Doğru tercih yapan kazanıyor

1 Ekim 2011

Bu yıl ek yerleştirme, adaylar için gerçek anlamda ikinci bir şans sunuyor. Bir yandan en gözde bölümlerde bile boş kontenjanlar kalırken, diğer yandan tercih sayısı 30’a çıktı. Üniversite adaylarının istediği yere girebilmeleri için doğru tercih yapmaları yeterli

Yazının devamını Milliyet Gazetesi 'Eğitim Vitrini' sayfasında okuyabilirsiniz...

Yazının Devamı

Tablet ne getirir, ne götürür? (3)

1 Ekim 2011

Tabletle ilgili beyin fırtınası devam ediyor. Destek ve eleştirilerin ardı arkası kesilmiyor. Pek çoğu da bilgi eksikliğinden kaynaklanıyor. İşte bu yüzden olacak ki Milli Eğitim Bakanlığı, havada uçuşan sorulara, tedirginliklere ve şehir efsanelerine açıklık getirdi.
Çok çarpıcı ayrıntılar var. Ve eminiz ki, daha bilmediğimiz çok önemli ayrıntılar bulunuyor. Zaman içerisinde onlar yazıldıkça, bakanlık da açıklama yapacak.
Zaten doğru olan da bu.
Gelinen nokta, MEB’in ben “yaptım oldu” dayatmacılığından vazgeçtiğini gösteriyor ki, o da, en az FATİH Projesi kadar önemli. Bakanlığın bilgi notu biraz uzun olduğu için iki güne yaydık. Daha sonra, hâlâ cevap bekleyen soruları, sizlerle paylaşmaya devam edeceğiz...

MEB’in bilgi notu
Sayın Güçlü, geçtiğimiz günlerde kaleme almış olduğunuz yazılarınızda Bakanlığımızın bilişim ve eğitim teknolojileri alanında yürütmüş olduğu çalışmaları değerlendirdiniz. Bakanlığımızdan projelere ilişkin anlaşılması gereken bazı hususların açıklığa kavuşturulmasını talep ettiniz. Bu konulara ilişkin bilgi notunun içindeki bilgilerin tarafınızdan kamuoyuyla paylaşılması durumunda birçok husustaki soru işaretlerinin kalkacağı kanaatinizdeyiz.

Yazının Devamı

Tablet ne getirir? Ne götürür? (2)

30 Eylül 2011

Tabletle ilgili mail yağıyor. Destekleyenler kadar karşı çıkan da var, koşul öne süren de. Görünen o ki, önümüzdeki ayların en önemli tartışma konularından birisi bu olacak.
M. Gözaydın’ın, yazılarımıza gönderdiği bilgi notunun devamı aşağıda. Ayrıca başta MEB olmak üzere çok farklı kurum ve kişilerden de benzeri bilgi notları geldi. Hepsi de çok çarpıcı. Onları da sizlerle paylaşacağız. Çocuklarımız tablet bilgisayarlarda ya porno izlerse diye paniğe kapılanlar da var, sınavda kopya çekerler diyen de. Dahası var: Parasız kalan ya kendininkini ya da başkasınınkini çalıp satarsa?..
En önemlisi de öğretmenlerimiz. Onlara da verilecek mi? Hem de öğrencilerden en az bir ay önce!
İşte tüm bu soruların ve daha fazlasının cevabı bir sonraki yazıda:
- Nerede üretilecek?
Tablet üretmek hiç zor değil. Çin’de şu anda yüzlerce imalatçı firma var. En iyisini bulmak şart. Buzdolabı üretmek de çok kolay. Bakın Türkiye’de onlarca vitrin buzdolabı üreten firma var. Onlar da pekala normal buzdolabı üretebilirler. Ama yapmıyorlar. Bir şeyi iyi üretebilmek için ARGE ve teknoloji birikimi ve VOLUME yani büyük miktar lazım. Bakın hâlâ Arçelik’in yanına bir 3. veya 4. firma çıkmadı.

Yazının Devamı

Tercih sayısı 12’den 30’a çıktı

30 Eylül 2011

ÖSYM ek yerleştirme döneminde adaylara 30 tercih hakkı tanıdı. Geçen yıl adaylar en fazla 12 tercih yapabilmişlerdi.YÖK bu yıl boş kontenjanları doldurmakta kararlı gözüküyor

Yazının devamını Milliyet Gazetesi 'Eğitim Vitrini' sayfasında okuyabilirsiniz...

Yazının Devamı

Yeni açılan bölümler göz kamaştırıyor!

29 Eylül 2011

Üniversiteler arasındaki öğrenci kapma yarışı ek yerleştirmede hız kesmeden devam ediyor. Daha fazla öğrenciye hitap etmek isteyenler son yıllarda ilgi gören bölümleri bünyelerine katıyor. Bir kısmı yeni bölümlerine ek yerleştirmede öğrenci alacak

Yazının devamını Milliyet Gazetesi 'Eğitim Vitrini' sayfasında okuyabilirsiniz....

Yazının Devamı

Tablet ne getirir? Ne götürür? (1)

28 Eylül 2011

Macera yaşanmaması gereken belki de tek sektör eğitim. Ama nedense, eğitimle ilgili her konuyu, aklımızı kullanarak değil de, ilk çağlarda olduğu gibi deneme yanılma yöntemi ile çözmeye çalışıyoruz.
“Tablet Devrimi” ile artık yeni bir maceraya mı atılıyoruz yoksa çağ mı atlayacağız, hep birlikte göreceğiz.
Bu konuyu çok ciddiye alıyoruz çünkü maddi ve manevi olarak çok büyük boyutlarda bir proje.
En az 16 milyon tablet alınacak, üç yılda bir de mecburen değiştirilecek.
Yani 10 yıllık bir süreçte 50 milyon bilgisayardan söz ediyoruz.
Muhtemeldir ki on milyarlarca dolar harcanacak.
Büyük projelere bayılıyoruz. Örneğin İstanbul’daki Formula ve Erzurum’daki kayak pistleri gibi.

Yazının Devamı

YÖK ne dedi, ne yapıyor? (2)

27 Eylül 2011

YÖK’ün yeni YÖK yasası ile ilgili beklentilerini, bir önceki yazıda dile getirmiş ve istedikleri ile yaptıkları arasındaki çelişkiyi vurgulayacağımızı belirtmiştim. İşte bugün, YÖK’ün o çelişkilerine dikkat çekeceğiz.
YÖK’ün nasıl bir YÖK yasası olmalı diye kamuoyuna ilan ettiği anlayış ile mevcut uygulamalar arasındaki çelişkiyi gelin yine aynı sırada ele alalım:

Çeşitlilik
YÖK, üniversitelerde çeşitlilik istiyor ama hepsini tek tip haline getirmek için elinden geleni yapıyor. Yüzlerce yıllık üniversiteler ile yeni kurulanları aynı yasa ve yönetmeliklerle idare ediyor, dışına çıkanın canına okuyor. Eğitimi yapılan tanımlanmış meslek çeşitliliği de gelişmiş ülkelerde 10 binin üzerindeyken, bizde iki bini bile bulmuyor. Çünkü çeşitlilikten korkuyor. Ayrıca eğitim modelleri artırılsın derken de modüler sistemler yerine aynı sürelere dayalı tek tip sistemi ısrarla koruyor! Yeni kurulan üniversiteler bile adeta birbirlerinin kopyası gibi.

Özerklik ve hesap verebilirlik

YÖK diyor ki: “Kurumsal özerklik, çeşitlilik ilkesi çerçevesinde yükseköğretim kurumlarının kendi politika ve önceliklerini belirleyerek, mali konular da dahil olmak üzere kendi tercihleri doğrultusund

Yazının Devamı

YÖK ne dedi, ne yapıyor? (1)

25 Eylül 2011

YÖK, her şeyden önce bir “darbe kurumu” olduğu için değiştirilmeli. Ama daha da önemlisi, üniversitelerimiz artık o elbiseye sığmıyor.
YÖK kurulduğunda 19 üniversite vardı, şimdi 165.
Zaten YÖK de bunun farkında ve siyasilere sunulmak üzere bir yasa hazırlığı içinde. Bunu 6 ay önce kendi internet sitesinde de açıkladı. Hatta nasıl bir yasa hayal ettiklerini de kamuoyu ile paylaştı.
Bugün bu yazıyı yazmama neden olan asıl konu ise YÖK’ün nasıl bir YÖK yasası olmalı diye kamuoyuna ilan ettiği anlayış ile mevcut uygulamalar arasındaki çelişki.
İsterseniz gelin önce ne dediler ona bir göz atalım:

Çeşitlilik

Yazının Devamı