "Baban senin için torunumun annesi diyor" derken, Org. Büyükanıt da kızına dönerek, "Sen puanı torundan aldın. Torun kontenjanından buradasın, yoksa törene giremeyecektin" dedi.Meclis Başkanı Arınç ile Başbakan Erdoğan, protokole ayrılan kameriyede kısa bir süre oturduktan sonra, resepsiyondan ayrıldı. Komutanların, Arınç ile Erdoğan'ı uğurlamak için Sezer'in de bulunduğu kameriyeden ayrılmadıkları görüldü. Org. Başbuğ konuşurken eşi Sevim Başbuğ gözyaşlarına hâkim olamadı.Org. Özkök, önceki gün Arınç'ı ziyaretinde "Hakkınızı helal edin" dediği ve "Helal olsun" yanıtını aldığı iddiaları için, "Ne ben ona dedim, ne de o bana öyle bir şey söyledi" dedi. Sıcak havanın etkisiyle terleyen Org. Büyükanıt, "Üniforma bir ton oldu" diye espri yaptı. Org. Başbuğ konuşurken eşi ağladı Gecede Sezer'in gazetecilerin kuşatması altında kaldığını gören Özkök, "Sayın Cumhurbaşkanım, bir işaretiniz yeter. İsterseniz sizi kurtarırım" dedi. Sezer ise Özkök'e beklenmedik bir şekilde, "Benim kurtarılmaya ihtiyacım yok. Ben kendimi kurtarırım" yanıtını verdi. 'Ben kendimi kurtarırım'