MEB kurmayları ne yapıyor?

27 Eylül 2013

Eğitimde sorunlar bitmiyor. Sorun olmaz mı? Elbette olur. Ama arada bir çözüm de üretilmesi gerekir.
Oysa, MEB kurmayları, sorunlar karşısında adeta üç maymunu oynuyorlar:
Görmüyorlar, duymuyorlar, konuşmuyorlar.
Peki nereye kadar?
İşte velileri de, öğrencileri, öğretmenleri de asıl endişelendiren durum bu.
Bu görmeme, duymama, konuşmama hali daha ne zamana kadar sürecek?..
Kayıt sistemi, hem liselere hem de üniversiteye girişte adeta kilitlendi.

Yazının Devamı

Ek yerleştirme avantaj mı yoksa?..

26 Eylül 2013

200 binden fazla öğrenciye üniversiteli olma şansı tanıyan ek yerleştirmeye, öğrenciler, veliler ve üniversiteler açısından bakıldığında, avantaj mı sağlıyor yoksa dezavantaj mı?
Bu yıl üniversiteye girmek mi daha iyi olur yoksa gelecek yılı beklemek mi? Yüksek öğrenim ücretleri yerine, fiyatları ayağı çekerek yüzde 50 burslu öğrenci almak üniversiteler açısından doğru mu, yanlış mı?
Neredesinden bakarsanız bakın tartışmalı ve karar vermesi çok zor bir durumla karşı karşıyayız. İşte bu yüzden, gelin tüm taraflar açısından artıları ve eksileri tek tek ele alalım ve son kararı siz verin.

Öğrenciler açısından
Bir yıl beklemek öğrenciye ne kazandırır? Olaya önce bu açıdan bakmak gerekir. Örneğin bu yıl çok istemediği bir bölümde okuma yerine, gelecek yıl çok daha fazla istediği bir bölümde okuma şansı yaratabilir.
Uzun insan ömrüne bakıldığında bu bir yıl, büyük bir kayıp olmaz. Ama gelecek yıl, istediğiniz bölüme girme garantisi var mı, yok mu? Bu çok önemli. Ne kadar iyi hazırlanırsanız hazırlanın, ortalama puan artışı en fazla 20 puan oluyor. Eğer bu size yetiyorsa, bir yıl beklemeye değer. Yoksa, bir yıl kaybettiğinizle kalırsınız. Ve bir başka çok önemli uyarı da,

Yazının Devamı

Eğitimin amacı önce insan mı?

25 Eylül 2013

Eğitimin öncelikli amacı ne? Ya da ne olmalı?
Bu soruyu, daha önce, hiç kendinize ya da başkalarına sordunuz mu?
İsterseniz gelin, bu sorunun cevabını aramadan önce, Almanya’da bir lise müdürünün, her eğitim öğretim yılı başında öğretmenlerine gönderdiği söylenen şu mektubuna bir göz atalım:
“Bir toplama kampından sağ kurtulanlardan biriyim.
Gözlerim hiçbir insanın görmemesi gereken şeyleri gördü.
İyi eğitilmiş ve yetiştirilmiş mühendislerin inşa ettiği gaz odaları, iyi yetiştirilmiş doktorların zehirlediği çocuklar, işini iyi bilen hemşirelerin vurduğu iğnelerle ölen bebekler, lise ve üniversite mezunlarının vurup yaktığı insanlar.
Eğitimden bu nedenle kuşku duyuyorum.

Yazının Devamı

Bu burslar kaçmaz!..

25 Eylül 2013

Vakıf üniversiteleri parayı bastırıp iyi öğrencileri kapmaya başlayınca, devlet üniversiteleri de kesenin ağzını açtı. Ama ne kadar açarsa açsınlar, aradaki açığı kapatmaları mümkün değil...
Geçenlerde Hacettepe Üniversitesi Rektörü Murat Hoca anlattı. LYS birincisi Hacettepe Tıp için gelmiş, konuşmuşlar ve ilk sorusu ne kadar burs vereceksiniz olmuş. Herkese ne kadar veriyorsak, sana da o kadar demiş ve eklemiş:
Ayrıca çok iyi bir eğitim ve her yıl milyonlarca hastaya yönelik birikim ve deneyim...
Sonuç: Öğrenci, profesör maaşı kadar bursu tercih ederek vakıf üniversitelerinden birinin yeni açılan tıp fakültesine gitmiş.
Böylesi cazip tekliflerin albenisine kapılıp gidenlerin bir bölümü ailelerine de ciddi ekonomik katkı sağlarken, bir bölümü de eğitimin önemini sonradan anlayıp ah vah etse de iş işten çoktan geçmiş oluyor...
Burslu ve burssuz öğrenciler arasındaki puan makası, birçok üniversitede 100 puanın üzerine çıkıyor. Bu da yüz binlerce öğrenci demek. Sonuçta da sınıfların çoğunda ağırlığı paralı öğrenciler oluşturduğu için eğitim düzeyi onlara göre belirleniyor ve şampiyon öğrenciler, bizim ne işimiz var burada noktasına geliyor.
Anlayacağınız burslar her

Yazının Devamı

Eğitimde niye nal topluyoruz?

24 Eylül 2013

İçeride birbirimizi nasıl gördüğümüz kadar, dışarıdan nasıl göründüğümüz de çok önemli.
Hatta bazen önyargılardan uzak ve kıyaslamalı olduğu için daha objektif sonuçlar ortaya çıkabiliyor.
OECD’nin hemen her yıl yayınladığı eğitim raporu da bu dış değerlendirmelerden birisi.
Her ne kadar, hep can sıkıcı sonuçlar alsak da, ortaya çıkan tablo, eğitimi yakından izleyenler için hiç de şaşırtıcı değil.
Çünkü yıllardır hep benzer sonuçla karşılaşıyoruz.
Siyasiler eğitimi ciddiye almasalar da, aktif nüfusun neredeyse tamamı eğitimle iç içe:
20 milyon öğrenci, 30 milyon veli, bir milyonu aşkın öğretim kadrosu ve bir o kadar da çalışan...

Yazının Devamı

Üniversiteye girişte ikinci bahar...

24 Eylül 2013

Yüz binlerce üniversite adayının merakla beklediği ek yerleştirme takvimi nihayet yayınlandı.
Ek yerleştirme başvuruları yarın başlayacak ve 30 Eylül’de sona erecek.
Süre kısa ama tercih ve yerleştirme sistemi, bir öncekinin aynısı olduğu için adaylar zorluk çekmeyecek. Birinci yerleştirme sonunda boş kontenjan sayısı 110 bin civarındaydı. Buna yeni açılanları, kayıt yaptırmayanları da eklediğimizde 150 bine yaklaşması bekleniyor.
Dışarıdan bakıldığında, iyi yerler hep dolmuştur, geriye hiç kimsenin tercih etmediği bölümler kalmıştır gibi izlenim söz konusu. Oysa, üniversitelerin boş kontenjanları incelendiğinde tam tersi söz konusu. Hem en popüler üniversiteler de dahil tüm üniversitelerde kontenjan açıkları var hem de tıptan mühendisliklere, hukuktan eğitim fakültelerine kadar hemen her alanda önemli kontenjanlar bulunuyor.
İşte bu süreçte, tıpkı daha önceki süreçlerde olduğu gibi Milliyet olarak yine yanı başınızda olacağız ve doğru tercih yapıp hayalini kurduğunuz bir bölüme girmeniz için her türlü desteği sağlayacağız.
Şu aşamada en çok sorulan sorulardan birisi, ek yerleştirmeyle bir yere girelim mi, yoksa gelecek yılı mı bekleyelim şeklinde.
Bugüne kadarki

Yazının Devamı

Niye üreten insan yetiştiremiyoruz?

22 Eylül 2013

Türk eğitim sisteminin halini, gençlerin isyankarlığını ve devleti yönetenlerin vurdumduymazlığını, aşağıdaki satırlardan daha iyi hiçbir şey anlatamazdı.
Umarım, herkes, çuvaldızı önce kendisine batırır!..

Niye mühendis oldum?
“Üreten Değil Tüketen İnsan Yetiştiriyoruz” isimli yazınızı okuyunca, o yazıda kendimi gördüm.
Endüstri mühendisiyim, yüksek lisans ve doktoramı da İTÜ işletme mühendisliğinde yaptım.
Üreten insan olmayı seçtim, ancak 10 senelik meslek hayatım, bana bu ülkede üreten insan olmanın zorluklarını gösterdi.

Yazının Devamı

MEB takvim açıklamak için daha neyi bekliyor?

22 Eylül 2013

Fen ve Anadolu liselerinde birinci ekstra kayıt dönemi de sona erdi. Ama hâlâ değişen bir şey yok. Bu okullara girmek için kapıda yüz binlerce genç sıra beklerken, on binlerce kontenjan doldurulamıyor. Çünkü sistemin azizliğine uğruyor.
On binlerce veli yeni bir kayıt dönemi daha istiyor ve muhtemelen de verilecek.
Bakan Avcı’nın boş kontenjanlar doluncaya kadar kayıtlara devam edecek sözünün gereği eminiz ki yerine getirilecektir. Ama yeni kayıt dönemi de eskisi gibi olursa yine değişen bir şey olmayacaktır...
Defalarca yazdık, bir kez daha hatırlatalım. Aynı öğrencileri, aynı sınava alıp, farklı bir kayıt sistemine tabi tutmak yanlışların en büyüğü ve MEB, yıllardır bu sistemde inat ediyor. Oysa bu sistemi MEB bürokratları dışında hiç kimse doğru bulmuyor.
Peki, yarından sonra nasıl bir yol izlenecek? Önceki yıllarda olduğu gibi o kontenjanlar boş mu bırakılacak? Bir önceki kayıt sistemiyle aynen yola devam mı edilecek? Yoksa yeni bir uygulama mı geliştirilecek?
Gelişmeleri merakla bekliyoruz.
Bakalım MEB bu kez bizi şaşırtacak mı?.. Ve bu arada fen ve Anadolu liseleri doldurulurken kolejler boşaltılmaz. Yoksa, oraya kaymalar nedeniyle ta en başa dönülür!..

Yazının Devamı