KAPATILAN RP'nin 27 Mart 1994'teki seçimde kazandığı Fatih Belediye Başkanlığı koltuğunu, İşçi Partisi'nin oy pusulalarında gösterilmemesi nedeniyle tekrar edilen seçimde elinden alan eski polis müdürü Sadettin Tantan'ın gözü bu kez İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın koltuğunda.
Fatih'ten yeniden aday olmayacağını belirten Tantan, "Buradaki mücadelemde bir yerlerde kaldım, daha kesin bir mücadeleye girmem gerektiğini anladım" diyerek İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na adaylığını açıkladı. Görevden kaçmayacağını, yapısı gereği 30 yıllık polislik mesleği sırasında da hep en zor görevi yapmak istediğini kaydeden Tantan, Erdoğan'ın dört yıl boyunca Fatih'e "çivi çakmadığını" öne sürerek eleştirdi.
İstanbul'un sorunlarının çözülemeyecek sorunlar olmadığını belirten Tantan, suç oranını azaltarak güvenli bir kent yaratan New York Belediye Başkanı Jullian'ı örnek göstererek "İstenirse yapılır" dedi.
Milliyet yazarlarını konuk eden Tantan, icraatlarını ve hedeflerini açıkladı. Fatih'te RP'ye karşı kazandığı
seçim başarısını belediye hizmetlerinde de sürdürdüğünü, uygulamaya koyduğu eğitim projeleriyle Fatihlilerin eğitim ve kültürel gelişmesini başlatarak tarihi camii ve medreselerin restorasyonunu sağladığını kaydeden Tantan, dört yılda polislik mesleğinde olduğundan daha çok yorulup yıprandığını söyledi.
Fatih'te kent sorunlarıyla birlikte bir zihniyetle de mücadele ettiğini vurgulayan Tantan şunları kaydetti:
"Her projemde engeller konuldu, dedikodu çarkları işletildi. Yavuz Sultan Camii ve çevresini mezbelelikten kurtarmak, özgün yer kaplamaları yaparak düzenlemek istedik, `Tantan disko yapacakmış' dedikoduları ortaya atıldı. Camii cemaatine projelerimizi anlattık. İşimizi yaptık, bahçesine oturma grupları koyduk, yeşillendirdik, akşamları aydınlatma koyduk. Halk şimdi ailece gidip oturuyor. Görünmeyen güçlere karşı sivil toplum örgütleri destek oldu. Halk baktıki anlatılanlarla, gördükleri başka, muhakeme yapmaya başladı. Bir gün camii hocalarından biriyle yolda karşılaştım, bana `birileri gelip Tantan, Molla Zeyrek Camii'ni kilise yapıyor diye doldurdular gerçeği görüp geri döndüm' dedi."
Polislikte de hep en zor görevi yapmak istediğini anlatan Tantan Fatih'ten tekrar aday olmayacağını belirterek şöyle devam etti:
"Büyükşehir Belediyesi için adaylığımın kararını millet verir. Yapımız gereği en zor görevin verilmesini ister, yaparız. Ancak asla talep etmeyiz. Eğer halk isterse olur. Görevden asla kaçmam. Toplumsal bir mücadele bunu istiyorsa, İstanbullular daha güvenli daha sağlıklı bir ortamda yaşamak istiyorlarsa bu hareketi başlatmaları lazım. Tek başına olmaz. Bireysel olmaz, toplumsal bir iradenin birleşmesiyle olur.
Türkiye'deki en büyük hastalık bireysel hastalıktır. Büyükşehir Belediye Başkanlığı olmazsa milletvekili olmak isterim. Çıktığımız mücadelenin geri dönüşü yok. Türkiye'de dürüstler ve hırsızların hareketi kaldı. Dürüstler bir araya gelemez, bir eylemde buluşamazlarsa ülkenin geleceği tehlikeye girer. Hırsızlığın önlenebilmesi için dürüstlerin bir araya gelmesi gerekli.
Polislikte de dürüstlük mücadelesi verdim. Bazen öyle günler oldu ki bir saat insanın bin yıl ömrüne bedeldir. Ama dört yıldır verdiğim mücadele beni daha çok yordu. Projelerimi çok çabuk hayata geçirebilirdim, ama önü ufak düşüncelerle kesildi, kesilmek istendi. Yaradılışım gereği haksızlık ya da şerefsizlikle karşılaştığımda daha çok hırslanır, mücadele gücü alırım. Burada da dürüstlük mücadelemi sürdüreceğim."
Mahkuma cezaevine girdiğinde kaç leşinin olduğunu sorup ona göre koltuk verdiklerini ifade eden Tantan "Seçim sahnesine çıktığında da nereden geliyorsun diye sorup, yaşantına davranışına bakacaklar." dedi.
Zengin tarihsel kültüre sahip Fatih'te hem tarihi yapıları kurtarmak hem de fakir halkın sosyal ve kültürel düzeyini yükseltmek için eğitim atağı başlattığı belirten Tantan, UNESCO'nun dünya mirası projeleri arasında kabul ettirdikleri Fener Balat ve Zeyrek Projeleriyle Fatih'in kaderini değiştirmeye başladıklarını söyledi. Tarihi medrese ve camilerde onarım çalışmaları ve kurslar açtığını, gönüllülerin sponsorluğunda bir çok medreseyi yeniden yaşattıklarını kaydeden Tantan, Fatih'i bacasız bilim merkezi haline getirmeyi amaçladığını söyledi. Tantan eğitimle ilgili çalışmalırını şöyle anlattı:
"Eğitim mücadelesi vermek istedik. Eğitim parkları ve kursları açtık. Fatih'in tarihsel kültürünün kurtarılması için göreve gelir gelmez Mimarlar Odası yetkililerini çağırıp odamın yarısını çalışmaları için Plan Proje Atölyesi olarak ayırdım.
Fener - Balat Projesi hayata geçtiğinde bir değişim yaşanacak. Çukurbostan ve Fındıkzade'deki eğitim parklarından 21 bin kişi yararlanıyor. Zeyrek Projesi bölge üzerinde büyük bir değişikliği beraberinde getirdi. Eğitim birimi açıldığında büyük bir değişim yaşandı. Çocuklar annelerini de okuma - yazma kurslarına getirdiler. Halk eğitimi reddetmiyor. Kurslarımızdan sertifika alanlar ailelerine de katkı sağladılar. Sokaktaki gençleri kurtarmak için camileri restore edip, altına bilgisayarlar koydurup, seramik atölyeleri açtık. UNESCO'nun yedi milyon ECU vererek desteklediği Fener - Balat Projesi hem tarihi evler kurtaracak hem de orada yaşayan insanların sosyal kültürel yapısının yükseltecek. 12 bin kişi projeden faydalanacak. Sokak çocukları için Sarmaşık Tekkesi'ni restore ediyoruz. Orman Bakanlığı'ndan Kemerburgaz'da 600 dönümlük yer alıyoruz. Özürlü, diabetik, sokak çocukları, izciler ve düşkünler için yaz kampları düzenleyeceğiz."
Erdoğan'dan tek kuruş yardım görmediğini, projelerini uzun süre imzalamadığını, Fatih'e çivi çakmadığını öne süren Tantan şöyle konuştu:
"Erdoğan'ın dört yıldır tek kuruş yardımını görmedim. Belediyeyi borçla devraldım. Bütçemiz 6 trilyon lira. Erdoğan, Fevzipaşa Caddesi'ne 1 trilyon 200 milyar liraya kaldırım yapıyor. Bu parayla Fatih'e başka hizmet yapılırdı. Çıksın, ben halk için Fatih'e şu yatırımı yaptım, desin. Projelerimizi anlattık, gelin destek olun, dedik. Gelmediler. Açtığımız eğitim parkı ve kursları baltalamak için aynı kurslardan açtılar. Halıcılar Caddesi'nde yaptığı kaldırımı iki aydır tamamlamıyor. Bir mahallemizde yapılan muhtarlık binasını da karşısındaki yandaşı olan otelin sahibi rahatsız oluyormuş diye sabaha karşı 300 kişiyle yıktılar. Şehitler için bir ev ve park yaptık, yıkmak istediler. Fındıkzade ve Çarşamba'da eğitim parklarımıza engel olmak için projeleri iki yıl imzalamadı. Fatih'in 5 binlik planlarını yapmadılar. Kaçak yapılaşmayı önlendiği iddiası da yalan. Kapı, baca, pencere yıkıp rakamları abartıyor. Kaçak yapılaşmayı önlemenin tek yolu kaçak binaları hazineye irad olarak kaydetmektir. Milletimizin malı canından kıymetlidir. Yaptıkları kaçak binalar hazineye irad kaydedilirse vazgeçerler."
Fakirlerin yaşadığı Fatih'te FP'lilerin davul - zurnayla gösteriş içinde yardım yapmasını da eleştiren Tantan, Fatih Sultan Mehmet'in vakfiyesine uygun aşevi yaparak yardım dağıttığını söyledi. Tantan sözlerini şöyle sürdürdü:
"Halkın parasıyla dans ederek yardım ediyorlar. Bu Türk milletininin ve dinimizin reddettiği bir şey. Fatih, aşevini kurarken, Türk milletinin gururu incinmesin diye vakfiyesinde yardımın komşusunun dahi anlamayacağı şekilde gece yapılmasını istemiş. Aşevimizi kurduk, işadamlarımızdan yardım istedik, en kaliteli malzemeyi alıp özel araba ve sefer taslarıyla gece evlere dağıtmaya başladık. Hergün bir tencere kuzu etli
yemek, bir tencere de pilav veya makarna veriyoruz."
RP'nin 10 Temmuz 1994'te tekrararlanan seçimde Mehmet Ali Şahin'in koltuğunu Tantan'a kaptırdığı Fatih, İstanbul'da en büyük seçim yarışınının yaşanacağı ilçe olacak. FP'liler için Fatih'in ayrı bir önemi var. İslami hastaneleri, giyim tarzları, kurtarılmış bölgeleriyle İslami bir getto olan Fatih, FP'nin sahiplendiği ve belediye başkanlığını almak istediği tek ilçe. 10 Temmuz 1994'teki seçimlerde bütün teşkilatlarıyla Fatih'te kıran kırana mücadele eden RP'lilerin zaman zaman diğer partilerle yaptıkları afiş asma tartışmalarında kanlı kavgalarla sonuçlanmıştı.
27 Mart'taki seçimlerine ANAP Ali Doğan'ı Fatih Belediye Başkanı adayı olarak göstermiş ancak
yüzde 23 oy olarak RP'li Mehmet Ali Şahin'e yenilmişti. İşçi Partisi adayının oy pusulalarında gösterilmemesi üzerine seçimler iptal edilmiş, 10 Temmuz 1994'te yeniden yapılmıştı. ANAP seçimlerde bu kez Emniyet Müdürlüğü Teftiş Daire Başkanı Sadettin Tantan'ı aday göstermişti. Mesut Yılmaz'ın mitinglerde "dürüstlüğüne kefilim" diyerek tanıttığı Tantan, sadece ANAP'ın değil diğer partilerin de oylarını alarak yüzde 42 oyla başkan seçilmişti. Tantan, adeta iki turlu havasına dönüşen seçimde sağda birleşmeyi sağlamıştı.
27 Mart 1994 (Seçmen sayısı:296.045)
RP :70.418 (Mehmet Ali Şahin)
ANAP :57.427 (Ali Doğan)
DYP :41.687
SHP :35.400
DSP :31.882
CHP : 3.690
Diğer: 7.225
10 Temmuz 1994
RP :71.586 (Mehmet Ali Şahin)
ANAP :86.067 (Sadettin Tantan)
DYP :15.761
DSP : 15.374
SHP : 11.430
CHP : 1.048
Diğer: 1.671