Vakıf üniversiteleri, para aşkları yüzünden Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bile sabrını taşıracak noktaya geldi.
YÖK Başkanı Saraç da “Gerçekten medarı iftiharımız olan vakıf üniversitelerimiz var ama diğer taraftan ‘vergisiz kazanç kapısı’ olarak gören vakıf üniversiteleri de var. Bunlar iki şeye zarar veriyor: Birincisi yükseköğretim sisteminin bütününe, ikincisi de tarihimize, kültürümüzdeki zihinlerde nesilden nesle geçen köklü vakıf kavramına” değerlendirmesini yaptı.
Peki, bu noktaya nasıl geldiler, veli ve öğrencileri rahatsız eden uygulamalar neler, kimse denetlemiyor mu, bundan sonra ne olur sorularına cevap arayacağız ama isterseniz gelin önce aşağıdaki iki mektuba bir göz atalım.
Çifte standart!
“X Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi 3. sınıf öğrencisiyim.
Tek dersten kaldığım için sınıf tekrarı olacağına ve bu yıl yalnızca kaldığım dersi alacağıma karar verildi. Bu okula 2016’da girdiğimizde yönetmelikte geçme notu 50 ve sınıf geçme sistemi değil, ders
YÖK de MEB gibi, aldığı kararları daha mürekkebi kurumadan değiştirmeye başladı.
Geçen hafta, üniversiteye girişte 14 programda özel yetenek sınavını kaldırarak sadece merkezi yerleştirmeyle öğrenci alınmasına karar verdi. Tepkiler üzerine, “Görüş, öneri ve talepleri dikkate almak amacıyla” kararı bir yıl erteledi.
Sonra da “Bu vesile ile Yükseköğretim Kurulu’nun, eğitimde fırsat eşitliği ve sosyal adalet kavramlarına özel önem verdiğinin altını bir defa daha çizmek isteriz” açıklamasını yaptı. Pişkinliğin bu kadarına da şapka çıkartılır!..
Eleştiriler bir yana, bu dayatmadan vazgeçtiği için YÖK’ü kutlamak isteriz.
Hatadan dönmek bir erdemdir ve onlar hiç gocunmadan bunu yaptılar.
Keşke, söz konusu kararla ilgili görüş, öneri ve talepleri de yönetmelik değişikliği yapmadan alsalardı.
İşte o zaman demokratlıkları çok daha inandırıcı olurdu!..
Yeni karar?
Devlet, vakıf fark etmiyor. Çok kolay üniversite kurabiliyoruz. Kurmakla da kalmayıp, üç beş yıl içerisinde her birine on binlerce öğrenci alıyoruz.
Üniversite- lerdeki öğrenci sayımız 8 milyonu geçti! Almanya’da üç milyon!..
Onların iş sorunu yok, mezun oldukları alanlarda çalışıyorlar, bizimkiler ise ne iş bulsalar girmeye razılar ama onu bile bulamıyorlar.
Onlarda bir üniversitenin doktora eğitimi verebilmesi için en az 30 yıl geçmesi gerekiyor, bizde ise 3 yıl sonra mastıra da doktoraya da izin çıkıyor!
YÖK, 12 Eylül’ün bir kurumu. Ne varsa gitti, bir o kaldı!
Ve ne kadar yama yapılsa da tutmadı!
Her ne kadar, “Dün daha iyiydi” diyenler olsa da bugün neyse, dün de oydu!
Hep arka bahçe oldu. Olmaya da devam ediyor...
Ülkemizin en önemli sorunlarından biri de eğitim. Hatta diğer sorunların kökenine indiğinizde, hemen hepsinin eğitimsizlikten kaynaklandığını görebilirsiniz.
Peki, böylesine önemli bir konuda neden ortak akıl oluşturamıyoruz?
MEB ve YÖK’ün aldığı her karar tartışmalı ve hiçbiri kalıcı olmuyor! Çünkü panik halindeler, donanımsızlar ve günü kurtarmaya odaklanmış durumdalar.
Özgürce karar alamıyorlar, o ne der, bu nasıl karşılar diye ince hesaplar yapmaktan, önlerini göremiyorlar.
Bırakın siyaseti, muhalefeti, sivil toplum örgütleri de olup bitenleri şaşkınlıkla izliyor.
YÖK, yetenek sınavıyla öğrenci alan bölümlere de merkezi sistemle öğrenci alınmasına karar vermiş.
“Hukuk Fakültesi dekanlığına kimleri kimleri atayan YÖK’ten başka ne bekliyorsun” diyenler olsa da gerekçesini öğrenmek isteriz.
Sorun varsa, ki var olduğuna inanıyoruz, bir an önce açıklansın ve çözülsün ki yeni tartışmalara yelken açılmasın!..
Yetenek sınavlarından vazgeçilip, tıpkı tıbba, mühendisliğe öğrenci alınır gibi merkezi sınavla öğrenci alınacak bölümler şöyle: Çizgi filim (animasyon), Grafik, Grafik Resimleme ve Baskı, Grafik Tasarım, Moda Giyim Tasarımı, Moda Tasarımı, Moda ve Tekstil Tasarımı, Rekreasyon, Spor Bilimleri, Tekstil, Tekstil Geliştirme ve Pazarlama, Tekstil Tasarımı, Tekstil ve Moda Tasarımı...
Üniversitelerde öyle bölümler var ki 100 öğrenciyle başlıyor, 4-5 yıl sonra 10 mezun bile vermiyor. Yukarıdaki bölümlere, merkezi sistemle öğrenci alındığında, eminim ki pek çoğundan tek mezun bile çıkmayabilir!..
Güzel sanatlar fakülteleri ve spor
Yarıyıl tatillerinin artırılmasına en çok seyahat acenteleri sevindi.
Görünen o ki, eğer bu sistem kalıcı olursa, tatil alışkanlıklarında önemli değişiklikler olacak.
Bu durum, eminiz ki, tatilcileri ve turizmcileri sevindirecektir ama eğitimi nasıl etkileyecek, bunu da, önümüzdeki süreçte, hep birlikte göreceğiz.
Ara tatiller için önce şubat bekleniyordu, şimdi önümüzdeki ay, ilk ara tatil gerçekleşecek ve bu amaçla şimdiden için turlar düzenlenmeye başladı.
Büyük zaferler inanılarak kazanılır.
Hele ki en zor zamanlarda, en zor konularda!..
Eğitimde ciddi sorunlarımız var ve daha iyi bir eğitim için ciddi bir mücadele veriyoruz.
Peki, kazanma ihtimalimiz nedir!