Bern'den Tur Değil Alarm Geldi

28 Temmuz 2010

Lafı dolandırmaya hiç gerek yok, Fenerbahçe savunması alarm veriyor, hem de kırmızı alarm. Bu durum kamp döneminde yapılan hazırlık karşılaşmalarında da ortaya çıkmıştı ama bugünkü gibi ciddi bir sınavda rakibe bu denli net pozisyonlar verilmesi olayın vahametini çok net gösterdi.

Savunmadaki hataların müsebbiplerini Önder, Bekir ve hazır olmayan Santos olarak sıralamak mümkün ki bu oyunculardan ilk ikisinin bu sene kadroda yer bulmaları çok zor görünüyor.

Fenerbahçe’nin, Kazım’ın oyundan atılmasından sonra oyunu kendi yarı sahasında kabul etmesi temsilcimizin hücum etkinliğini neredeyse sıfıra indirdi ve bu durumda dahi Y. Boys’un oldukça önemli gol pozisyonları yakalaması savunmadaki hatalar kadar orta alanın hiçbir varlık gösterememesinden de kaynaklandı.

Bir gol atsa da Emre, maçta hiçbir varlık gösteremeyen Christian, oyuna sonradan girmesine rağmen topun takımında kalmasına en ufak bir katkısı olmayan Selçuk ve tanınmayacak haldeki Alex dün akşamki orta alanın başarısız isimleriydi.

Sadece Stoch ve Volkan

D&u

Yazının Devamı

Sezon öncesi değerlendirmeler - Galatasaray

24 Temmuz 2010

Galatasaray’ın Hollanda kampı zayıf rakipler karşısında alınan farklı galibiyetler nedeniyle olumlu bir havada başladı fakat Gurbet Kupası maçındaki yenilgi az da olsa keyfleri kaçırdı; özellikle futbolcular açısından. Bu karşılaşma sarı kırmızılılar için sezon öncesi ilk ciddi sınav olarak görülüyordu ancak hem Rijkaard’ın sahaya yedek ağırlıklı bir kadroyla çıkması hem de rakip on kişi kaldıktan sonra maçın tek kaleye dönüşmesi sarı kırmızılılar adına bu maçtan da bir çıkarım yapmayı olanaksız hale getirdi.

Frank Rijkaard

Geçen sezon takımın başına gelen ve bu sezon artık “yeni gelme kredisi” bulunmayan Hollandalı teknik adamın bu sezon da kafasındaki takımı oluşturduğunu düşünmüyorum. Zira bugüne kadar kadroya dahil edilen yedi ismin de, geçen yıl her fırsatta “iyi oynamak için kaliteli futbolculara ihtiyacımız var” diyen Rijkaard’ı tatmin ettiğini söylemek çok zor.

Rijkaard’ın kaliteli oyuncular istemesi işin kolayına kaçmak gibi algılanabilir ancak futbol oynadıkları dönemde

Yazının Devamı

Sezon öncesi değerlendirmeler - Fenerbahçe

23 Temmuz 2010

Daha üç dört gün öncesine kadar sarı lacivertliler rakiplerine oranla muhtemelen en zor durumda olan takımdı. Önce AZ Alkmaar, ardından da Köln karşısında sergilenen kötü futbol ve transferde geri kalınması başta Aykut Hoca olmak üzere tüm camiayı panik havasına sokmuştu ki ardından yaşanan umut verici gelişmeler takımda morallerin yükselmesine yeterli oldu.

Bu gelişmelerin başında hiç şüphesiz Genk ve ezeli rakip Galatasaray karşısında alınan galibiyetler geliyor. Her ne kadar bu maçlarda sahaya yansıyan oyun kimseyi tatmin etmese de özellikle savunmanın diğer hazırlık maçlarına oranla daha dikkatli olması ve orta alandaki mücadele sarı lacivertliler için sezon öncesi olumlu gelişmelerdi.

Transferler

Son iki maçta alınan galibiyetlerin yanı sıra Chelsea’den transfer edilen Stoch’un başarılı oyunu ve diğer bir genç oyuncu Dia’nın kadroya dahil edilmesi takımın havasının olumsuzdan olumluya dönmesine yardımcı oldu. Fenerbahçe’ye satılan Stoch için Chalsea taraftarlarının yönetimlerini ağır bir dille

Yazının Devamı

Sezon öncesi değerlendirmeler - Beşiktaş

22 Temmuz 2010

Sezonun başlamasına bir aydan az bir süre kala üç büyüklerin yeni sezondaki kadro ve oyun anlayışları yavaş yavaş şekillenmeye başladı. Her ne kadar takımlarımızın sezon içerisindeki performans grafikleri oldukça değişken olabiliyorsa da Beşiktaş’ı geride kalan kamp dönemi ve iki Vikingur maçındaki görüntüsüyle analiz etmek mümkün.

Şampiyonluk yarışındaki rakiplerinin transferleri ile kıyaslandığında siyah beyazlılar, biraz da sürpriz bir şekilde, yeni sezon kadrosuna çok önemli isimleri katmayı başardı. Genel kanının aksine bu isimlerin başında bana göre teknik direktör B.Schuster geliyor. Futbol sahalarında futbolcu olarak bulunduğu seksenli yıllarda “sarı melek” olarak anılan Alman teknik adamı futbol dünyası esasen Real Madrid ile La Liga’yı kazandığında tanıdı. Ne gariptir ki kendi futbolculuğunda, takım arkadaşlarından kulüp başkanlarına kadar birçok kişiyle sorun yaşayan ve zaman zaman bu nedenle takım değiştirmek durumunda kalan Schuster için disiplin bugün kendi teknik direktörlüğünün en

Yazının Devamı

Dostluk Maçı Sadece Fenerbahçe ile Galatasaray Arasında Olur

20 Temmuz 2010

Arjantin ile İngiltere arasında hiçbir zaman dosluk maçı olmaz derler, bir ölçüde de doğrudur. Çünkü bu iki ülkenin günümüzden sadece yirmi yedi yıl önce, Güney Atlantik’teki Falkland Adaları için resmen savaşa girmeleri onların tüm karşılaşmalarını apayrı bir boyuta taşımış durumda.

Aynı şeyi Fenerbahçe ve Galatasaray için de söyleyebilir miyiz? Tabi ki hayır. Bırakın savaşı, aynı şehrin iki büyük takımı için en yakışıklı ifade bu takımların “ezeli rakip ebedi dost” oldukları.

Elbette “futbol düşmanlığı” aynı şehrin takımları arasında olmaz diye bir kaide yok hatta bunun literatürde özel bir ismi var: “derbi” fakat bu ebedi dost olmayan ezeli rekabetlerin kökeni araştırıldığında karşımıza hep futbol dışı bir unsur çıkıyor. Örneğin Katolik Rangers ile Protestan Celtic, İspanyol Real Madrid ile Katalan Barcelona , yoksul Boca Juniors ile zengin River Plate veya sağcı Lazio ile solcu Roma arasındaki husumetlerin temelinde futbolun çok ötesinde nedenler var.

Halbuki bizim

Yazının Devamı