Ruşen Çakır
Prof. Dr. Ahmet Taner Kışlalı suikastını gerçekten İBDA - C düzenlemiş olabilir mi? Görüştüğümüz bir örgüt mensubu bu soruya, "Bizimkilerin yapmış olduğunu sanmıyorum, ancak üstümüze yıkılan bir eylemi reddetmek bizim raconumuzda yoktur" cevabını verdi.
"Provokasyonlar bizim işimize yarıyor" diyerek dergilere kapak olan, sık sık televizyonların
haber bültenlerinde yer alan İBDA'cılar genellikle çok konuştu, az iş yaptı. Şiddete başvurmayı açık açık savunmaları, yayın organlarında kendileri gibi düşünmeyen her türden şahsiyeti hedef göstermeleri nedeniyle her taşın altında onlar arandı.
Bunun sonucunda grup adına basını arayan şahıslar çok sayıda eylemi üstlendi, hatta aramalarına gerek olmadan "Bunu İBDA'cılar yapmıştır" denildi. Ama sonradan eylemlerden bir kısmının PKK ve DHKP - C gibi örgütler tarafından gerçekleştirildiği anlaşıldı, bir kısmı ise faili meçhul kaldı. Cezaevlerindeki onlarca İBDA - C militanının üstünde ise Atatürkçü Düşünce Derneği'nin değişik şubelerine yönelik saldırılar, bazı birahanelere molotof kokteyli atılması gibi nispeten daha düşük ölçekte eylemler kaldı.
Kışlalı suikastı bu nedenle ilk bakışta İBDA - C'nin çapını aşıyora benziyor. Ancak grubun alışılmadık yapısı her türlü olasılığı mümkün kılıyor. Çünkü ortada tek ve belli bir merkezden yönetilen bir örgüt yok. Kendilerini Necip Fazıl Kısakürek'in formüle ettiği "Büyük Doğu" ve ondan hareketle Salih Mirzabeyoğlu'nun (gerçek adı Salih İzzet Erdiş) geliştirdiği "İBDA" düşüncesine yakın hisseden kişiler bağımsız örgütçükler kuruyor. Kısa ömürlü dergiler aracılığıyla haberleşen bu gruplar strateji ve taktiklerini, dolayısıyla eylemlerini kendi başlarına belirliyorlar.
İslami Büyük Doğu Akıncıları - Cephesi (İBDA - C) diye adlandırılan bu özerk yapılanma nedeniyle, belki de İBDA düşüncesiyle hiçbir ilgisi olmayan kişi veya çevreler bile yaptıkları bir eylemi rahatlıkla bu grup adına üstlenebilir ve buna kimseden itiraz gelmez. Yine bu özerk yapılanma nedeniyle bazı İBDA'cı grupçuklar yurtiçi ve dışında birtakım ilişkiler kuruyor olabilirler. Örneğin Çeçenya başta olmak üzere dünyanın değişik bölgelerinde gönüllü olarak savaşmış bazı Türkler'in İBDA - C şemsiyesi altında Türkiye topraklarında faaliyet gösterdikleri veya gösterecekleri ileri sürülüyor.