Apartman üniversiteler

Öğrencilerden döviz bazında aldıkları milyarlık öğrenim ücretlerine rağmen, birbiri ardına açılan vakıf üniversitelerinin bir bölümünün yeterli altyapıdan yoksun, çağdaş üniversite görünümünden uzakta apartman katlarında eğitim vermeye çalıştıkları belirtiliyor.
Devlet üniversitelerinin her yıl sayıları gittikçe artan öğrenci ihtiyacını karşılayamaması üzerine bir zorunluluk olarak doğan vakıf üniversitelerinin gerekli donanıma sahip olmadan açılmasını geleceğin yükseköğretim sistemine yapılacak en büyük darbe olarak niteleyen uzmanlar, bu kurumlarda eğitim gören öğrencilerin mesleklerinin ve çağın gerektirdiği verilerle donanmadan mezun olacaklarına dikkat çekiyorlar.
Üniversitenin sadece bilgi alınan bir yer değil sosyal ve kültürel yaşam için gerekli olanakları sunan kurumlar olması gerektiği gözönünde bulundurulursa "Apartman üniversiteler"de bu ortamı yaratmanın zorluğu kendiliğinden ortaya çıkıyor.
Öğrencilerin, ders saatleri dışında özellikle sportif faaliyetlerde bulunmalarını sağlayacak gerekli tesisleri kurabilmek için altyapısı tamamlanmış geniş alana ihtiyaç olduğu, oysa birkaç katlı binalarda eğitim verme çabası içinde olan bu üniversitelerin milyarlık öğrenim ücretleri ve devletten aldıkları para ve arsa yardımını altyapı oluşturmada kullandıkları takdirde gelecekte sağlam temeller üzerine oturtulmuş kurumlar olarak eğitim sistemi içerisinde yer alabilecekleri vurgulanıyor.

Vakıf üniversitelerinin, devlet yardımı ve öğrenim ücretleri ile masraflarını karşılayarak yeni yatırımlara yöneldiği belirtilirken; devlet üniversitelerinin, yatırımlarını tamamlayacak kaynak bulmakta zorlandığı belirtiliyor.
Kampüs inşaatlarının tamamlanabilmesi için yatırım ödeneği tekliflerini yüksek tutan devlet üniversiteleri, Hükümet'ten bu yıl da umduğunu bulamadı. Devlet üniversiteleri, 1998 yılında, yatırımlarını tamamlayabilmek için 263 trilyon lira yatırım ödeneği talebinde bulunmuş ancak 91 trilyon lira alabilmişti.