Diyalog "Yazınızda bahsettiğiniz sorunların hemen hemen hepsine ilişkin görüşlerimi, eleştirilerimi soru önergesi vererek, komisyon ve Genel Kurul'da söz alarak gündeme getirdiğimi bilmenizi isterim. AKP döneminde eğitimde yapılanların 3 temel amacının olduğunu düşünüyorum. Bunlardan birincisi, eğitimin laik niteliğinin zayıflatılması ve dinselleştirilmesi, ikincisi eğitimin ulusal niteliğinin zayıflatılması, üçüncüsü ise eğitimin ticarileştirilmesi ve piyasaya açılması. Eğitimle ilgili olarak çıkarılan kanunların, yönetmeliklerin, genelgelerin ve bakanlık merkez ve taşra teşkilatında yapılan kadrolaşma harekâtının bu 3 temel amaca yönelik olduğunun bilincindeyiz ve bu bilinçle bakanlıkta yapılanları, özellikle yapılmayanları ve yapılamayanları takip ediyoruz. Sayın Çelik'in bakanlığı döneminde MEB'de kaygı verici boyutlarda bir hukuksuzluk yaşanmaktadır. İdarenin her türlü eylem ve işleminin yargı denetimine tabi olması ve idarenin yargı kararlarına uyması hukuk devleti ilkesinin olmazsa olmazıdır. Ancak AKP iktidarı döneminde özellikle MEB'de mahkeme kararlarının uygulanmaması, uygulanmasının geciktirilmesi ya da mahkeme kararının etkisiz kılınması yönünde bir eğilim ortaya çıkmıştır.Sayın Bakan'ın bizzat kendisi mahkeme kararlarını uygulamadığı gerekçesiyle defalarca bir il Milli Eğitim Müdürü'ne tazminat ödemeye mahkûm olmuştur. MEB Müsteşarlığı görevini yürüten ve seçimlerde AKP'den İstanbul Milletvekili seçilen Necat Birinci hakkında mahkeme kararlarını uygulamadığı gerekçesiyle açılan davalarda Yargıtay tarafından onanmış ve kesinleşmiş mahkûmiyet kararları bulunmaktadır. Yargıtay Genel Kurulu tarafından "Müsteşarların bakan adına yargılandığı" yönünde bir karar verilmiştir. Birinci'nin aldığı cezalar, aslında Sayın Çelik'in icraatlarının cezalandırılması anlamına gelmektedir. Sayın Çelik döneminde çıkarılan kanunların büyük kısmı Anayasa Mahkemesi tarafından, yönetmeliklerin büyük kısmı Danıştay tarafından ve atama ve görevden alma kararlarının büyük kısmı ise, Danıştay ve İdare Mahkemeleri tarafından iptal edilmiştir. Hukuk devleti, demokratik bir sistemin ön şartıdır. Mahkeme kararlarının uygulanmaması, uygulanmasının geciktirilmesi, hukuki olarak kâğıt üzerinde uygulanmakla birlikte fiili olarak uygulanmaması, sadece hukuk devletinin değil, demokrasinin de ihlal edilmesi anlamına gelmektedir. 13.4.2007 tarih ve 26492 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan "Milli Eğitim Bakanlığı Eğitim Kurumları Yöneticilerinin Atama Yönetmeliği" uyarınca 13.4.2007 tarihi ile yönetmeliğin yürürlüğünün durdurulması sonucu 11.5.2007 tarihinde yayımlanan, bakanlık tarafından atamaların durdurulmasına ilişkin genelgeye kadar, bakanlık ve aynı yönetmeliğin "atama yetkisi" başlıklı 9. maddesi uyarınca valilikler tarafından yaklaşık olarak 14 bin 500 yönetici ataması yapılmıştır. Danıştay tarafından hem bu yönetmeliğin yürürlüğü durdurulmuş hem de bu yönetmelik hükümleri doğrultusunda yapılan atamaların "geri alınması" yönünde yine Danıştay 2. Daire tarafından bir karar verilmiştir. Ancak MEB bu karara karşı hile yoluna başvurmakta, yürürlüğü durdurulan yönetmelik hükümlerine göre yapılan atanan yöneticileri "geçici görevlendirme" yoluyla görevlerine devam ettirmektedir. Sizin de ifade ettiğiniz gibi, henüz müsteşar ataması yapılmamıştır. Bunun yanı sıra bakanlıkta bir müsteşar yardımcısı sayısı sorunu bulunmaktadır. 7 yerine 8 müsteşar yardımcısı vardır..." Özetin özeti: Tek tük de olsa muhalefetten uyumayanlar da varmış. Ne güzel! aguclu@milliyet.com.tr Eğitimde olup bitenlere dikkat çekip "Muhalefet var mı?" diye sormuştum. Duyarlı çıkan tek kişi, öğretmen kökenli, CHP Yalova Milletvekili Muharrem İnce oldu. Üniversite kökenli milletvekillerinin eğitim zaten hiç umurunda olmadı. Geçen dönem olduğu gibi bu yıl da TBMM Milli Eğitim Komisyonu'nda yer alan İnce'nin, eğitime ve Bakan Çelik'in icraatlarına yönelik tespit ve görüşlerinden bazıları şöyle:
Özay Şendir
Netanyahu için sonun başlangıcı…
18 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
Eğitim vezir de eder rezil de!..
18 Mayıs 2025
Zeynep Aktaş
Toparlanmanın devamı gelir mi?
18 Mayıs 2025
Ali Eyüboğlu
Hande Subaşı: Modellikten geliyorum, ama modayı hiç takip etmiyorum
18 Mayıs 2025
Güldener Sonumut
Yunanistan’ı anlamama sendromu
18 Mayıs 2025