Meclis tatili haketmedi

CHP Lideri Deniz Baykal, Meclis'in tatil yapmayı haketmediğini belirterek, "Hükümet, vergi yasası çıktıktan sonra `Çok yorulduk' deyip Meclis'i kapatırsa sınavı verememiş olur. Başbakan imzasına sahip çıksın, verdiği sözü unutmasın" dedi.
Türkiye'nin önündeki sorunun "Parlamento çalışacak mı, çalışmayacak mı" sorusunda düğümlendiğini belirten Baykal, dünkü CHP Grup toplantısında Meclis'in yaz boyunca çalışmasını isteyerek şöyle konuştu:
"Hükümet bize geldi ve çıkarmak istediği dokuz yasanın listesini verdi. Biz de `evet' dedik. `Evet' dediğimiz yerde de duruyoruz. Şimdi hükümeti bekliyoruz. Eğer hükümet vergi çıktıktan sonra `Çok yorulduk' deyip Meclis'i tatile sokmayı talep ederse bunu çok yakından takip ederiz.
Böyle olacak demiyorum. Olursa diye söylüyorum. Kimsenin günahını almayalım. Ben bir farz - ı mahal, bir boş tahmin diye söylüyorum. Aksi bir tutum hem Başbakan Mesut Yılmaz'a hem ANAP'a yakışmaz. Bu, aslında siyasetin ciddiyetiyle de yakından ilişkili bir konudur. Bugün bir sınav veriyoruz. Biz verdikleri liste için de başkalarının listesi için de çalışmaya hazırız. Halkın ihtiyacına cevap verecek her türlü yasal düzenleme önerisini desteklemeye varız."

Memur zammına da değinen Baykal, yüzde 20'lik zammın kabul edilemez olduğunu belirterek şunları söyledi:
"Hükümet yüzde 20'lik bir oranı açıklaması durumunda bunun altında kalır. Zam oranının belirlenmesinde geleceğe ilişkin tahmini enflasyon rakamları yerine, yaşanmış enflasyon verileri ve perakende fiyatlar baz alınmalıdır."
Hükümetin "kriz masası edebiyatı"nın toplumda bıkkınlık yarattığını savunan Baykal, Adana'daki deprem benzeri felaketlere karşı acilen merkezi bir yapılanmaya gidilmesini istedi. Devletten beklenenin bu felaketler karşısında istihbarat çalışması yapmak değil, köklü önlem almak olduğunu vurgulayan Baykal şunları kaydetti:
"Türkiye'nin felaketlere karşı hazırlıksızlığı bir kez daha görülmüştür. Çok ciddi bir sivil savunma örgütlenmesine ihtiyaç olduğu açıktır. Bu depremin bize öğretmesi gereken önemli dersler vardır. Türkiye artık yapılaşma normlarını, imar planlamasını yenibaştan ele almalıdır."

Baykal geçen hafta olduğu bu hafta da konuşmasının büyük bölümünü demokrasi - cumhuriyet ilişkisine ayırdı. Cumhuriyetin temelinin "eşit vatandaşlığı" içeren milli iradeye dayandığını belirten Baykal şöyle devam etti:
"Atatürk bu kavramla 1920'lerde saltanata ve hanedana şirk koştu. Kurtuluş Savaşı, demokrasinin ve cumhuriyet bu temel üzerinde gelişti. Gelinen noktada bazı kesimler demokrasiyi cumhuriyetle hesaplaştırmak istiyor. Bunlar sahte demokratlardır.
Sen demokrasiyi cumhuriyetle hesaplaşma noktasına indirgeyeceksin ve buna da bazı safdiller inanacak. Cumhuriyetle numara vererek mücadele etmek isteyenler, bilsinler ki, o mücadele daha 19 Mayıs 1919'da yapılmıştır. Bu anlayış Türkiye'yi tehlikeli bir siyasi tabloya götürür.
Yapmamız gereken bunlara karşı cumhureytçi demokrasiyi ortaya koymaktır. İşin özünü, temelini sahiplenerek bunu yapacağız. Pek çok çevre bilerek, bilmeyerek buna omuz verme anlayışına girmiş bulunuyor ki, bu büyük bir sorundur. Sistem tartışması, başkanlık rejimi gibi öneri sahiplerine de uygun ortamı seçmediklerini anımsatmak istiyorum."