Kayıt işkencesi

11 Temmuz 2001


<#comment>Anadolu liseleri sınav sonuçları istense her an açıklanabilir. Ama nedense uzatıldıkça uzatılıyor. Bu yüzden de on binlerce veli tedirginlik içerisinde. Ne tatile gidebiliyor ne de içi rahat ediyor...
Mevcut yerleştirme sistemi de tıpkı sınıf geçme sistemi gibi tam bir ucube. Elle tutulur yanı yok. Ama nedense bir türlü değiştirilmiyor...
Yabancı kolejler de dahil özel okulların tamamına yakını boş. Dolsalar bile yeniden boşalacak. Madem ille de sınavları ayrı yapılsın isteniyor o halde tek tercih listesi hazırlansın ve bu kayıt işkencesi sona ersin...
Aslında tıpkı ekonomideki sorunlar gibi eğitimin sorunları da çözülmez değil. Ama nedense, her gelen bakan mevcut sorunları çözme yerine yeni sorunlar üretiyor...

Müsteşar yabancı dille öğretime karşıymış

Yazının Devamı

Ne halleri varsa g"rsünler diyemezsiniz

10 Temmuz 2001

Dünyada dediğim dedikçi katı eğitim modellerinin yerini, her koşulda "ğrenciyi kazanmaya y"nelik esnek modeller alalı çok oldu. Ama biz hala bunun bile farkında değiliz.Dayatmacı eğitim y"ntemiyle ne başarı elde edilir ne de kalite. Düşünün bir kez; en başarılı olduğunuz dersler sıfırcı "ğretmenlerin dersleri miydi, yoksa sizi anlamaya çalışan, anlattığı dersi sevdiren "ğretmenlerin dersleri mi?Rahmetli Avni Akyol, eğitimin temeli sevgi, onsuz olmaz derdi. Hep hatırlasınlar diye de bakanlığın ve okulların duvarlarını içi sevgiyle dolu "zdeyişlerle doldurmuştu. Sevginin olmadığı yerde eğitim de olmaz. Başarı ve kalite hiç olmaz!..Bu arada, gırtlağına kadar borca batmış bir ülkede "ğrencilere de bir borçlanma olanağı tanınamaz mı? En azından bir iki dersi olana...Bizim zamanımızda bütünlemeye kalan "ğrencilere, dersin hocası tarafından yoğunlaştırılmış kurs programı uygulanırdı. ™ğrenci b"ylece hem "zel ders tuzağına düşmemiş olur, hem de eksiklerini tamamlayarak yıl kaybetmekten kurtulurdu. Şimdiki gibi ağlamalar, sızlamalar da olmazdı...Milli Eğitim Bakanlığı son 20 yılda eğitim sistemiyle "zellikle de "lçme ve değerlendirme sistemiyle o kadar çok oynadı ki, "ğrencilerin de

Yazının Devamı

Ne halleri varsa görsünler diyemezsiniz

10 Temmuz 2001


<#comment>Sınıfta kalma durumunda olan on binlerce öğrenci için henüz geç kalınmış değil. Eylülde yapılması düşünülen bütünleme sınavıyla ilgili karar bir an önce alınmalı ve açıklanmalıdır. Son dakikada verilecek yeni bir sınav kararı hazırlıksız yakalanan öğrenciler için bir tuzaktan öteye gitmez...
Dünyada dediğim dedikçi katı eğitim modellerinin yerini, her koşulda öğrenciyi kazanmaya yönelik esnek modeller alalı çok oldu. Ama biz hala bunun bile farkında değiliz.
Dayatmacı eğitim yöntemiyle ne başarı elde edilir ne de kalite. Düşünün bir kez; en başarılı olduğunuz dersler sıfırcı öğretmenlerin dersleri miydi, yoksa sizi anlamaya çalışan, anlattığı dersi sevdiren öğretmenlerin dersleri mi?
Rahmetli Avni Akyol, eğitimin temeli sevgi, onsuz olmaz derdi. Hep hatırlasınlar diye de bakanlığın ve okulların duvarlarını içi sevgiyle dolu özdeyişlerle doldurmuştu. Sevginin olmadığı yerde eğitim de olmaz. Başarı ve kalite hiç olmaz!..
Bu arada, gırtlağına kadar borca batmış bir ülkede öğrencilere de bir borçlanma olanağı tanınamaz mı? En azından bir iki dersi olana...
Bizim zamanımızda bütünlemeye kalan öğrencilere, dersin hocası tarafından yoğunlaştırılmış

Yazının Devamı

Yaz tatili nasıl geçiyor?

8 Temmuz 2001

Ya da yıllarca yaptığınız meslekten sıkıldınız. Yeni arayışlar içine girdiniz. Karşınıza sizi mutlu edebilecek çok farklı meslek alanları çıktı. İşte o zaman; yaşınız geçmiş, kapıda milyonlarca genç varken size de ne oluyor gibi caydırıcı bir mantıkla değil makul "nerilerle karşınıza çıkıyorlar. Sonuçta hem sunulan ve üretilen hizmetin kalitesi artıyor hem de kişiler kendi içlerinde çok daha mutlu oluyorlar...İşte tıpkı yaş konusunda olduğu gibi eğitimin devamlılığı açısından da bir sınırlama yok. Yani okullar açıkken eğitim yapılacak, kapalıyken uzaklaşılacak diye bir mantalite s"z konusu değil. Okul içi eğitim kadar okul dışındaki saatler de çok "nemli. ™rneğin "ğrenci yaz tatilini nasıl geçirecek konusu genel eğitimin bir parçası. Okullar kadar onlar için de yatırım yapılıyor.™ğrenci, yaz tatilinde elbette olabildiğince dinlenmeli. Ama üç ay süresinde ileriye y"nelik yapacağı bir şeyler de olmalı. ™rneğin bol bol kitap okumalı. Yabancı dilini ilerletmeli. Bilgisayar "ğrenmeli. Bol bol spor yapmalı. Verilen proje "devlerini gerçekleştirmeli. Eğer yoksa yeni hobiler edinmelidir.Plan program kesinlikle gerekli. Yoksa tatil bittiğinde yarım kalan, yapılamayan, gidilemeyen,

Yazının Devamı

Yaz tatili nasıl geçiyor?

8 Temmuz 2001


<#comment>Aslında eğitimin yaşı olmadığı gibi zamanı ve mekanı da yok. Gelişmiş ülkelerde çocuk ve gençlerin eğitimi kadar yetişkinlerin eğitimi de çok önemli. Yetişkin derken öyle eğitimsizler değil, eğitimliler de dahil herkes. Örneğin üniversite bitirmişsiniz ama teknoloji öylesine gelişmiş ki mühendis olarak bilgileriniz yetersiz kalıyor. Ek eğitim almak zorundasınız. Doktor, öğretmen, bankacı ya da teknisyen fark etmiyor. Kendinizi geliştirmek zorundasınız.
Ya da yıllarca yaptığınız meslekten sıkıldınız. Yeni arayışlar içine girdiniz. Karşınıza sizi mutlu edebilecek çok farklı meslek alanları çıktı. İşte o zaman; yaşınız geçmiş, kapıda milyonlarca genç varken size de ne oluyor gibi caydırıcı bir mantıkla değil makul önerilerle karşınıza çıkıyorlar. Sonuçta hem sunulan ve üretilen hizmetin kalitesi artıyor hem de kişiler kendi içlerinde çok daha mutlu oluyorlar...
İşte tıpkı yaş konusunda olduğu gibi eğitimin devamlılığı açısından da bir sınırlama yok. Yani okullar açıkken eğitim yapılacak, kapalıyken uzaklaşılacak diye bir mantalite söz konusu değil. Okul içi eğitim kadar okul dışındaki saatler de çok önemli. Örneğin öğrenci yaz tatilini nasıl geçirecek konusu

Yazının Devamı

Veliler, "ğrenciler, kamuoyu kandırılıyor

7 Temmuz 2001

Eğitimde kaliteden fedakarlık yapılamazmış. Bakan "yle diyor. Bundan daha büyük bir kandırmaca olamaz.Eğitimde kalite adına konuşacak en son kişiler, uzağa gitmeye hiç gerek yok. Milli Eğitim bakanlarının ta kendileridir. Onlar değiller midir ki eğitimi bu hele getiren, gençleri okula, okumaya, ülkeye karşı soğutan. Şimdi hangi hakla kaliteden s"z ediyorlar, anlamak mümkün değil.Hemen her yıl birbirine zıt yasalar çıkartarak eğitimi yazboz tahtasına d"ndüren, birinin ak dediğine, diğeri kara diyen, 5 dersten zayıfı olanı sınıf geçirip tek dersten kalanı okuldan atan sanki onlar değil!..Zayıfı olan tembel, olmayan çalışkanmış. Bakan "yle diyor. Aynı bakana sormak gerekir: Bırakın sınıfını geçenleri, okul birincilerinin üniversiteye giriş sınavlarındaki başarı durumu ne? Siz onu s"yleyin? Bunlar nasıl birinciler ki binlercesi ™SS barajını bile aşamıyor?..Mevcut sınıf geçme sisteminin yasalara ve Anayasa'ya aykırı olduğunu bizzat kendi partisinin milletvekilleri s"ylüyor. DSP İstanbul milletvekili Masum Türker Nokta dergisinin bu haftaki başyazısında bunu "rnekleriyle açıklıyor. Türkiye pek çok konuda olduğu gibi "ğrencilerin sınıfta kalmaları konusunda da kandırılıyor. Kimse

Yazının Devamı

Veliler, öğrenciler, kamuoyu kandırılıyor

7 Temmuz 2001


<#comment>Türkiye pek çok konuda olduğu gibi öğrencilerin sınıfta kalmaları konusunda da kandırılıyor.
Eğitimde kaliteden fedakarlık yapılamazmış. Bakan öyle diyor. Bundan daha büyük bir kandırmaca olamaz.
Eğitimde kalite adına konuşacak en son kişiler, uzağa gitmeye hiç gerek yok. Milli Eğitim bakanlarının ta kendileridir. Onlar değiller midir ki eğitimi bu hele getiren, gençleri okula, okumaya, ülkeye karşı soğutan. Şimdi hangi hakla kaliteden söz ediyorlar, anlamak mümkün değil.
Hemen her yıl birbirine zıt yasalar çıkartarak eğitimi yazboz tahtasına döndüren, birinin ak dediğine, diğeri kara diyen, 5 dersten zayıfı olanı sınıf geçirip tek dersten kalanı okuldan atan sanki onlar değil!..
Zayıfı olan tembel, olmayan çalışkanmış. Bakan öyle diyor. Aynı bakana sormak gerekir: Bırakın sınıfını geçenleri, okul birincilerinin üniversiteye giriş sınavlarındaki başarı durumu ne? Siz onu söyleyin? Bunlar nasıl birinciler ki binlercesi ÖSS barajını bile aşamıyor?..
Mevcut sınıf geçme sisteminin yasalara ve Anayasa'ya aykırı olduğunu bizzat kendi partisinin milletvekilleri söylüyor. DSP İstanbul milletvekili Masum Türker Nokta dergisinin bu haftaki başyazısında

Yazının Devamı