Eğitimin sorunları biter mi? Evet diyen yalan söyler. Birini çözersiniz, diğeri başlar.
Bu dünyanın her yerinde böyledir.
Önemli olan çözüm üretme kararlılığının olması.
Eğer bu varsa, sorunların çözümü hiç de zor değil.
Bizde eksik olan sanki bu kararlılığın bulunmamasından daha çok, sürekliliğin olmaması.
Örnek mi istiyorsunuz alın size Tablet Projesi.
Eğitimde devrim yaratacak diye sunulmuştu.
Milli Eğitim Bakanı Avcı ile üslup konusunda anlaştık. Eleştiriye evet ama sözcükleri seçerken, ne olur, çok daha özenli olun dedi. Biz de kendisine bu konuda söz verdik. Her ne kadar sizlerden gelen maillerde, zaten ortada bir sorun yoktu, daha sert eleştiriler yapmanız gerekir yönünde telkinlerde bulunulsa da, biz sözümüzde durmaya devam edeceğiz...
Yeni öğretim yılı öyle ya da böyle başladı sayılır. Minikler okula gidip gelmeye başladı. Ağabeyler, ablalar da haftaya okullu olacak. Üniversiteler ise bu yıl, sessiz sedasız başlangıç yapmak istiyorlar. Çünkü gerginlikten çekiniyorlar.
Ama bu arada yeni öğretim yılıyla ilgili olarak pek çok şikâyet söz konusu. Bunları zaten hemen herkes, farklı platformlarda dile getiriyor. Getirmeye de devam edecekler. Çünkü ciddi sorunlar var. Ve Bakan Bey’in söylemlerinden de anlıyoruz ki, bu ciddi sorunları çözmek için özverili bir çalışma sürdürülüyor. Umarız, bir an önce, semeresini görürüz.
Kayıtlardan boş kontenjanlara, öğretmen atamalarından özlük haklarına kadar pek çok sorun var ama sanki aşağıdaki sorun da bir o kadar önemli:
“MEB’in bu yıl 8. sınıflar için matematik, fen, Türkçe kitaplarını basmadığını biliyor musunuz?
Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı ile bakan olduğundan bu yana ilk kez görüştük. İçten, samimi ve bir o kadar da rahat.
Sözlerine, bize sitemle başladı.
Medyanın üslubunu beğenmediğini, olumsuz haberlerin, öğretmen ve bürokratları üzdüğünü söyledi. ‘Eğitim yaz-boz tahtasına döndü’ benzeri tanımlamaların kendilerini rahatsız ettiğine sık sık vurgu yaptı.
O kadarla da kalmadı, “Yazdıklarınız, söyledikleriniz benim umurumda değil. Ama arkadaşlar üzülüyor” dedi.
Arada geçici bir gerginlik yaşansa da daha sonrası keyifli bir sohbete dönüştü. Karşılıklı görüş alışverişinde bulunuldu.
Bakan Bey, daha önce hep Ankara’daki gazetecilerle görüşüyordu. İlk kez İstanbul’a geldi. Eğitim konusunda kalem oynatan hemen herkes oradaydı. Özellikle yeni SBS konusundaki birikimleri eminim ki Bakan Bey’e, içinden de olsa, keşke İstanbul’a daha önce gelseydik dedirtmiştir.
Saatlerce süren toplantının önemli bir bölümünde yeni SBS konuşuldu. TEOG kısaltılması hoşuna gitmemiş. Biz de madem öyle artık yeni SBS deriz dedik...
Okullar açılmaya başladı. Minikler dün okullu oldu. Büyükler de gelecek hafta ders başı yapacak.
Bu arada yılan hikayesine dönen öğretmen atamaları da, dün gerçekleşti. Ama lise kayıtları hala devam ediyor. SBS ile öğrenci alan fen ve anadolu liselerinde 3. kayıt dönemi, dün start aldı.
Milli eğitim Bakanlığı’nın ne yaptığını anlamak gerçekten de mümkün değil.
Fen ve Anadolu liseleri boş kalmasın diye başlattığı 3. kayıt dönemi, önemli bir gelişme. Ama bundan sonrası tam bir muamma.
Örneğin bir okulun boş kontenjanı dolarken, diğeri boşalacak. Dolayısıyla, bu sistemde kontenjanların dolması mümkün değil.
Peki o zaman ne yapılacak?
Kayıtlar bitti denilip, o açıklar, boş kalmaya devam edecek mi?
SBS puanı ile öğrenci alan liselerde, boş kalan kontenjanlar için yeni bir kayıt dönemi açıldı.
Peki soruna çare olacak mı?
Evet demeyi çok isterdik. Ama maalesef bu kayıt dönemi sonunda da yine binlerce kontenjan açığı kalacak ve okullar açıldığı için yapılacak başka bir şey yok denilerek o kontenjanlar, yine boş bırakılacak.
Nereden mi biliyoruz?
Çünkü biz bu filmi yıllardır izliyoruz.
Ama maalesef Bakan Beyler bu durumun farkında değiller.
İki yılda bir bakan değiştiği için onlar, tam da durumu kavrayıp, düzeltme yoluna gidecekken, bir bakıyorlar, altlarındaki koltuk kayıyor.
Sadece üniversite öğrencileri mi dertli. Kesinlikle hayır, anaokulundan üniversiteye diğer tüm öğrencilerin de büyük sorunları var. Ortaokul sonların kayıt eziyeti bitecek gibi değil. Lise öğrencilerinin üniversite yarışı ise tam bir ömür törpüsü.
Lise son öğrencisi F.Ö., “Biraz sitem dolu oldu. Umarım derdimi anlatabildim“ diye bitirdiği mektubunda, hepimize biraz dokunduruyor.
Haksız mı? Kesinlikle hayır.
Başta Ankara olmak üzere umarım herkes üzerine düşen mesajı alır!..
Ders kitapları
“Size bahsetmek istediğim ve yakınmak istediğim bazı konular var.
Yap-Boz Bakanlığı’nda, hemen her şey gibi yönetmelikler de sık sık değişiyor. Bunlardan birisi de kılık kıyafet yönetmeliği. Son bir kaç yıldır, öğrenciler nasıl giyinsin konusuna bir türlü karar veremedik.
Ömer Dinçer’in, öğrencilere ve okullara özgürlük getiriyoruz diye savunduğu serbest kıyafet uygulaması uzun ömürlü olmadı. Demek ki, hala özgür olabilecek olgunluğa erişemedik!..
İşte Bakan Nabi Avcı imzası ile yayınlanan Milli Eğitim Bakanlığına Bağlı Okul Öğrencilerinin Kılık ve Kıyafetlerine Dair Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik:
Öğrenci kılık ve kıyafetleri konusunda ilgili mevzuatın uygulanmasında okullarımızda birlik ve beraberliğin sağlanabilmesi için:
Anket yapılacak
1) Okullarımızda kılık ve kıyafet uygulamasında velilerce yapılacak olan oylama veya anket neticesinde velilerimizin çoğunluk kararına göre uygun görülecek öğrenci kılık ve kıyafetlerine, tüm öğrencilerce uyulmasının sağlanması, alınan kararın serbest rekabet ortamında, fırsat eşitliği sağlamak amacıyla, okulların ilan panoları ile web sayfalarında duyurulması.
Yeni öğretim yılına girerken ortalık toz duman. Liselere yeni giriş sistemini anlayana aşkolsun. Fen ve anadolu liselerindeki boş kontenjanların doldurulacağı, bizzat Bakan Avcı tarafından açıklandı ama arkası gelmedi. Yap-Boz Bakanlığı’na dönüşen MEB’de neden hiçbir proje uzun ömürlü olmuyor, sorusuna bir türlü cevap bulunamıyor. CHP İstanbul milletvekili Prof. Dr. Aydın Ayaydın, SBS ile ilgili açtığı yürütmeyi durdurma davasında, neden isyan noktasına geldi? YÖK’ün ilahiyat fakültelerine yönelik aldığı karar ne anlama geliyor?..
Gelin de çıkın işin içinden!..
Boş kontenjanlar
Fen ve Anadolu liselerindeki kontenjanların doldurulması için, yeni bir kayıt takviminin açıklanması gerekiyor.
Yedekler üzerinden mi gidilecek yoksa yeni bir tercih listesi mi alınacak?
Yedek listesi biten okullarda nasıl bir yol izlenecek?