SiyasetPartilerüstü başbakan

Partilerüstü başbakan

28.01.1999 - 00:00 | Son Güncellenme:

Partilerüstü başbakan

Partilerüstü başbakan

SİYASAL nedenlerle, o günlerde Türkiye'de birçok kişi öldürüldü. Ama onun ölümü, Türkiye'de on yıl arayla yaşanan ara dönemlerden bir yenisi için daha düğmeye basmayı bekleyenleri sevindirdi.
CHP içinde 1945'te başlayan siyasi yaşamını, 1971'de iki kez partilerüstü başbakan sıfatıyla sürdüren Nihat Erim, o gün de öldürülmesiyle, bir kez daha Türkiye siyasetinin dönemeçlerinden birini oluşturdu.
Erim, Marmara'nın maviliklerine kulaçlamak için Dragos'taki kulübe gitti. Eşi Kamile Hanım ve koruma polisi Ali Kartal'la birlikteydi. Saat 11.45'te Söğütlü Caddesi'nde lacivert arabasından indi. O andan başlayarak dünya onun için artık ateşten bir toptu. Yılların devlet ve siyaset adamı, üzerinde vızıldayan kurşunların hedefi olarak, cansız bedeniyle, rejimi yeni bir ara döneme taşıdı. Erim, kendi ağzından çıkan "Hürriyet ilahesinin üstüne gerekirse şal örtülebileceği" tezinin doğruluğunu kanıtlarcasına, eşinin gözü önünde can verdi. Erim'in öldürülmesi için tetiğe dokunanlar, Türkiye'yi moda deyişiyle "uçurumun kenarına" getirecek olan somut bir nedene imza attıklarını bilmiyorlardı. Eski Başbakanlardan Erim'in öldürülmesiyle, hürriyetlerin üstüne "hiç gerekmediği halde", çok uzun süre kaldırılmayacak bir şal örtüldü.
Yargılama belgelerine göre, suikastın amacı, olay yerinde bulunan bildiriden anlaşıldı. Dragos'un ortasına düşen 9 mm'lik 4 adet boş kovanın yanındaki bir kağıtta; "12 Mart Başbakanı Erim'in göz yumduğu / karşı çıkmadığı insan hakları ihllalleri nedeniyle cezalandırıldığı" yazılıydı. Kimi orman, kimi maden mühendisliği öğrenimi gören suikastçıların büyük çoğunluğu, düzene başkaldıran üniversite öğrencileriydi. Garip bir raslantıydı ama, Prof. Nihat Erim de bir zamanlar, öğrencilerin isyanını haklı görenler arasındaydı. 1968'in üniversite işgallerini savundu. Öğrenci eylemlerinin "kanuna karşı" ama "meşru olduğunu" söyledi. Bir siyaset adamı olan Erim çok değil bir kaç yıl sonra bu sözlerini unuttu. Belli ki ara dönem başbakanlığının dayatmasıyla 1961 Anayasası'nın üniversitelerle ilgili 120. maddesini fazla özgür bulduğunu açıkladı. Ellerine silah tutuşturulan öğrencilerin açtığı çapraz ateşten kurtulamayarak, asla onaylanmayacak bir yöntemle öldürüldüğünde, bunları anımsayan olmadı.
Erim'i yakından tanıyanlar, ona ölüm kadar acı gelen ayrılışlardan birinin, siyaset sahnesinde uzun yıllar birlikte yürüdüğü İsmet İnönü'den kopması olduğunu söylüyor. İlk denemesi DP baskılarından bunaldığı, belki de tek başına mücadele vermek zorunda kaldığı 1957'de oldu. 1950 seçimlerinde başlayan geri gidişi durdurmak için CHP ile DP arasındaki yakınlaşma siyasetinin kuramcısı Nihat Erim oldu. Başarıya ulaşamadı. İmdadına 1960 müdahalesi yetişti. DP ve CHP yakınlaşması düşlerini unutan Erim'in yıldızı, DP karşıtlığı sayesinde yeniden parladı. 1961 seçimlerinde Kocaeli milletvekili olarak parlamentoya girdi ve CHP Grup Başkan Vekilliği koltuğuna oturdu. 12 Mart Muhtırası, İnönü'den kopuşun habercisiydi. Elinde Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay imzalı Başbakanlık tezkeresiyle, İsmet Paşa'dan izin istemek ona ölüm gibi geldi.
Şişli Camii'nde başlayıp, Zincirlikuyu Mezarlığı'nda sona eren cenaze töreni gerçekten hüzünlü oldu. Türkiye siyasasının "dört atlısı", Erim'in arkasından da, o günlerde vurulup yere düşen herkes için söylediklerine benzer sözlerle konuştu. Demirel "Terörün şantaja dönüştüğü dönemdeyiz. Dökülen kan yerde kalmayacaktır" dedi. Ecevit; "politikacıları uyarmak için daha acı olayları beklemememiz gerektiği inancındayım" derken, Erbakan'ın "Hadiselerden ibret alalım, yanlış yoldan dönelim" sesine, Türkeş'in "Devlet terörü safsatalarını bir kenara bırakalım" uyarısı karıştı.



KEŞFETYENİ
Ünlü oyuncudan Cannes çıkarması! Kıyafetiyle tam not aldı
Ünlü oyuncudan Cannes çıkarması! Kıyafetiyle tam not aldı

Cadde | 22.05.2025 - 15:17

Cannes Film Festivali'ne katılan ünlü oyuncu Tilya Damla Sönmez, yeni pozlarını paylaştı.

Yazarlar