40 bin yeni öğretmen alınacağı, günlerdir müjdeli haber olarak veriliyor. Dışarıdan bakıldığında sevindirici bir durum. Yüz binlerce işsiz öğretmenden hiç olmazsa 40 bini iş sahibi olacak diye avunuluyor. Ama gerçekte durum, hiç de dışarıdan görüldüğü gibi değil. 40 bin kadronun çok önemli bir bölümüne, halen sözleşmeli olarak çalışan öğretmenler geçecek. Yani 40 bin yeni alım söz konusu değil. Örneğin haziranda alınacak 10 bin kadronun en az 7-8 bininin sözleşmeli olacağı tahmin ediliyor. Peki, boşalan sözleşmeli kadrolara yeni alım yapılacak mı? Bugüne kadar yapılıyordu. Ama Bakan Çubukçu artık sözleşmeli öğretmen alımı olmayacak yönünde açıklamalar yaptı.
Hani yasa çıkacaktı?
Milli Eğitim Bakanlığı’nın elinde şu anda 70 bin sözleşmeli öğretmen kadrosu var. Yaklaşık 68 binini halen kullanıyor. Bakan Çubukçu’nun sözünü ettiği, sözleşmeli alımına son verilebilmesi için önce bu sözleşmeli kadrosundaki öğretmenlerin kadroya geçmeleri gerekiyor. Bu konuda da defalarca açıklama yaptı. Yasa hazırlandı, hazırlanıyor, bugün, yarın Meclis’e geliyor diye onlarca açıklama yapıldı. Ama bir türlü arkası gelmedi. Yasa tasarısının en son Bakanlar Kurulu’nda olduğu dile getirildi. Sıkışık gündem nedeniyle bir türlü ona sıra gelmediği sürekli vurgulandı. Bu konudaki son değerlendirme ise TBMM tatile girmeden önce yasanın mutlaka çıkacağı yönünde. Ama anayasa değişikliği oylamaları daha ne kadar uzar, işte o hiç belli değil. Onun bitmesi mi beklenir yoksa araya mı girer, o konuda da net bir açıklama yapan yok.
Şimdi tekrar yazının başına dönersek, eğer MEB ve koskoca Türkiye Cumhuriyeti 40 bin yeni öğretmen alacağız diyorsa, bunun gereğini yerine getirmelidir. Yoksa bir kadrodan diğerine aktarmak kandırmaca olur ki bu da ne iktidara ne de devlete yakışır.
Milli Eğitim Bakanı Çubukçu, öğretmen alımının yılda bire indirileceğini söyledi. Yani bu atama dönemini kaçıran, en az bir yıl bekleyecek. Doğruluğu, eğriliği tartışılabilir. Ama bu bir dayatma şeklinde uygulanmamalı. Bu yıl açıklanıp, gelecek yıl uygulansaydı, bir sorun yaşanmazdı.
Öğretmen alım politikası
Ama daha da önemli olanı, MEB’in bir öğretmen seçim ve atama politikasının bulunmaması. Seçim konusunda, tıpkı öğrenciler gibi öğretmenler de dershaneye bağımlı hale getirildi. Müzik ve Beden Eğitimi öğretmenine Matematik sorusu sormak kadar saçma bir uygulama olmaması gerekir. Ama oluyor. Bu yüzden de öğretmenler kendi branşlarında uzmanlaşma yerine, hiç görmedikleri dersler için yıllarını harcamakla kalmayıp, olmayan paralarını da sonuna kadar bu uğurda tüketiyorlar.
Mevcut sınav sistemine Bakan Çubukçu’nun da karşı olduğunu biliyoruz. Ama tıpkı SBS’de olduğu gibi bu konuda da hâlâ hiç bir şey yapmaması dikkat çekici.
Keşke çok daha kararlı ve hızlı olabilse...
İşsiz öğretmenler?
İşsiz öğretmen sayısı şu anda 300 bin civarında. Beş yıla kalmaz 500 bini bulur. Çünkü hemen her ile bir eğitim fakültesi açılıyor. Ayrıca fen edebiyat fakültesi mezunlarına da öğretmenlik formasyonu veriliyor. Yani öğretmen olarak atanmak, aslanın ağzından, midesine indi. İşte bu yüzden, önümüzdeki üç beş yılda hangi branşlardan kaç öğretmen alınacaksa, şimdiden açıklanmalıdır. Açıklanmalı ki yüz binlerce gencimiz, yaşamlarının en güzel yıllarını, atama heyecanıyla yiyip bitirmesin.
Haziranda 10 bin, ağustosta 30 bin öğretmen alınacak. Hâlâ hangi branşlardan olacağı belli değil. Yani son dakikaya kadar Çin işkencesi yapıyorlar.
Yıllardır hiç atama yapılmayan alanlar var. En yüksek puanları da alsalar değişen bir şey olmuyor.
Bir yanda KPSS’de 85 puan alanlar açıkta kalırken, öte yanda 45 puan alanların atanması yapılıyor. Bu da bu saçma sistemin en önemli defolarından biri...
Özetin özeti: 40 bin öğretmen sözü verildiyse, 40 bin yeni öğretmen alınmalıdır. Ötesi tam bir kandırmaca olur!..