Dedelerden talimat alarak atama dönemi bitti

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Bir genel affa biz yöneticilerin hakkı var mı? Soruyorum, herhangi birimizin babası, kardeşi, evladı öldürülse devlet kalksa bunu bizim müsaademiz, iznimiz olmadan affetse buna ’evet’ der misiniz?” diye sordu.
Partisince Sincan’da düzenlenen açık hava toplantısında halka hitap eden Erdoğan, Kılıçdaroğlu’nun “Başörtüsünü ben çözerim” dediğini ancak, bu sorunu çözecek yasayı Anayasa Mahkemesine götürenler arasında imzası bulunduğunu belirterek, “Sende zerre kadar ilke olsa, dürüst olsan derdin ki, ’bu bir özgürlük mücadelesidir, eğitim özgürlüğüdür, inanç özgürlüğüdür, ben buna imza koyamam’ derdin” dedi.

‘Ankara siyaset üretiyor’
Erdoğan, şöyle konuştu: “Ankara artık siyaset üretiyo, çözüm üretiyor. Ankara dünyaya artık barış çağrıları yapıyor. Ankara, Kabil için, Bağdat için, Saraybosna için, Piriştine için, Ankara Gazze için, Kudüs için yüreğini ortaya koyuyor, barış diyor, adalet diyor. Allah’ın izniyle artık hiçbir yerde başımız öne eğik değil. Bugün, takip eden bir Ankara değil, takip edilen bir Ankara var.”
İktidara geldiklerinde, “3 Y” diyerek, “yasakların, yoksulluğun yolsuzluğun kalkacağını” söylediklerini anlatan Erdoğan, şöyle konuştu: “Evvel Allah çetelerle beraber olanlar meydana çıktı mı? Kim beraber? CHP. Çetelerin avukatı.”
Erdoğan, şöyle konuştu: “ Şu 26 madde içinde neye hayır diyorsun onu söyle. MHP’nin Genel Başkanı, sen hangisine ’hayır’ diyorsun onu söyle. Hayır diyebileceği bir madde yok ki. Bunu dese kendisiyle çelişecek. HSYK’nın değişimi bir çok şeylerin önünü açıyor. Artık telefonla, ’filancayı filanca yere atıyalım mı’ deme süreci bitiyor. Bunları okuyorsunuz değil mi gazetelerde? Dedelerden talimat alarak atamalar yapma dönemi bitiyor. Sıkıntı burada. Şimdi ne başlıyor? HSYK’da benim atamam yok, Parlamentonun ataması yok. Sadece Adalet Bakanı ne zamandan beri var... Bizim yaptığımız bir şey değil. Kaldı ki yetkileri de ciddi manada kısıtlandı. Adalet Bakanlığı Müsteşarı zaten olayın içinde, doğal olarak olacak. Bu bizden önce de vardı. Bundan sonra da hangi iktidar gelirse orada yerini alacak. Yani bir siyasi partiye münhasır bir olay değil ama bunları rahatsız eden ne biliyor musunuz?
Van’daki hakim savcı oy kullanacak. Hakkâri’deki, Erzurum’daki Edirne’deki. Sinop’taki, Hatay’daki hâkim savcı oy kullanacak, 10 tane HSYK’ya üye seçecek. Bunları çıldırtan bu. Bunlar diyorlar ki ’bunlar çocuk, bunlar seçemez’. Niye sen de oradan geldin. ilk derece mahkeme... Niye şimdi bunları hazmedemiyorsun. İşte biz, katılımcı demokrasi diyoruz ve bunun gereği olarak da biz ilk derece mahkemelerdeki hâkim ve savcılara, bu yolu açıyoruz. Yetki sizde, söz sizde, karar sizde, mühür sizde...”
Anayasa Mahkemesi’nin yapısıyla ilgili düzenleme hakkında da bilgi veren Erdoğan, Barolar Birliği’nin 1 üye için üç, Sayıştay’ın da iki üye için 3’er ismi Parlamentoya göndereceğini belirterek, “Olay bu, Bundan dolayı diyorlar ki bunlar, Yüce Divanı kendilere göre oluşturuyorlar. Ee... Erdoğan, oraya gitmekten kurtulmak için.” dedi.

‘Açıklamazsan namertsin’
Erdoğan, PKK ve Abdullah Öcalan ile görüştüğü yönündeki iddiaları gündeme getiren Bahçeli’ye de sert çıktı: “Eğer dürüstsen, mertsen, kiminle görüşme yaptım, kime söz verdim, çık bunu açıkla. Açıklamazsan namertsin.” Erdoğan, Tunceli’de “genel af” açıklaması yapan Kılıçdaroğlu’nu da yüklendi: “Sayın Kılıçdaroğlu, yanlış kapı çaldın. Tunceli’de bunu söyleyerek ‘oralardan oy toplarım’ diye rüşveti kelam ettin. Kimse yutmaz bunu. Siz rüşvet vermeye alışmışsınız.”
Türkiye’de fişlemeye son verdiklerini söyleyen Erdoğan, “‘Bu memurun eşi başörtülü mü, başı açık mı? Evlerine kimler geliyor, kimler gidiyor? Alkol alıyor mu, almıyor mu? Alevi mi, Sünni mi?’ Bu dönem ne oluyor? Kalkıyor. Böyle bir yola tevessül edenler, hemen yargılanacaklar. Kamu Denetçiliği Kurumunu getiriyoruz” dedi.
Erdoğan dün Ankara’da partisinin il başkanlığının verdiği iftarda da şunları söyledi: “Anayasa değişikliği süreci, herhangi bir etnik ayrımcılık gözetmeden, toplumun tüm kesimlerine yönelik bir çalışmadır. Bu ülke Fransa değildir. Fransa insanoğluna Fransızdır. Biz insanoğluna gönülden bağlıyız. 11 bin Romen vatandaşı Fransa’dan dışlandı. Hani bunlar AB üyesiydi, bunlar ırkçı değildi? Bizde de Romenlerin TOKİ aracılığıyla konutları yapılmaya başlandı. Sarkozy’e ‘Gel de seni bizim Romen vatandaşlarımızla tanıştırayım’ diyeceğim. Romenlerin durumuyla bizimkileri karşılaştıralım. Bir fasıl yaparız artık o zaman.”