17.01.2015 - 02:30 | Son Güncellenme:
ANKARA Milliyet
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, karikatürleri nedeniyle baskın yaşayan Charlie Hebdo dergisine ve Türkiye’de dergiden bir seçki yayımlayan Cumhuriyet gazetesine sert çıkarak, “Provokatif yayınlarıyla nam salmış bir dergiye ki bu dergiyi Papa da lanetliyor, çünkü bunun provokatif eylemlerini biliyor. Müslümanlar hakkında da Hristiyanlar hakkında da herkes hakkında da bu tür maalesef, özgürlük denmez buna, buna başkasının özgürlük alanının sınırları içine girerek orada terör estirmek denir. Bunu da bilmemiz lazım. Sınırsız özgürlük yoktur, düşünce özgürlüğünün de bir sınırı vardır. Nereye kadar? Benim özgürlük alanıma kadar. Bunların yaptığı nefret oluşturmaktır, ırkçılıktır. Biz buna da asla yer vermiyoruz” dedi. Cumhuriyet’e de tepki gösteren Erdoğan, “Sen hangi ülkedesin ya? Yeri geldiği zaman, ‘Bu ülkenin yüzde 99’u Müslüman’ diyorsun. Sadece Müslümanların değil, kimsenin kutsalına bu şekilde hakaret edemezsin, saygısızlık edemezsin. Yapılan hukuka aykırı, tahrike kapı açıyor” dedi.
Erdoğan, Türkiye Genç İşadamları Konfederasyonu Genel Başkanı Erkan Güral ve konfederasyon üyelerini Cumhurbaşkanlığı Sarayı’ndaki kabulünde şu mesajları verdi:
* SARAY KÜLLİYE OLACAK: Şu içinde bulunduğumuz Cumhurbaşkanlığı Sarayı şu anda saray ama kısa bir süre sonra burası Cumhurbaşkanlığı Külliyesi olacak. Niye külliye olacak? Çünkü hemen yanımızda bir kongre merkezi şu anda inşa ediliyor. Kongre merkezinin hemen arka tarafında, bölgede şöyle bir büyük cuma camisi yok, orada bir cami inşa ediyoruz. Muhtarlarımızın buraya rahatlıkla gelip gidebileceği bir yeri burada hazırlayalım istiyoruz. Şu an Türkiye’de bizim en büyük kütüphanemiz yaklaşık 2 milyon cilt kitaba sahip olan bir kütüphanedir. Dünya çok farklı yerde. Asgari 4 milyon cilt kitap alabilecek şekilde hem dijital ortamda hem de yaprak kitapla inşallah diyoruz ki orada bir Cumhurbaşkanlığı Kütüphanesi kuralım. Bu kütüphaneyi, 24 saat öğrenciye ve halka açık bir kütüphane haline getireceğiz. Öyle zannediyorum ki proje dahil 2 yılda bunları bitireceğiz bütün peyzajıyla her şeyiyle bitirip ondan sonra dev bir açılışla burası Cumhurbaşkanlığı Külliyesi olacak. Saray kavramından rahatsız olanlar, temenni ederim ki külliyeden rahatsız olmazlar.
* 5-6 MİLYAR YANITI: Şu içinde bulunduğumuz Cumhurbaşkanlığı, Türkiye’nin ekonomide geldiği yeri göstermeye tek başına yeterlidir. Öyle anlattıkları gibi falan da değil. Hani söylüyorlar, bir tanesi ana muhalefetten ‘5-6 milyar dolara mal oldu’ diyor. Parayı harcayan, takip eden biziz. Nereden çıkarıyorlar böyle rakamları anlamak mümkün değil. Herhalde İngiltere’de Westminster Sarayı’nın şu anda restorasyonu yapılacak, o restorasyonla ilgili rakamlar açıklandı. 5 milyar dolara restorasyonu mal olacakmış. Belki oraya bir takıntı yapmış olabilir, bundan dolayı burayla ilgili de böyle bir rakam açıklamış olabilir ama bunu bilmesi lazım.
* ANITKABİR, MECLİS BÜTÇEYİ SARSMIŞTI: Meclis ve Anıtkabir projeleri inşa edildikleri dönemde ülkenin bütçesini sarstı. Diğer yatırımları ciddi manada etkiledi. Bugün Türkiye bunun gibi onlarca, yüzlerce projeyi aynı anda bitirip, inşa edip, halkın hizmetine sunabilecek güce sahip. Putin buradan çıkarken bir şey söyledi, ‘Bu eser büyük devlet olmanın alametidir’ dedi.
* BÜYÜK DÜŞÜNMEK CÜCELERİN İŞİ DEĞİL: Büyük düşünmek cücelerin işi değildir. Tabii bu cücelere hakaret olmasın. Onlar canım, ciğerimdir. Ama maalesef bunların durumu bu. Ekonomik yıkıma uğramamızı, tökezlememizi, yere kapaklanmamızı bekleyenlere, bunun için uğraşanlara inat başımız dik şekilde kararlılıkla yolumuza devam edeceğiz.
* BATI İMTİHANDA: Bir mizah dergisine yapılan saldırının arkasına sığınılarak, tüm Müslümanlara, İslam’ın kendisine, Peygamberimize yöneltilen nefret dalgasını endişeyle takip ediyoruz. Bizim aksi yöndeki tüm gayretlerimize, girişimlerimize rağmen ‘medeniyetler çatışması’ tezi adeta ete kemiğe büründürülmeye çalışılıyor.
* İSRAİL’İN AVUKATLIĞINA SOYUNUYORLAR: Eğer İsrail yönetimi Gazze’de, Filistin’de 2 bin 600-2 bin 700 insanı çoluk çocuk demeden öldürüyorsa, ben onu lanetlerim, onu telin ederim. Bazı ülkelerin İsrail yönetiminin avukatlığına soyunması manidar. Ben ‘Netanyahu buraya hangi yüzle geldi?’ dedim. ‘Bu ikiyüzlülüktür’ dedim. Peki Fransa’ya gelen bu insanlar, bu liderler neredesiniz? Niye sesiniz çıkmıyor. Aynı şekilde 350 bin insanın öldüğü Suriye’de nerede insanlık?
* PASAPORT KONTROLÜNÜ İYİ YAP, ÇIKMASIN: Bunlar maalesef dürüst davranmıyorlar, samimi davranmıyorlar. Avrupa’nın birçok ülkesinde teröristler şu anda oralarda kalıyor. Türkiye üzerinden gelip geçenlerden bahsediyorsun. Sen kendi ülkenden çıkarken önce bir defa, kendi pasaport kontrolünü iyi yap da çıkmasın kendi ülkenden. Kaçırdın, bize bildir. Ondan sonra biz bildirilenin peşine düşmüyorsak, konuş.
* PARELEL YAPIYA SERT ÇIKTI: 17-25 Aralık, demokrasiye ve sivil siyasete darbe girişiminden beri paralel yapının ülke içinde ve dışında bu konuda başı çektiğini biliyoruz. Bunlarda takiyye, gizlenme çok başarılıdır, ileri derecededir, kendilerini çok iyi gizlerler, saklarlar. Yeri geldiği zaman da hangi grubun veya kurumun içerisine gireceklerse o kurumun değer verdiği neler varsa, bu kendilerine ters de düşse bunu yaparlar. Çünkü bunların ana ilkesi şudur, amaçları uğrunda her şey meşrudur.
Tam aksine medya özgürlüğü bunlarda yok. Bunlar birçok yazarı, çizeri hepsini eğer onlarla örtüşmüyorsa zaten defetmişlerdir.
Sen hangİ ülkedesİn ya?
* CHARLIE HEBDO’YA TEPKİ: Kimsenin de bizim dinimizi istismar etmek suretiyle yaptıkları terör eylemlerini kalkıp Müslümanlara fatura etmeye hakkı yok. Bunu da çok iyi bilmeleri gerekir. Provokatif yayınlarıyla nam salmış bir dergiye ki bu dergiyi Papa da lanetliyor, çünkü bunun provokatif eylemlerini biliyor. Müslümanlar hakkında da Hıristiyanlar hakkında da herkes hakkında da bu tür maalesef, özgürlük denmez buna, buna başkasının özgürlük alanının sınırları içine girerek orada terör estirmek denir. Sınırsız özgürlük yoktur, düşünce özgürlüğünün de bir sınırı vardır. Nereye kadar? Benim özgürlük alanıma kadar.
* PİŞKİN BUNLAR: ‘Efendim onlar ateist’. Ateist de olabilir. Eğer ateistse yine benim kutsalıma, benim kutsal değerlerime saygı duyacak. Eğer duymuyorsa bu toplumu tahrik anlamına gelir ki bunun da yasalarda yeri vardır çünkü tahrik de bir suçtur. Bunların yaptığı nefret oluşturmaktır, ırkçılıktır. Biz buna da asla yer vermiyoruz. Dergiye yapılan saldırı için ortaya konan tavır, binlerce masum çocuğun, yüz binlerce masum insanın acımasızca katli karşısında maalesef gösterilmedi, göstermediler.
* TAHRİKİ DAVET EDİYORSUN: Türkiye’de de bazı yayın organları oradan alıntı yaparak Hazreti Muhammed’e hakareti kendi köşelerine, kendi başlıklarına çekti. Sen hangi ülkedesin ya? Yeri geldiği zaman, ‘Bu ülkenin yüzde 99’u Müslüman’ diyorsun. Sadece Müslümanların değil, kimsenin kutsalına bu şekilde hakaret edemezsin, saygısızlık edemezsin. Neymiş emniyet görevlileri gelmiş arama tarama yapmışlar. Böyle yaptığın sürece sen tahriki davet ediyorsun. Bunun kapısını sen açıyorsun. Yapılan hukuka aykırı, tahrike kapı açıyor.
* DÜŞÜNCE HÜRRİYETİ DEĞİL: Müslümanların, Peygamberleri konusundaki hassasiyeti hiçbir izaha gerek olmayacak şekilde açıkça ortadayken ısrarla bunun üzerine gidilmesi kesinlikle düşünce hürriyetiyle ilgili değildir. Saldırı sonrasında ortaya konan tutum, yine bir takım karikatürlerin milyonlarca basılıp dağıtılması da aynı şekilde düşünce hürriyetiyle ilgili değildir. Tarihten ders almayanların bu defa da İslam’ı hedefe koymak suretiyle bir medeniyetler çatışması, hatta medeniyetler savaşı çıkartmaya çalıştıklarından ben doğrusu endişe ediyorum. İnsanlığın bu büyük yanlışa düşmeyeceğine inanıyorum. BM Genel Kurulu’nda ‘Dünya 5’ten büyüktür’ dedim. Hiçbir ölüm de hiçbir can da 12’den daha değersiz değildir.