2008 ve Aygün, Gürüz, Özok

Diyalog Ama iş üniversite açmakla bitmiyor. Önceki gece Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi'nde bunu bir kez daha gördük.Üniversite yönetimi, hocalar ve öğrenciler, zor koşullarda, mümkün olanın en iyisini gerçekleştirmenin peşindeler. Şu an için çok yeniler. Ama eminiz bir 10 yıl sonra, kampusuyla, akademik altyapı ve öğrencileriyle, parmakla gösterilen bir kurum haline gelirler. Tabii eğer, şu günleri, en az zayiatla atlatabilirlerse.Zamlar gibi, peş peşe yeni üniversite açılıyor. Bu yüzden de gelişim süreçleri sancılı geçiyor. Ne yeterince kaynak ayırılabiliyor ne de akademik ve sosyal altyapı kurulabiliyor. Örneğin Tekirdağ'da merkezi bir kampus yok. Öğrencilerin her biri ayrı bir telden çalıyor ve çok farklı fraksiyonların etkisi altındalar. Belli ki şu anda öğrenciler üzerinde etkin olan güç, üniversite ve hocalar değil, dışarısı. Bu yüzden de hiç alışık olmadığımız bir ortamda, çok uçlara kaçan söylem ve dayatmalarla karşılaştık. Biz gittik, geldik. Ama o öğrencilerin, ortak bir paydada buluşmaları için çok daha fazla ilgiye ihtiyaçları var!.. 2008'de öne çıkması muhtemel tartışmalar yeni anayasa, YÖK ve ekonomiye yönelik gelişmeler, bu haftaki Genç Bakış'ın ana konularıydı. Özok, Aygün ve Gürüz de konuklarımızdı.Zaman zaman yangına öylesine körükle gittiler ki şaştım kaldım. İşte programda dile getirdikleri görüşlerinden bazı satırbaşları: Yeni üniversiteler, geleceğe yönelik en büyük yatırımlarımız. Keşke daha çok açılsa. Her ne kadar karşı çıkanlar olsa da. Bir eğitim kurumundan, hele hele üniversiteden ne zarar gelebilir ki!.. KDV yüzde 18'den yüzde 8'e düştü. Ama fiyatlar aynı.Kişi başına düşen milli gelir 6.000 dolar, kuyruklu yalandır.8 milyon aileye kömür dağıtıldı. Bu demokrasi değil, kömür demokrasisidir.406 milyar dolar faiz ödedik, 454 milyar dolar da borcumuz var. Bu ekonominin neresi iyi?Türkiye bağımsız bir ülke değildir, hangi kararını AB ve IMF'nin onayı olmadan alabiliyor?Bu gidiş iyi gidiş değil, sata sata elde ne kaldı?Terörist başka, Doğulu başka. Kürt kökenli arkadaşlarla sorunumuz yok.Türkiye de 18 milyon yoksul var. Esnaf kıvranıyor.80 yıllık cari açık toplamı 57 milyar dolardı. Son 5 yıllık bilanço ise 114 milyar dolar. Sinan Aygün (ATO Başkanı) Benim hukuk, demokrasi anlayışımla Sinan Aygün'ünkü örtüşseydi, işte o zaman şaşırırdım.2008 yılının en önemli hukuk tartışması, anayasa tartışmalarının temeli olacak. 301. madde çok tartışılacak, eve geri dönüş yasası, Türk Ticaret Yasası blok halinde halka sunulacak.Yeni YÖK Başkanı'nın yaptığı beyan çok yanlıştır. Hiçbir YÖK Başkanı, hiçbir ülkede, mahkeme kararlarına uymayın diyemez. Bu yüz karası bir durumdur, ben rektörlerin yerinde olsam YÖK Başkanı'nı istifaya çağırırım. Böylesi bir gafleti olağan bulmak mümkün değildir.Çok fazla anayasa yapmak övünülecek bir şey değil. 1982 Anayasası'nın Türk toplumuna yarar sağlamayacağını ve geriye götüreceğini Türkiye Barolar Birliği o zaman söylemişti.Bugünkü taslak, Türkiye'yi 1982 Anayasası'nın bile gerisine götürür. 78 baromuz özgür ve kendi düşüncelerini söylemekte serbesttir. Özdemir Özok (Türkiye Barolar Birliği Başkanı) Hazine bakanları ve YÖK başkanlarının geçmişi özellikle soruşturulmalıdır.Yargı kararlarını hiçe sayıp kendi bildiğini yapan, vahiye dayalı bilgileri yaymaya çalışan YÖK Başkanı'na tabii ki Malezya'ya git derim.Türkiye'de 1981 yılında 400 tane bilimsel yayın yapılıyordu. Şimdiye baktığımızda 18 binin üstünde.Kimsenin inancıyla ilgili bir sorunumuz yok.1996 yılında Başbakan Erbakan türban önünde selam duracaksınız derken, ben de üniversiteler hiç kimsenin önünde selam durmayacak dedim.Üniversitelinin birinci hedefi Türkiye Cumhuriyeti'ni korumak olmalı. Kimsenin dinine, diline, ırkına, kökenine bir şey söylediğimiz yok.Tek vatan, tek devlet, tek ülkü, tek millet olmaktan yanayım. Özetin özeti: Konuşacak çok şey var ama sakin sakin!.. aguclu@milliyet.com.tr Kemal Gürüz (eski YÖK Başkanı)