Yarı fiyatına Avrupa kalitesi

Bir ayakkabı düşünün ki; hem dünyaca ünlü modacılar tarafından tasarlanacak, hem Türkiyelilerin ayak yapısına uyacak, hem de ithal ayakkabıların yarı fiyatına olacak. Ayakkabı tercihini belirleyen bu önemli unsurları birarada bulmak zor olsa gerek. Ancak Akmen Ayakkabı "zoru başarmak" konusunda iddialı.
1994 yılında Akmen Ayakkabı'yı kuran Selahattin Akaydın, "Belli bir standartın üzerinde ve kaliteli ayakkabı üretmek, çocukluktan beri hayalimdi," diyor. İlk aşamada İtalyanlarla ortak ayakkabı fabrikası kurmak isteyen Akaydın, ortak nokta bulamadıkları için bu işe kendi olanaklarıyla yönelmiş. Selahattin Akaydın, o dönemle ilgili bir çelişkinin de altını çiziyor: "Herkes kriz ortamında işlerini durdururken biz yatırım yapmış olduk."Günde bin çift ayakkabı üretecek kapasitesiyle kurulan Akmen Ayakkabı, ilk ürettiği 3600 çift ayakkabının tamamını İtalya'ya ihraç etmiş. Akmen Ayakkabı'nın adını duyurması ise 1995 kış sezonunda oluşturduğu bot koleksiyonuyla birlikte gerçekleşmiş. 1996'nın yaz sezonunda Akmen Ayakkabı'nın üretim yelpazesine spor ayakkabı da eklenmiş ve bu gelişim 1997 martında 3 üretim bantına geçmeleriyle hız kazanmış. Selahattin Akaydın şu anda günlük kapasitelerinin 3 bin çift olduğunu belirtirken, bu kapasitenin yalnızca yüzde 50'sini kullandıklarını da sözlerine ekliyor.
15 ila 40 yaş arasındaki tüketici grubunu hedeflediklerini söyleyen Akaydın'a göre Akmen Ayakkabı, gelir düzeyi orta ve ortanın üzerinde olan müşteriye hitap ediyor. Akmen Ayakkabı'nın ürün yelpazesinde yüzde 30'luk bölüm kadın ayakkabılarına ait. Ancak kadın ayakkabılarında klasik çizgileri değil, daha çok "günlük giyilebilecek" modelleri görüyoruz. "Yüksek ökçeli ayakkabılar üretmiyoruz," diyen Akaydın'a göre kadın modellerinde "rahatlık ve güncellik" ön planda. Akaydın yaz sezonu için yüksek tabanlı ve "iddialı" bir ayakkabı hazırladıklarını da belirtirken; "Bu model yurtdışında çok moda," diyor.
Akmen Ayakkabı'nın, fiyatı 13 milyondan başlayıp 30 milyona kadar uzanan yazlık erkek modelleri ise çok çeşitli. Yaz koleksiyonunu mart ayının hemen başında vitrinlerde görebileceğiz. Bir sezonda yaklaşık 300 model ürettiklerini belirten Akaydın, bu geniş koleksiyonun İtalya'da dünyaca ünlü 4 stilist tarafından hazırlandığını söylüyor. "İtalya'da yapılan tasarım sayesinde, modayı sürekli izlemiş ve anında Türkiye'ye getirmiş oluyoruz," diyen Akaydın; üretim aşamasında modelleri Türkiyelilerin ayak yapısına uyarladıklarını, bunun da Türkiye'deki ayak yapısının farklılığından dolayı "zorunlu" olduğunu belirtiyor. Ona göre, bu uyarlama aynı zamanda Akmen Ayakkabı'nın ithal ayakkabılara karşı en önemli avantajı. Ayakkabılarda kullanılan tabanların da yüzde 90'ı İtalya'dan ithal ediliyor.
Akmen Ayakkabı'nın hedefi, ayakkabıyı "el sanatı ürünü" olmaktan çıkarıp bir sanayi ürünü yapmak. "İthal ayakkabının kalitesini, ithal ayakkabı fiyatının minimum yüzde ellisine sunmak amacındayız," diyen Akaydın, "düşük fiyata çok üretim" ilkesini benimsediklerini söylüyor.
Akmen Ayakkabı'yı rakiplerinden ayıran bir diğer olumlu nokta ise "geleceğe yaptıkları yatırım". Buna örnek olarak, eğitim ve kalite için yaptıkları harcamayı gösteren Akaydın, "Bu rakam 1998'te 100 bin doları buldu," diyor.
Akmen Ayakkabı'yı, Türkiye genelinde başta Çarşı Mağazaları olmak üzere 400 civarında satış noktasında bulmak mümkün. Gima ve Ender Mağazaları da bu satış noktalarından bazıları.
Bu yıl ABD pazarına da girmeyi planlayan Akmen Ayakkabı, geçen yılın başından beri "Toplam kalite" çalışmalarını ayakkabı sektörüne uyarlamaya çalışıyor. Akmen Ayakkabı, ISO 9000 belgesi için de hazirana doğru başvurmaya hazırlanıyor.