The OthersDeprem döngüsü

Deprem döngüsü

01.04.2002 - 00:00 | Son Güncellenme:

Deprem döngüsü

Deprem döngüsü



Gün geçmiyor ki, depremle ilgili haberlere bir itiraz gelmesin. Bunlardan biri okur Burak Boşluk’a ait.
19 Mart tarihli Milliyet’in birinci sayfasında gördüğü harita, Burak Bey’in bir eleştiri yazması için yetmiş de artmış.
Işıkara’nın Haritası başlıklı haberle sunulan haritada, İstanbul’un 7.5 büyüklüğünde bir depremi bölge bölge nasıl hissedeceği okura anlatılmaktaydı.
"Ailece merak ediyoruz" diye soruyor Burak Boşluk:
"Bu haberi ne amaçla yayımladınız?"
Sonra, "benim aklıma gelen nedenler şunlar" deyip peş peşe sıralıyor:
"Bu haberi a) Bizi bilgilendirmek için yayımladınız. Bu durumda ben depremi 10 şiddetinde hissedeceğim. Bunu bilmem bana ne kazandıracak? Taşınayım mı? Tüm Bakırköy, Maltepe ve Adalar nereye taşınsın? b) Tirajı artırmak için yayımladınız. Bu durumda yaratılan panik ve huzursuzluğa ne diyorsunuz? c) Bazı bölgelerin rantını artırmak istediniz."
"Belirtilen haberin topluma faydası hakkında bana bilgi verirseniz sevinirim."
Yorum: Yanıt, tabii ki a şıkkı. Harita, Işıkara’nın siyasilere sunduğu ve ciddi bir dille "bir şeyler yapın" diye uyardığı harita... Milliyet Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Yılmaz’ın geçenlerde yazdığı gibi, "gazeteler yazmasa da deprem gelecek." Milliyet’in okurla paylaştığı bu bilgi, "kapsamlı önlem alınmalı, vakit geçiyor" kaygısının paylaşılmasıdır. Çaresizlik ise, algılamayla bağlantılı bir duygu. Öte yandan, pek çok uzman, düşük maliyetli bir onarımla semtlerin kurtarılabileceği görüşünde.
Haber, kimi zaman uyarıcı olur. Alınacak kararlar için veri oluşturur. Ve haber, "şöyle bir sonuca yol açabilir" diye gizlenemez.
Bu yüzden, okurumuza katılamıyorum.
23 Mart’ta Marmara Denizi’nde olan depremin ertesi günkü haberinde yer alan bir ayrıntı - ‘deprem Avcılar’da da hissedildi’ bilgisi - Avcılar’dan bazı tepkilere yol açtı. Ortak itiraz şuydu: "Biz hissetmedik. Yoksa bu yalan bilgiyi Avcılar üzerinde bir hesabınız olduğu için mi verdiniz?"
Yorum: Saçmalık noktasına da varsa, bu tepkileri buraya aldım. Kandilli Deprem Bilim Bölümü yetkilisi Seyhun Püskülcü’yü aradım. "Avcılar’dan çok telefon geldi, deprem duyulmuş" dedi. Hissetmeyenler olabilir elbette. Ama öyle anlaşılıyor ki, bazı okurları, depremin başlarına evleri yıkacağı korkusundan çok, "burada önlem alınmaya başlanırsa başımıza kötülük gelir" saplantısı hareketlendiriyor. Deprem haberciliğinde işimiz gerçekten çok zor!

Dansöz haberi
Kamuoyu geçen hafta, 8 yaşında bir kızın TV kanallarında dansöz olarak ekrana çıkarılmasını konuştu. Bunun üzerine Devlet Bakanı Hasan Gemici çocuğun ailesi hakkında yasal işlem başlatılmasına karar verirken, RTÜK de yayınlar konusunda uyarı niteliğinde bir açıklama yaptı.
28 Mart tarihli Milliyet’in ön sayfasında Star Yine Yaptı Yapacağını! başlıklı haberde, 27 Mart akşamı sunulan Star TV ana haber bülteninde ‘neredeyse (küçük kızın) gösterisinin tamamının tekrar yayımlandığı" bildirilmekteydi.
Star Haber Koordinatörü Ayşenur Arslan, bu konuda "cevap hakkı"nı kullanmak istediğini bildirerek, kısaltarak aktaracağım şu açıklamayı gönderdi:
"Star Haber Merkezi, haberi hazırlarken habercilik ilkelerini ve yasal - toplumsal gerekleri göz önünde tutarak, a) çocuğun dansederken, gösteri yaparken tek kare görüntüsüne yer vermedi; b) Uzman psikiyatrist Doç. Bengi Semerci ile röportaj yaparak, onun görüş ve ‘eleştirilerine’ yer verdi; c) Sokaktaki insanın tepki ve eleştirilerine yer verdi, d) Daha sonra İbrahim Tatlıses’i yayına alarak, çocuğun görüntülerine yer verip vermeyeceğini sordu. Bu söyleşi sırasında da çocuğun dansederken, gösteri yaparken tek kare görüntüsünü yayımlamadı."
" Star Haber, Milliyet gazetesinin haberiyle haksız biçimde suçlanmıştır. Okurlarınızı yanlış kanaate yöneltecek haberinizin düzeltilmesini rica ederim."
Yorum: Bandı izledim. Bültende konuya geniş yer ayrılmış. Ama, Milliyet’te yazıldığı gibi, "gösterinin neredeyse tamamı" tekrar yayımlanmamış. Mülakatlarda yansıtılan bölümlerde çocuğun Hülya Avşar ve İbrahim Tatlıses’le kucaklaşma-konuşma görüntüleri yer alıyor. Dolayısıyla o ifade ve başlık, programa haksızlık olmuş. Ancak, tartışma burada bitmiyor. Acaba, konunun yargıya iletildiği ve kanalların uyarıldığı bir ortamda, çocuğun "gösteri yapmayan, dans etmeyen" görüntülerinin, dakikalarca süren mülakatlar üzerine tekrar tekrar, döne döne bindirilmesi, ‘aklayıcı’ bir davranış mıdır? Benim fikrim, ‘aklayıcı’ olmadığı, sadece ‘hafifletici neden’ sayılabileceğidir. Çocuğun görüntülerinin hiç verilmemesi veya iyice yüzü taranıp sunulması, çok daha sorumlu bir davranış olurdu. Bu da TV’lerdeki meslektaşlarım arasında ciddiyetle tartışılmalı; az değil, hiç hata yapılmamalı.









KEŞFETYENİ
Cannes'da bebek müjdesi! Kırmızı halıda açıkladı
Cannes'da bebek müjdesi! Kırmızı halıda açıkladı

Cadde | 24.05.2025 - 10:56

Başak Gümülcinelioğlu, Cannes Film Festivali'nde hamile olduğunu duyurdu.

Yazarlar