<#comment>#comment>Ankara'daki kısır siyasi çekişmeler varken yüz binlerce öğrencinin sınıfta kalmasıyla kim ilgilenir ki!
Ateş düştüğü yeri yakıyor. Yüz binlerce evde günlerdir kabus yaşanıyor. Kırgınlıkları öğretmenlerden çok, uygulanan çifte standartlı sisteme. Aynı koşullardaki iki öğrenciden biri geçiyor, diğeri kalıyor. Hatta 4 zayıfı olan geçiyor, iki zayıfı olan kalıyor. Her okulda farklı uygulama var. Dayısı olan gülüyor, gariban olan ağlıyor...
Yaşı yirminin üzerinde olanlara bugünkü sınıf geçme sistemi çok farklı gelebilir. Eskiden bütünleme vardı. Şimdi 9. sınıfa kadar öğrenciler ya kalıyor ya da geçiyor. Liselerde ise kiminde 2.5 not ortalaması aranıyor, kiminde de 3. Öyle ki 2.95'le kalanlar var. Dahası bir üst sınıfta artık hiç okumayacağı dersten yıl kaybedenler de hiç az değil.
Edebiyat yine her zamanki gibi baş ağrısı. Kalan kalıyor. Bütün dersleriniz 5 üzerinden 5 olsa bile, Edebiyat'ı sevemediniz ya da hocanız size taktıysa yandınız. Hiçbir kurtuluş yolunuz yok. Sınıfta kalacaksınız...
Katile, gaspçıya, soyguncuya af çıkartan bir hükümet, öğrenciler için de mağduriyeti önleyici kararlar almalıdır. Kimse bedavadan sınıf geçme peşinde değil. Ama
Bir başka "nemli gelişme ise, keşke bu konuda bir site kurulsa da, bağış yapmak isteyenlerle ihtiyacı olanlar buluşabilse y"nündeki dileğimizin hayata geçmesi oldu.Duyarlı bir okurumuzun kurduğu bu sitenin adı da www.yardimlas.cjb.net. Evet istekler samimi bir şekilde ortaya konduğunda yardımın her türlüsü kolayca gelebiliyor. Tıpkı destek konusunda ODTš'nün yaptığı gibi.Atıl durumdaki bilgisayarların değerlendirilmesi konusunda ODTš de daha "nce başlattığı bir kampanya ile bu konudaki duyarlılığını ortaya koydu. Hatta başlatılacak kapsamlı bir kampanyanın sorumluluğunu bile üstlendi...Rekt"r Prof. Dr. Ural Akbulut, kendilerine g"nderilecek her türlü bilgisayarın en iyi şekilde kullanıma sokulabileceğine dikkati çekerek ş"yle konuştu:"Bize ulaşan her bilgisayarı "ncelikle elden geçiriyoruz. Eksiği varsa tamamlıyoruz. Ardından bağışlayanın ismini üzerine yazarak en çok ihtiyacı olanlara ulaştırıyoruz. Ayrıca bu konuda eğitim eksiği olanlara da temel bilgisayar eğitimi veriyoruz. Temel bilgisi olanlara da geliştirme programları uyguluyoruz..."İşte toplumsal sorumluluğa karşı g"sterilecek en güzel "rneklerden biri. Hiçbir ücret alınmaksızın yapılan bu hizmet sonrasında şu ana kadar
<#comment>#comment>Marmara Üniversitesi Biyoloji Kulübü öğrencilerinin eski model ve kullanılmış da olsa, dünyaya açılabilmek için bir bilgisayara ihtiyaçları olduğunu önceki gün dile getirmiştik. Adeta yardım yağdı. 20'ye yakın değerli okurumuz atıl durumdaki bilgisayarlarını öğrenci kulübüne bağışlayabileceklerini dile getirdiler. Hatta bir kısmı gönderdi bile...
Bir başka önemli gelişme ise, keşke bu konuda bir site kurulsa da, bağış yapmak isteyenlerle ihtiyacı olanlar buluşabilse yönündeki dileğimizin hayata geçmesi oldu.
Duyarlı bir okurumuzun kurduğu bu sitenin adı da www.yardimlas.cjb.net. Evet istekler samimi bir şekilde ortaya konduğunda yardımın her türlüsü kolayca gelebiliyor. Tıpkı destek konusunda ODTÜ'nün yaptığı gibi.
Atıl durumdaki bilgisayarların değerlendirilmesi konusunda ODTÜ de daha önce başlattığı bir kampanya ile bu konudaki duyarlılığını ortaya koydu. Hatta başlatılacak kapsamlı bir kampanyanın sorumluluğunu bile üstlendi...
Rektör Prof. Dr. Ural Akbulut, kendilerine gönderilecek her türlü bilgisayarın en iyi şekilde kullanıma sokulabileceğine dikkati çekerek şöyle konuştu:
"Bize ulaşan her bilgisayarı öncelikle elden geçiriyoruz.
Geçen yıl bu zamanlar başta Cumhurbaşkanı Sezer ve Başbakan Ecevit olmak üzere devleti y"neten tüm yetkililer sorunun ç"zümü için devreye girmiş ama, bu yıl için artık zaman geçti, gelecek yıl sorunu ç"zeceğiz s"zleri verilmişti. İşte yine son dakikaya gelindi. Tercihler bir ay sonra yapılacak. Y™K ve ™SYM yine ortaya çıkıp hayır efendim olmaz, kılavuzlar basıldı, bu yıl mümkün değil diyebilir. Onlar istediklerini s"ylesin. Eğer karar verilirse sorun rahatlıkla ç"zülebilir!.. S"z verildiği halde yüz binlerce meslek liselinin üniversiteye giriş sorunu hala ç"zülmedi. TBMM son günlerde neredeyse hemen her gün 8, 10 yasa birden çıkartıyor. Ama nedense meslek lisesi mezunlarının "nündeki engelleri kaldırıcı yasaya bir türlü sıra gelmiyor. Oysa, Y™K'ün hatasını Meclis'te telafi edeceğiz s"zü verenlerin sayısı o kadar çoktu ki!.. 8 yılın şanssız ilk mezunları En büyük kazığı da anadolu liseleri ve kolejler sınavına giren ilk mezunlar yedi. 10'lu yaşlarda bir yıl çok "nemli. Çocuğu her açıdan geliştirir. Hele hele iki yaş, ileri yaşlardaki 5 yaşa bedel. Durum b"yle olduğu halde, bu yıl sınava sekiz yıllık kesintisiz eğitimin ilk mezunlarıyla birlikte, 4, 5 yıl "nce 5 yıllık ilkokuldan
<#comment>#comment>Söz verildiği halde yüz binlerce meslek liselinin üniversiteye giriş sorunu hala çözülmedi. TBMM son günlerde neredeyse hemen her gün 8, 10 yasa birden çıkartıyor. Ama nedense meslek lisesi mezunlarının önündeki engelleri kaldırıcı yasaya bir türlü sıra gelmiyor. Oysa, YÖK'ün hatasını Meclis'te telafi edeceğiz sözü verenlerin sayısı o kadar çoktu ki!..
Geçen yıl bu zamanlar başta Cumhurbaşkanı Sezer ve Başbakan Ecevit olmak üzere devleti yöneten tüm yetkililer sorunun çözümü için devreye girmiş ama, bu yıl için artık zaman geçti, gelecek yıl sorunu çözeceğiz sözleri verilmişti. İşte yine son dakikaya gelindi. Tercihler bir ay sonra yapılacak. YÖK ve ÖSYM yine ortaya çıkıp hayır efendim olmaz, kılavuzlar basıldı, bu yıl mümkün değil diyebilir. Onlar istediklerini söylesin. Eğer karar verilirse sorun rahatlıkla çözülebilir!..
Sekiz yıllık ilköğretim, ilk mezunlarını bu yıl verdi. Okula devam eden öğrenci sayısına bir artış getirdiği kesin. Ama o kadar. Ne eğitimin kalitesi arttı, ne de söz verildiği gibi sınıf mevcutları düşürülüp, öğretmen açığı kapatılabildi.
En büyük kazığı da anadolu liseleri ve kolejler sınavına giren ilk mezunlar yedi. 10'lu
™nceki yıl Milliyet'in başlattığı Haydi Güneydoğu'ya kampanyası kapsamında Siirt'e gitmiştik. Sabah vali, belediye başkanı ve şehrin ileri gelenleriyle ekonomi üzerine konuşmuş, kentin nasıl canlanabileceği üzerine yorumlar dinlemiştik.Gelinen ortak nokta; birkaç yüz milyar liralık bir kredi bulunsa kentin kaderi bir anda değişir. Ama Ankara bu krediyi vermiyor diye yakınıp durdular. ™ğlenden sonra ise kadınlara y"nelik okuma yazma kurslarına gittik. İlgi büyüktü. Sadece okuma yazma "ğrenmekle kalmıyor, değişik meslekler "ğrenip aile ekonomisine katkıda da bulunuyorlardı. Proje enteresandı. Ama daha da enteresanı, kadınlardan pek çoğunun kolundaki sıra sıra burma bilezikler ve boyunlarındaki sıra sıra gerdanlıklardı...Bırakın bütün Siirt'i birkaç okuma yazma kursundaki kadınların kolundaki bilezikler bile Siirt'i bir anda canlandırır denilen o birkaç yüz milyarı rahatlıkla karşılayabilirdi. Ama bırakın b"yle bir şeyi yapmayı, akıllarından bile geçirmiyorlar. ™nerecek olduk, hiç de hoş karşılanmadı...Şimdi aynı olayla hemen her yerde karşılaşıyoruz. Bir yanda müthiş bir savurganlık ya da atıllık "te yanda diz boyu yoksulluk. Olacak şey değil.™nümde çok çarpıcı bir mail var. Marmara
<#comment>#comment>Varlık içinde yokluk çeken bir ülkeyiz. Bir yanda yastık altında, kolda, boyunda boşu boşuna yatan trilyonluk servet öte yanda birkaç milyon dolar için dilencilik yapan güven vermeyen politikacılar...
Önceki yıl Milliyet'in başlattığı Haydi Güneydoğu'ya kampanyası kapsamında Siirt'e gitmiştik. Sabah vali, belediye başkanı ve şehrin ileri gelenleriyle ekonomi üzerine konuşmuş, kentin nasıl canlanabileceği üzerine yorumlar dinlemiştik.
Gelinen ortak nokta; birkaç yüz milyar liralık bir kredi bulunsa kentin kaderi bir anda değişir. Ama Ankara bu krediyi vermiyor diye yakınıp durdular. Öğlenden sonra ise kadınlara yönelik okuma yazma kurslarına gittik. İlgi büyüktü. Sadece okuma yazma öğrenmekle kalmıyor, değişik meslekler öğrenip aile ekonomisine katkıda da bulunuyorlardı. Proje enteresandı. Ama daha da enteresanı, kadınlardan pek çoğunun kolundaki sıra sıra burma bilezikler ve boyunlarındaki sıra sıra gerdanlıklardı...
Bırakın bütün Siirt'i birkaç okuma yazma kursundaki kadınların kolundaki bilezikler bile Siirt'i bir anda canlandırır denilen o birkaç yüz milyarı rahatlıkla karşılayabilirdi. Ama bırakın böyle bir şeyi yapmayı, akıllarından bile
™nce "yle bir yazıya başladım ama üniversitelerden gelen mesaj bombardımanı, yazının içeriğinin değişmesine neden oldu. Bilimsel araştırma fonlarının kaldırılması müthiş bir infial yaratmış durumda. Eğitime, bilime g"nül vermiş hocaların çoğu kırgın, küskün ve her şeyin düzeleceğine y"nelik umutlarını yitirmiş durumdalar...šniversitenin umudunu yitirmesi, siyasilerin umurunda olmayabilir ama Türkiye'de birilerinin mutlaka umurunda olmalıdır. ™zellikle de kamuoyunun. ABD, İngiltere, Kanada Japonya ve diğer gelişmiş ülkeler, onca kalkınmışlıklarına rağmen, üniversitelere daha fazla nasıl kaynak yaratabilirizin peşinde. Biz ne yapıyoruz olanı da ortadan kaldırıyoruz...šniversitelerin sıkıntıları MGK'ya da çoktan gelmiş olmalıydı!.. En azından tatil günleri, sorunlardan uzak farklı yazılar yazmak medyada gelenek haline geldi. Zaman zaman ben de yazıyorum. Hatta şu anda elimde çok sempatik üç, d"rt yazı konusu bile var... Maliye artık elini çekmelidir Yeni adıyla bilimsel araştırma projelerinin desteklenip, desteklenmemesinde son s"zü maliyeciler s"yleyecekmiş. Ekonomiyi düze çıkardılar, el atmadıkları bir bilimsel projeler kalmıştı. Artık ona da çağ atlatırlar!..Güya Derviş