Doğan Cüceloğlu
Amerikalı psikiyatrist William Glasser bütün akıl hastalıklarının temelinde
iki faktör yattığını iddia eder: 1. Kendini sevilmeye layık görmeme, 2.
Kendini değerli görmeme. Sevilme boyutunu geçen hafta ele almıştık; bu hafta
kendini değerli görmeyi irdeleyeceğim.
VAROLUŞUN DÖRDÜNCÜ BOYUTU- Değerli olmak, vazgeçilmez olmak (Bold)Bir aile düşünün; anne, baba ve çocuklar o gün misafir gelen dede, nine, ve
halayla yemeğe oturmuşlar ve banyoda elini yıkamakta olan dört yaşındaki
Kenan'ın masaya gelmesini bekliyorlar. O ailede Kenan gelmeden yemeğe
başlanmıyor.
Bir başka aile düşünün; ailenin tümü
yemek için beraberce masaya oturmuyor;
karnı acıkan mutfaktan yiyeceğini alıp masaya oturuyor ve yemeğini yedikten
sonra çekip gidiyor.
Bu iki ailede büyüyen çocuklar kendilerinin değerli olmalarıyla ilgili
farklı algılamalar içinde olacaklardır. Kendinden daha büyük bir bütünün
vazgeçilmez parçası olarak algıladığı zaman kişi kendini değerli hisseder.
Kenan kendini daha değerli hissedecektir.
Hasta annesini muayene için bir üniversite hastanesine götüren bir
tanıdığım, "Profesör biri oldukça gecikmiş olduğu halde asistanların tümü
toplanmadan konsültasyona başlamadı. Sayın Profesörün her bir asistanına
verdiği değeri hiç unutamayacağım," demişti.
Sağlıklı ailede insanlar birbirlerine değer verirler ve ailedeki her
bir bireyin vazgeçilmez olduğu yemeklerde, bayramlarda, gezilerde,
toplantılarda, yani her fırsatta ifade edilir ve vurgulanır. Burada aile
üyelerinin aldığı mesaj çok açık seçik şudur: "Bu aile sensiz olamaz; sen bu
ailenin vazgeçilmez bir parçasısın!"
Sağlıksız ailede insanlar birbirlerinden kopukturlar; birbirlerine
değer vermezler; yemeklerde, bayramlarda, gezilerde, toplantılarda kimse
kimseyi umursamaz, ilişkiler kopuktur ve herkes kendi dünyasındadır.
Saılıksız ailede bireyin aldığı, "Sen kimsenin umurunda degilsin, ha
olmuşsun, ha olmamamişsın, fark etmez; varlığınla yokluğun arasında bir fark
yok," mesajıdır. Bu mesaj, "sen sevilmeye layik değilsin" mesajiyla
birleşince insan ruhunu karartır, soldurur, çökertir.