Yeni yılın ilk iş günü?

2 Ocak 2018

Haftanın ilk günü gibi, yeni yılın ilk günü de hep zor geçer. Ama her şey gibi onlar da geliyor, yaşanıyor ve bir süre sonra da sıradanlaşıyor.
Tıpkı önceki yılların ilk günleri gibi...
Karamsar olmaya gerek yok. Her geçen yıl bizden çok şey götürüyor gibi görünse de kazanımları sanki hep daha fazla.
Niye mi? Çünkü her zaman olduğu gibi yaşananları değil yaşanmayanları, kazandıklarımızı değil kaybettiklerimizi, yaptıklarımızı değil yapamadıklarımızı düşünüp kendimizi üzmek için bahaneler arıyoruz.
Bir şeyi kaybettiğimizdeki üzüntüyle kazandığımızdaki sevinç doğru orantılı olmalı ama nedense üzüntünün dozu hep daha fazla oluyor.
Yaşanan, yapılan, kazanılan güzellikler, şarkı da olmuyor, haber de!
Şarkılardaki hüzün, haberlerdeki iç karartıcı başlıklar hep bu yüzden değil mi!..

Yazının Devamı

Mutlu yılların formülü ne?

31 Aralık 2017

Bugün hemen herkes birbirine mutlu yıllar diliyor.
Ne güzel!
Peki, kimi, ne mutlu eder? Örneğin Milli Piyango’nun büyük ikramiyesi bir mutluluk kaynağı mı? Çıkanlardan kaçı mutlu oldu?
Sıradan gidelim.
Ölüm kalım meselesi olarak gördükleri sınavlara hazırlanan öğrencilere bakalım. İstedikleri okulları kazandıklarında ve hatta mezun olduklarında
mutlular mı?
Peki ya, yeni mezun öğretmen, mühendis, mimar, avukat ve diğer diploma sahiplerinin ne kadarı mutlu?

Yazının Devamı

Yeni yıl, eğitim, sınavlar ve kraldan çok kralcılar?

30 Aralık 2017

Yeni yıl yazıları yazmak âdettendir ama artık bir yaş daha yaşlandığımızı hatırlatmanın ve hiçbir şeyin değişmeyeceğine olan inancı daha da pekişmesinin ötesinde, sanki bir işe yaramıyor.
Sağlık, huzur, mutluluk diliyoruz. Çünkü biliyoruz ki 2018’de de değişen bir şey olmayacak!
Peki, geleceğe olan umudumuzu mu kaybettik, kesinlikle hayır. Hatta her şeyin çok daha iyi ve güzel olacağına yönelik umudumuz daha da artıyor. Sadece takvime bağlamak istemiyorum o kadar!
Eğitim de düzelecek!
Eğitimin dibe vurduğu konusunda hiç kimsenin kuşkusu yok!
Gelinen nokta ortada.
Düzeleceğine yönelik en ufak bir umut ışığı görmeyenlerin sayısı tahminlerin çok üzerinde. Ama ona rağmen hiç karamsar değilim. Çünkü bu durum, uzun süre böyle devam etmez, edemez! Çünkü bu sistemi ayakta tutmaya çalışanlara, inanılmaz boyutlarda zarar vermeye başladı. Ve o faturaya hiç kimse katlanmak istemez!

Yazının Devamı

İstanbul’a Çin usulü bir dokunuşun zamanı geldi mi?

29 Aralık 2017

İstanbul’un nüfusu aldı başını gidiyor ve nerede duracağı hiç belli değil.
Binlerce yıllık tarihe sahip olmasına rağmen, hâlâ bir şantiye alanı gibi ve yaşam kalitesi her geçen gün daha da azalıyor.
Her ne kadar ekonominin başkenti olsa da siyaseten de çok önemli bir kent. İstanbul’u alan, iktidarı da kazanıyor!..
İstanbul, Roma’ya, Bizans’a, Osmanlı’ya ve daha pek çok medeniyete ev sahipliği yaptı ama nüfusu hiçbir zaman bir milyon geçmedi!
Şu andaki nüfusunun ne olduğu konusunda ise sağlıklı bir rakama ulaşmak mümkün değil. 15, 17 milyon diyen de var,
20 milyonu çoktan aştı
diyen de!

Yazının Devamı

Eğitime yeni yılda yeni bir yüz gerek

27 Aralık 2017

Noel Baba gibi eğitim de iyice yaşlandı.
Okul, öğrenme, öğretmenlik, neredeyse dünyanın en eski kurum, kavram ve mesleği!
Dünya aldı başını gidiyor, okul-öğretmen-sınav üçlemesi hiç değişmedi.
Oysa günümüz öğrencileri, farkındalık ve heyecan arıyor.
Çok çabuk sıkılıyor, işlerine yaramayacağına inandıkları bilgileri asla öğrenmek istemiyorlar.
Bu bizde böyle de dünyada farklı mı? Hayır.
Bir yanda yaşam boyu öğrenme modelleri geliştirilirken, öte yanda günümüz gençliğini yeniden kazanmaya yönelik eğitim arayışları devam ediyor.

Yazının Devamı

En iyi yatırım ne?

26 Aralık 2017

Yeni bir yıla daha girmek üzereyiz.
Âdettendir, her yeni yıla girerken, pek çok yeni karar alırız.
Onlardan biri de yatırımlardır.
Yatırım denince, eminim ki çoğumuzun aklına ilk gelen, döviz, borsa, arsa, altın ya da gayrimenkul olacaktır.
Şimdi bir de Bitcoin çıktı!
Ama ben yatırım derken sadece mali yatırımları değil, geneli sordum.
Örneğin kişi, kurum ya da devlet olarak, yatırım denince birinci önceliğimiz ne olmalı?

Yazının Devamı

Uçma sırası şimdi turizmde

24 Aralık 2017

Her şeyin en akıllısını değil de en büyüğünü yapmaya bayılıyoruz. Rakamlar söz konusu olduğunda ise abartmakta üstümüze yok. Her ne kadar derin krizler yaşasak da umudumuz, hayalimiz ve havamız, hiç eksilmiyor.

Termal kaynak zenginliği açısından Avrupa’da ilk, dünyada 7. sırada gösterilen Türkiye’nin ‘Termal kentler’ sayesinde bu sektörden elde edeceği kazancın 15 milyar dolar seviyesine çıkabileceği belirtilmiş!

Kaplıca Talasso ve Kür Merkezleri Derneği (TÜRKAP) Genel Sekreteri Dr. Ilgaz Nacakoğlu, bin 100’e yakın termal kaynağı, 264 ruhsatlı kaplıca tesisi ve 500 civarında termal su imkânı bulunan Türkiye’nin, dünyada termal zenginlik anlamında iddialı bir ülke olduğuna işaret etmiş.

İzmir Balçova, Denizli Karahayıt, Kuşadası Davutlar, Yalova, Kütahya Yoncalı, Afyonkarahisar ve Bolu’da kurulan tesislerin çok sayıda ülkeden şifa arayan turisti ağırladığına işaret eden Nacakoğlu, tesislerin son dönemde Avrupa pazarında gerileme yaşanması nedeniyle yöneldikleri Rusya, Ortadoğu ve Hindistan pazarlarında başarılar elde ettiğine dikkati çekmiş!

Peki çaresi? Devlete avuç açmanın ötesinde ne yapıyorlar?

Nacakoğlu, listeye koymamış ama ülkemizin en önemli kaplıca sularından ikisi de

Yazının Devamı

Eğitimin 2017 Karnesi

24 Aralık 2017

2017 pek çok açıdan zor bir yıldı. Eğitimde de durum farklı olmadı. Derin hasarlar yarattı.

Özellikle de lise ve üniversite giriş sınavlarında yaşanan değişim süreci, hâlâ tamamlana- bilmiş değil. Yeni ÖSYM Başkanı’nın kuruma ve sisteme alışması, umarız uzun sürmez! Yoksa zaten her türlü macerayı içinde barındıran ÖSYM sınavları, yeni oluşumlara yelken açabilir...

MEB’de de durum farklı değil. Sürekli bir yaz-boz durumu var ama MEB, bu yaşanan sürecin bir yaz-boz değil, gelişim olduğu görüşünde.

YÖK’e gelince! İki arada bir derede kalmış durumda. Siyaset, üniversiteler, kalite ve öğrenciler arasında, öylesine sıkıştı ki, günü kurtarmanın ötesine geçip, geleceğe yön verme sorumluluğunu yeterince yerine getirdiğini söylemek abartılı olur!..

Ama her şeye rağmen 2018’e umutlu giriyoruz. Çünkü buna bir anlamda zorunluyuz...

Sınav hazırlıkları?

Lise ve üniversiteye giriş sınavlarıyla ilgili olarak hâlâ netlik kazanmayan pek çok soru var. Ama bir yandan da süreç devam ediyor ve sınavlara kalan gün sayısı, her geçen gün azalıyor.

Belirsizlikler, adayların motivasyonunu alt üst etti ve bu durum çok büyük riskleri beraberinde getirdi!..

Yazının Devamı