Çankaya polemiği sevmiyor ama hemen her gün gündem yaratacak bir gelişmenin tam da odağına oturuyor.
Yeni polemik konusu, Kayseri Üniversitesi’nin adının değiştirilip Abdullah Gül Üniversitesi yapılması. Yasa bu hafta içinde TBMM’de görüşülüp karara bağlanacakmış.
Daha şimdiden tepkiler geliyor. İlle de birinin ismi verilecekse Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi olsun diyenler de var, iktidarla birlikte üniversitenin adı değişir diyenler de...
Yaşayan liderler arasında sadece Süleyman Demirel adına üniversite var. Ama onun yükseköğretime olan katkısı düşünüldüğünde, hele hele Gül ile kıyaslandığında, fazlasıyla hak etti diyenler çoğunlukta.
Görünen o ki Abdullah Gül Üniversitesi daha uzun yıllar tartışılacak!..
Açılması düşünülen diğer üniversiteler de şunlar:
Beyazıt (Ankara), Bursa Teknik, İstanbul Medeniyet, İzmir Kâtip Çelebi, Konya Teknik, Erzurum Üniversitesi, Uluslararası Antalya Üniversitesi.
Bilkent Üniversitesi’nin adı da İhsan Doğramacı Bilkent Üniversitesi olacakmış.
Doğramacı, isteseydi tepeden tırnağa her şeyi ile sıfırdan yarattığı Bilkent’e, ismini ta en başında verebilirdi. Ama bunu teklif edenlere hep karşı çıktı. “Eğer hâlâ istiyor olursanız bunu vefatımdan sonra yaparsınız“ dedi. Nitekim de öyle yapılıyor!..
Peki bu yarış niye?
Klasik liselerin tamamı anadolu lisesine dönüşüyor. Yani anadolu lisesine giremeyen kalmayacak. Peki o zaman bu kıyasıya yarış niye? Öğrenci ve veliler de işte ısrarla bu sorunun cevabını arıyor.
Her ne kadar aynı ismi taşısa da okuldan okula büyük farklılıklar var. Örneğin yeni anadolu liseleri ile yüzyıllık okullar arasında elbette farklılıklar olacak. Dolayısıyla yarış, yeni açılanlar için değil, o eski köklü okullar için yapılıyor.
Peki anadolu liselerinde hâlâ yabancı dille eğitim var mı? Ciddi anlamda yabancı dil öğreteni bulmak, gerçekten de zorun da ötesinde imkânsız gibi. Hepsini toplasanız parmaklarınızdan daha fazla değil.
Ama bu demek değil ki bu yarıştan kopalım, bu okullardan birisine girmeyelim. Elbette bu yarışın içinde olacaksınız ve elbette girebileceğiniz okullardan en iyisine gireceksiniz. Yoksa, bir sonraki adım olan üniversiteye girme şansını yitirirsiniz.
Dil konusunda başarılı olmasalar da üniversiteye girişte çok iddialı olan okullarımız var. Bunların en başında da fen liseleri geliyor. Ayrıca bu durumda yüzlerce anadolu lisesi de var.
Lise deyip geçmeyin!
İşte bu noktada liseden beklentileriniz çok önemli.
SBS sonuçları birkaç gün içinde açıklanacak. Ondan sonra asıl önemli süreç başlıyor. Bu dönemde yapacağınız tercihler, sadece lise seçmekle kalmayacak, büyük ölçüde yaşamınızın bundan sonraki akışını da belirleyecektir.
Öğrenim kademeleri içinde kişiliğe ve geleceğe en fazla etki eden okul, liseler. Zaten geriye dönüp bakıldığında iz bırakan da üniversiteden çok yine liselerdir.
Arkadaşlıkların en büyüğü de orada yaşanır, alan seçip bir ömür boyu yapılacak mesleğe yönlenme de orada gerçekleşir.
İleriki yıllarda, kişinin nerelere gelip gelmeyeceği de yine aşağı yukarı lise yıllarında belli olur. Sivrilenler sivrilir, yarışta geride kalacaklar yine ta o yıllarda belli olur.
Vizyon da, karizma da, farkındalıklar da yine liseli yıllarda şekillenir.
En önemlisi de akademik yaşam kadar sosyokültürel açılımlar da seçilen liseye göre değişkenlik gösterir.
Bu yüzden de önümüzdeki günlerde başlayacak lise tercih sürecinde çocuklarınızı yalnız bırakmayın. Ama yönlendirici olmaktan çok bilgilendirici olun. Son kararı siz değil onlar versin. Çünkü gelecek onların geleceği.
Özetin özeti: Milyonlarca öğrencinin geleceği önümüzdeki günlerde şekillenecek. Kimi lise arayacak. Kimileri de üniversite ve meslek. İçlerinden bazıları aradığını bulacak. Bazıları da mutsuzlar kervanına katılacak. Ama onlardan biri sakın siz olmayın..