"Gelen turist, toplumsal alışkanlık, kişibaşına gelir hesaplandığında, Türkiye'deki kumarhane dünyanın hiçbir yerinde yok. Çarpıklığın son örneği Kıbrıs. 150 bin nüfuslu bir yerleşim birimine 40 kumarhane açıldı. Bunun tek adı var: "Facia."
"Faites vos jeux. Rien ne va plus!" Rulet diliyle ifade etmek gerekirse: "Bahisler kapandı!" On gün sonra kilit vuruluyor kumarhane kapılarına.
Bu söyleşi, "turizm" adına Türkiye'nin nasıl bir kumarhane cennetine dönüştüğünü anlatıyor. Bu "karanlık cennet", siyasi iktidar ve güç odaklarını etkileyen mafyanın eline, '90'lı yıllar başında geçmiş. Hedef kitlesi, asla ileri sürüldüğü gibi, zengin turistler ve mülti - milyarder Türkler olmamış. Onlar, Las Vegas ve Monte Carlo'nun yolunu tutmuş her zamanki gibi...
Boğazına dek kumarhane batağına batan, tefecilere varlıklarını kaptıranlar; "iyi yaşam cazibesini" "casino"larda yakalamayı düşleyen ama ekonomik bunalımın etkilerini de iliklerine dek hisseden bir orta sınıfın temsilcileri. Limuzinlerle çarşı, pazardan toplanan ev kadınları, esnaf ya da tezgahtarlar çoğu. Sıradan, küçük, vasat yaşamlarından kurtulmak isteyen kumarın bu yeni orduları, ikram edilen şampanyalar ve açık büfe ziyafetleriyle "havaya sokulmuş"! Sevdiklerinin geleceği üzerinden oynamış çoğu. Düşlerini yeşil çuha üzerinde yitirmişler.
"Kumarhanelerin kapatılmasına" ilişkin yasayı Meclis'e veren Refahyol hükümetinin Turizm Bakanı Bahattin Yücel ile "casino"ların "son on günü ve geçmiş on beş yılını" konuştuk. Gelinen noktada varılan sonucun yalnız Anayasa Mahkemesi'nin değil, "artık bir şeyler yapın!" diye bastıran kamuoyunun zaferi olduğunu anlatıyor Yücel. "O sırada bize kamuoyu yoklamaları geliyordu" diyor ve "Korkusuzca kumarhanelerin üstüne gitmenin siyasal rant yarattığı görüldü" diye açıkça ekliyor.
Geçmişle ilgili uygulamalarda, Özal hariç, askeri yönetimlerden bu yana konuyla ilgili hemen tüm mercileri suçluyor Bahattin Yücel. Gösterdiği adresler çok açık, çok net. Gerisi aşağıda, okuyun!
- Kumarhane belası başımıza nasıl sarıldı?
- Askeri yönetim döneminde 2634 nolu bir yasa çıkartıldı. Turizm Bakanı İlhan Evliyaoğlu idi. MGK'nın kabulünün ardından, 1983 Mart'ında Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe girdi. Turizm Endüstrisini Teşvik Kanunu idi adı. Yasanın 19. maddesi talih oyunları işletmelerine ilişkin yeni bir düzenleme getiriyordu. Yani şimdi hangi siyasetçinin kimden, ne şekilde çıkar sağlıyor diye eleştirerek baktığımız kumarhanelerin açılışında askeri yönetimin damgası var.
- Buna neden gerek duyuldu?
- Amaç turizm yatırımlarını özendirmek ve sürekli gelire kavuşturacak bir yapı kurmaktı. Batı'dan müşteri çekmeyi amaçlamış ama askeri yönetimle götürülen bir ülkede, turizm yatırımı riskli bir işti. Kimse böyle bir risk almak istemiyordu.
- Amaç, kestirmeden gitmek miydi?
- Hayır, benzer ülkelerdeki uygulamaları taklit etmekti. Mısır çok yatırım yapıyordu. Bulgaristan'la Çavuşesku Romanya'sında benzer uygulamalar vardı. Konu MGK'da konuşulurken, turizmciler olarak biz bunun ciddi sorumluluklar getireceğini; otel bünyesinde kumarhane açmanın tehlikeli olduğunu söyledik. Küba örneği biliniyordu. Florida eyaleti halk oylamasıyla kumarhane açılmasını reddettiği için, mafya kontrolündeki kumarhaneler Havana'ya gitmişti. Küba devriminin halk kitleleri arasında destek bulma nedeni buydu. Ama askeri dönem bu eleştirilerimizi dikkate almadı.
- Önce kumarhanelere Türkler giremiyordu...
- Evet, MGK'nın yapmış olduğu düzenleme ile Türklerin girişi yasaktı.
- Tırmanış nasıl oldu?
- Yurtdışında sürekli ikamet eden, geçimini sağladığını kanıtlayabilecek Türkler girebilir diye bir madde getirdiler sonra. Zamanla bu da delindi. Özal'la turizm yatırımları katlandı. Yeni tesislerde kumarhaneler açılmaya başlandı. Önce "tek kollu canavar" tabir edilen "slot machine"ler geldi. Ama bunlar tatmin etmedi. Canlı, masa ya da kasaya karşı oynanan oyunlar var. Arkadan rulet, poker gibi bu oyunlar da getirildi.
- Nasıl?
- 18 kumarhane açan ANAP'ın ilk Turizm Bakanı Mükerrem Taşçıoğlu,
oyun çeşitlerini artırdı. Fakat Tınaz Titiz döneminde kumarhaneler TC vatandaşlarına yasaklandı. Kumarhane sahipleri idare mahkemelerinde dava açınca, Titiz genelgesi iptal edildi. Anayasa'ya göre çünkü yabancılara serbest bırakılan faaliyetler Türklere yasaklanamıyordu. Arkadan 8 kumarhane açan Aküzüm dönemi yaşandı. Türkiye o dönemde artık Körfez bunalımı içine girmişti.
- Bunun etkisi ne oldu?
- Yılmaz ve Akbulut'un başbakanlıklarında, turizm darbe yedi. Hükümet BM'ye, turizmin ciddi hasar gördüğünü söyleyerek temin ettiği kaynaklardan sektörü yararlandırmadı. Turizme karşı sert, tutucu davrandı. İlhan Aküzüm o sırada yönetmelik değişikliği yaparak, Türklerin kumarhanelere girişine yeniden izin verdi. Bu izinle, Ömer Lütfü Topal gibi sektör içinden gelmeyen, turizmle uzak yakın ilgisi olmayan, hayatı boyunca turist olmamış insanlar kumarhane açmaya başladı. Burada bir hileyi şeriye yapıldı.
- Ne gibi?
- MGK döneminde, kumarhane işletmeleri konaklama tesislerinin parçasıydılar. Hukuki deyimle "mütemmim cüz"düler. Aküzüm, farklı bir yorumla kumarhanelerin bütünden ayrı kiralanmalarını sağladı. Dendi ki: "Turizm ciddi darboğazda. Bu kaynağa ihtiyaç var..." Bu, çığır açtı.
- Yıl?
- '91. Şimdi burada bir anı. Özal, sektörün aldığı darbelerden etkilenmişti. Türklerin kumarhanelere girişini kolaylaştıran uygulamayla ilgili beni aradı ve "Bunun turizme katkısı nedir?" diye sordu. Ben de, "Katkısı olacağını sanmam. Ne gelen turist o kumarhaneleri doldurur, ne kumar için buraya gelir. Önemli olan Türkiye'nin güvenli ülke imajının korunması. Bizim müşteri profilimiz farklı" dedim. Özal, "Gerekçe olarak bana yabancıların geleceği söylendi. Bunun vebali var. İyi düşünmek lazım. Ama ben karışmıyorum. Ben Cumhurbaşkanıyım..." diyerek telefonu kapattı. Sesi kırgındı. Kumarhanelerin açılmasında Özal'ın çaba harcadığı ve çıkar sağladığı söylenir. O
telefon görüşmesinden aldığım izlenim, bunun aksidir. Özal, Türklerin kumarhanelere girişine ve işletmelerin 3. şahıslara kiralanarak yaygınlaştırılmasına karşıydı.
- Rekor 27 kumarhane açan Abdülkadir Ateş'in. Bu nasıl oldu?
- Bir önceki dönemde başlatılan çığır, patlama yaptı. Ateş, artık bunu önleyecek durumda değildi. Ateş'e kadar durumu anlattım. Sürekli yönetmelik değiştirilmiş. Her değişiklik kumarın zorlaştırılması ve kumarhane açma iznin daha güç verileceği izlenimi ile kamuoyuna aktarılmış. Ama aksi olmuş. Gelen turist, toplumsal alışkanlıklar ve kişibaşına gelir hesaplandığında; Türkiye'deki kumarhaneler dünyanın hiçbir yerinde yok. Çarpıklığın son örneği Kıbrıs. Turist çekmeyen 150 bin nüfuslu bir yerleşim birimine 40 kumarhane açıldı. Bunun tek adı var: Facia.
- Kıbrıs Akdeniz'in Monte Carlo'su mu oldu?
- Kumarhaneler, Türk pazarı için Kıbrıs'a gidiyor. Orda 14 bin öğrencimiz var. O öğrenciler TC vatandaşı oldukları için yabancı sayılarak kumarhanelere girerlerse, bunun iki sorumlusu olur. Denktaş ve oradaki güvenlik kuvvetleri komutanı. O öğrencilerin kumarhanelere girmesi ile ilgili hiçbir mazaret getirilemez. 150 bin nüfuslu yerde 40 kumarhane olmaz. Olsa olsa bu kadar belge, rüşvet karşılığı verilir ki, bu da yakışıksız bir durum.
- Sektördeki rant ne?
- Örtülü karın yılda 1 milyar dolardan az olmadığını tahmin ediyorum. Bu işin % 70'i beş işletmenin elinde. Tekelleşme var. Piyasanın % 80'i İstanbul'da.
- Ev kadınlarının hayatına nasıl girdi kumarhaneler?
- Promotörler tuttular. Alışverişe giden ev kadınlarını avlayan promotörler. "Kabul gününü, konken partini bizde yap" dediler. İnsanları evlerinden otomobil, otobüslerle aldırdılar. Bedava açık büfe verdiler. İçkiler içirdiler. İkram ve o egzotik ortam insanları, elinde ne var ne yoksa kaybetmeye sürükledi. Yani sürekli genişleyen bir pazarlama sistemi kurdular. Kumar içinde kumar oynattılar. Gazeteleri açıyorsunuz, müthiş reklamlar. Kumarhanelerde yat, kat, otomobil çekilişleri...
- Müşteri profili neydi?
- Ekonomik bunalımın derinliğini hisseden ama iyi yaşamın çekimini de görmüş, sınıf atlamak isteyen bir orta sınıf.
- Başka kesimler oynamıyor mu?
- Gelir düzeyi yüksek insanlar, göz önünde kumar oynamaktan hoşlanmaz. Onlar Monte Carlo'ya, Atlantic City'ye gidiyorlar. Concorde'la uçuyorlar. Alınan fiş üzerinden kumarhane bileti geri ödüyor. Çok büyük, çok zengin tanınmış işadamlarımız var Las Vegas müşterisi. En iyi oteller, en ünlü kumarhanelerde "seçkin Türkler" olarak itibar görüyorlar.
- Kaç isim var böyle?
- 50 - 60 civarında.
- Sizin konuya ilginiz nasıl oldu?
- Kamuoyundan "bir şey yapın" baskısı geliyordu. Biz bir yönetmelik çıkardık ve kumar içinde kumar olan tüm ikramiye, çekiliş ve bedava açık büfeyi kaldırdık. Promosyonu yasakladık. Evlerden, belli yerlerden, servis, limuzin, otomobil, tekneyle insanların kumarhanelere getirilmesine son verdik. Reklamı yasakladık. Kıyafet zorunluluğu getirdik. 24 saat açık kumarhanelerin çalışma saatlerini, akşam 19.00'la sabah 03.00 arasında sınırladık. Kumarhaneleri büyük kentlerden alıp, Yassıada ve Kapadokya gibi uzak yerlere taşıyacaktık.
- Bu neden yapılmadı?
- Çünkü Çiller, Erbakan'la anlaşarak, birdenbire kumarhanelerin kapatılması ile ilgili bir talimat verdi. Önce Mehmet Ağar İçişleri Bakanı'yken, üstüne vazife olmadan, valiliklere Türklerin kumarhanelere girişini yasaklayan bir talimat gönderdi. Kendisine bunun yargıdan döneceğini söyledim. Dinlemedi. İşletmeciler idare mahkemelerinden yürütmeyi nitekim gene durdurma, iptal kararı aldırdılar. O iş kaldı. Ağar şimdi, "kumarhaneleri kapatan benim" diyor. Doğru değil bu.
- Siz bu işle ilgilendiniz ama kumarhanelerin kapatılmasını niye istemediniz?
- Çünkü yasakçılığa karşıyım.
- Fakat sonra Anayasa Mahkemesi kararını desteklediniz?
- Kumarhanelerin disiplin içinde, belli merkezlere toplanmasından yanaydım ben. Bunun için sıkı denetim lazım. O denetim yapılmadı. Bu noktada karar isabetli. Kumarhanelerin Anayasa Mahkemesi'nde mutlaka açılacağına ilişkin dedikodular vardı. Mahkeme söylentileri yalanlayan ve kendisini aklayan tarihi bir karar verdi. Yüksek mahkeme olduğunu gösterdi. Karar siyasi açıdan da önemli. Anayasa Mahkemesi, RP'yi kapatıp, kumarhaneleri açamazdı. Hukukun üstünlüğü yara alırdı. Yüksek mahkeme buna da izin vermeyecek bir karar aldı.
"Şimdi hangi siyasetçinin kimden, ne şekilde, çıkar sağlıyor diye eleştirerek baktığımız kumarhanelerin açılışında askeri yönetimin damgası var..."