04.03.2021 - 17:20 | Son Güncellenme:
Büyükada, Prens Adaları denilen 9 ada grubunun en büyüğüdür. Rumca adı “Prinkopos”tur. Adanın kuzeyinde ve güneyinde birer tepesi bulunuyor. Ayrıca adanın Nizam ve Maden adında iki mahallesi bulunuyor. Zamanın Ermeni ve Rum yerleşkesi olduğu için, bu kültürleri yansıtan mimari ve kültürel yaşamın izlerini görebilirsiniz.İstanbul’dan adaya vapurla gelebiliyorsunuz. Adanın vapur iskelesi ana meydanda bulunuyor. Kamu hizmetleri dışında adada motorlu taşıtlara izin verilmiyor. Kendi bisikletinizle veya kiralayarak, yürüyerek ya da faytonlarla ulaşımı sağlayabiliyorsunuz. Adada yoğun şekilde fayton kullanıldığından ağır at kokusu sizi rahatsız edebilir.Adada dini yapılar ve renkli köşkler oldukça fazladır. Rum-Ortodoks kiliselerinin yanı sıra Ermeni ve Katolik kiliseleri, sinagog ve camileri bir arada görebilirsiniz. Rumların şaşaalı köşklerinden günümüze kadar gelen az örneklerini de inceleyebilirsiniz.Adada, halk plajlarının yanı sıra ücretli plajlar da bulunuyor. Hem deniz hem piknik hem de doğa yürüyüşü yapma fırsatı açısından ada her mevsim ziyaretçilerini ağırlıyor. Eskibağ, Halik Koyu, Prenses Koyu, Yörükali, Nakibey, Aya Nikola plajlarında denizin ve adanın tadını çıkarabilirsiniz.
Vapurdan indiğinizde meydanda sizi çeşme ve saat kulesi karşılıyor. Yerel halk, çeşmeyi su doldurmak için kullanıyor. Yorulan ve susayan misafirleri çeşme başında görebilirsiniz. Meydanda bulunan saat kulesi adanın simgesi halindedir. Çünkü yorulan ve dinlenmek isteyenlerin uğrak noktasıdır. Ayrıca buluşma noktası olarak da kullanılıyor.
Dileklerin gerçekleştiği kilise olarak biliniyor. Adanın en yüksek tepesi olan Manastır Tepesinde bulunuyor. Efes’teki Meryem Ana Evi ile birlikte Hristiyanların hac uğrak noktasıdır. Her yıl 23 Nisan ve 24 Eylül’de Hristiyanların akınına uğrar. Kilise Saint George adına yaptırılmıştır. 19, yüzyıl mimari yapısına sahip kilise üç çanıyla biliniyor. Manastırın bahçesindeki ağaçlara dilekler tutulup, bez veya eşarplar bağlanıyor.
Manastır Tepesine giden yolda, yol ikiye ayrılıyor. Sağdaki yolu takip ettiğinizde kuleye ulaşıyorsunuz. Kule Orman Bakanlığına ait bir yangın gözetleme kulesidir. Kısa bir tracking yapmak için ideal bir ortamda yürüyüş yaptıktan sonra muhteşem manzarayı izleyebilirsiniz. Ayrıca göçmen kuşların uğrak noktası olan bu tepede kuşları fotoğraflayabilirsiniz.
Bina Manastır Tepesinde bulunuyor. 110 yıllık bir geçmişe sahip bu bina, Avrupa’nın en büyük ahşap binasıdır. Zamanında Fransızlar tarafından otel olarak inşa edilmesine rağmen Osmanlı tarafından kabul görmemiş. Rum bir kadın tarafından satın alınan bina yetimhane olarak kullanılmaya başlanmış.
İstanbul’un ilk çağdaş kent müzesi bu adada bulunuyor. İskeleden çıktıktan sonra tabelaları takip ederek müzeye ulaşabilirsiniz. Müzede edebiyat, sanat ve tarihi eserler, dokümanlar bulunuyor. yüzlerce obje, 20 bin belge, 6 bin fotoğraf, film ve sözlü tarih kayıtları sergileniyor. Adanın tarihi hakkında bilgileri müzede bulabilirsiniz. Müzenin en önemli parçası 375 yıllık balık fosilidir.
Adanın batısında yer alıyor. 500 metre uzunluğunda, 100 metre genişliğinde bir piknik alanıdır. Kuzeyinde Değirmen Koyu, güneyinde Yörükali Koyu bulunuyor. Tamamen ağaçlarla kaplı bu alan piknikçilerin merkezi konumundadır. Ayrıca piknik merkezinde bir de Tabiat Parkı yer alıyor.Piknik merkezinde özel işletme bulunuyor. İşletmenin temin ettiği masa ve mangalları kullanarak muhteşem deniz manzarası eşliğinde pikniğinizi yapabilirsiniz. İsterseniz pikniğinizi yaptıktan sonra Yörükali plajında denize girebilirsiniz.
Ada Müzesinden çıktıktan sonra ünlü yazarın evini görebilirsiniz. Pembe panjurlarıyla hemen dikkat çekiyor. Muhteşem bir mimari yapıya sahip köşkte, yazarın kişisel eşyaları sergileniyor.
Arabacılar Meydanı ve Çarşı Caddesi’nin kesiştiği konumdadır. Yerel halk tarafından Arabacılar Kilisesi olarak bilinir. Hristiyanlar burayı ziyaret etmediklerinde tam olarak hacı olmadıkları inancındadırlar. Çünkü bu kilise Meryem Ana’nın ölümüne adanmıştır. Meryem Ana’nın doğumu, mabede girmesi ve ölümü gibi üç yortuya atfediliyor.
Adanın en meşhur ve eski plajıdır. Kapasite bakımından en fazla olanıdır. Plajda hem otel hem de işletme olduğu için her türlü ihtiyacınızı rahatlıkla karşılayabilirsiniz. İskeleden, tesisin ücretsiz tekneleriyle plaja gelebilirsiniz. Müzik yayınları ve plajın ince kumları gençler ve çocuklu aileler için idealdir. Plaj hafta sonları aşırı kalabalık olduğu için, kalabalıktan etkilenmek istemiyorsanız hafta içleri gelebilirsiniz.
Adanın en uzun ve temiz plajıdır. Ayrıca pek popüler olmadığı için sakin ve huzurlu bir ortam sunuyor. Ada içinden yürüyerek veya iskeleden kalkan teknelerle plaja gidebilirsiniz. Bu plajda da tesis bulunuyor. Her türlü ihtiyacınızı rahatlıkla karşılayabilirsiniz. Plajın üst taraflarında piknik ve kamp alanları bulunuyor. Pikniğinizi yaptıktan sonra denizin tadını çıkarabilirsiniz.