Diyalog Bakan Çelik, geçen yıl, yeni bir kayıt dönemi açılarak, kontenjanların doldurulmasını isteyenlere, "Puanlar çok düşer, bu kaliteyi bozar" diye karşı çıkmıştı. Biz de ısrarla, puanlarda çok önemli oynamalar olmayacağını, dolayısıyla kalitenin düşmeyeceğini iddia etmiştik.Hatta CNN Türk'teki bir canlı yayında, ben kendisinin bu sistemi bilmediğini ve yanıldığını söylediğimde, şiddetle karşı çıkmış ve asıl yanılanın bizler olduğunu söylemişti.Bu yıl inattan vazgeçildi ve boş kontenjanların doldurulması için bir adım adıldı. Ancak bu eksik bir adımdı. Neden eksik bir adım olduğunu ilerleyen satırlarda açıklayacağım. Ama daha önce bakanın puanlar düşer, kalite dibe vurur iddiasını, MEB internet sitesinde yayımlanan kendi verileriyle çürütmek istiyorum.Bu yıl ikinci kayıt döneminden sonra, tercih yükseltme sistemiyle boş kontenjanlar dolduruldu. Örneğin Galatasaray Lisesi'nde 2 açık vardı. Taban puan ise 472'ydi. Üçüncü yerleştirme sonunda da taban puan yine 472. Sadece virgülden sonraki rakamlarda yüzde birlik değişim söz konusu oldu.İstanbul Lisesi'nde de durum farklı değildi. Toplam 18 açık vardı. Taban puanı 468'di. 3. yerleştirme sonunda da taban puan 467. 90 boş kontenjanın kaldığı Kabataş Lisesi'nde ise puan farklılığı sadece ve sadece 3 puan. Yani bir soru bile değil.Örnekleri fazlasıyla uzatabiliriz. Adana Anadolu Lisesi'nin 12 açığı vardı. Puan değişimi sıfır. 39 açığın olduğu Ankara Atatürk Anadaolu Lisesi'ndeki ve 54 boş kontenjanın bulunduğu Gazi Anadolu Lisesi'ndeki puan farklılıkları ise sadece ve sadece 1. Şimdi bu okullarda kalite düştü mü? Kesinlikle hayır. Ama bu yüzden Bakan Çelik geçen yıl binlerce öğrencinin hakkını yedi. Hem de yanlış gerekçelerle. Bu kadar yoğun tartışmanın olduğu bir konuda, bilgi sahibi olmaması ya da yanlış bilgi ile donatılmış olması affedilemez. Bu konuda kamuoyundan mutlaka özür dilemelidir. Özelikle de minik öğrencilerden.Yoksa diğer konularda aldığı tüm karar ve söylemleri, bu çerçevede değerlendirilmeye başlanır ki, bu da kendisine haksızlık olur.Hata yapılmaz mı? Elbette yapılır. Ama hataların en büyüğü, uyarılara kulak tıkamak ve yanlışta ısrar etmektir. Anayasa, babayasa tartışmaları derken anadolu liselerinde 20 bin kontenjan boş kaldı. Geçen yıl da 15 bin kontenjan boş kalmıştı. OKS'de ortaya çıkan en önemli gerçek ise Milli Eğitim Bakanı Çelik'in sınav sistemini uzaktan yakından hiç bilmiyor olması. Bakan Çelik, bu yıl inattan vazgeçip 3. kayıt dönemi için vize verdi. Ama bu vize eksik ve sınırlı bir vizeydi. Tıpkı AB'nin bizim için öngördüğü şartlı üyelik gibi. OKS ile öğrenci alan okullarda, 2. kayıt dönemi sonunda, toplam 19 bin 817 kontenjan açığı kaldı. Bunlardan 6 bin 936'sı fen liselerinde, 17 bin 599'u anadolu liselerinde, 1.307'si de anadolu öğretmenler liselerindeydi.Yapılması gereken, 3. yerleştirmenin herkese açık olmasıydı. Ama sadece, daha önce her hangi bir anadolu lisesi ya da fen lisesini kazananlarla sınırlı kaldı. Yani bir anlamda, alt tercihlerinden birini kazanan bir öğrenci, bir üst tercihine yükseldi. Yani, bardağa yeni su konmadı. Yüksek puanlı okulların boş kontenjanları doldu, düşük puanlı okullar boş kaldı. Yazık hem de çok yazık.Özetin özeti: MEB, kimsenin babasının çiftliği değil. İki yılda 35 bin kontenjanın boş kalmasına kimse seyirci kalamaz. Bakan Bey, tıpkı öğretmenler konusunda olduğu gibi bu konuda da kamuoyunu yanlış ve eksik bilgilendiriyor. Ayda 300 lira kazanan öğretmeni gerçek öğretmen, boş kontenjanları da doldurulmuş gibi gösteriyor. aguclu@milliyet.com.tr Kontenjanlar yine boş
Özay Şendir
Netanyahu için sonun başlangıcı…
18 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
Eğitim vezir de eder rezil de!..
18 Mayıs 2025
Zeynep Aktaş
Toparlanmanın devamı gelir mi?
18 Mayıs 2025
Ali Eyüboğlu
Hande Subaşı: Modellikten geliyorum, ama modayı hiç takip etmiyorum
18 Mayıs 2025
Güldener Sonumut
Yunanistan’ı anlamama sendromu
18 Mayıs 2025