Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Başkanlık sistemi ve çözüm süreci! Son günlerin en önemli iki gündem maddesi. Peki bu iki konuda Özal döneminde neler yaşandı? Çok istemesine rağmen niye yol alamadı?
Özal döneminin en hararetli başkanlık sistemi savunucularından eski bakan Halil Şıvgın önceki gece Genç Bakış’ta Sabancı Üniversitesi öğrencileriyle bu konuyu tartıştı.
Şıvgın, 1950’den bugüne, Erdoğan kadar partisine hâkim olmuş hiçbir liderin gelmediğini ve üniter bir devlet yapısıyla oynamanın Türkiye için felaket olacağını söyledi. “Başkanlık sistemi gelirse, Erdoğan’ın diktatör olacağından korkuyorlar ama bu olmaz” dedi.
İşte programdan satır başları:
Başkanlık sistemi?
- Meclisin görev ve yetkilerinin yeniden düzenlenmesi lazım. Başkanlık sistemine geçiyoruz demekle olmaz .
- Şu an yani parlamenter sistemde milletvekilleri genel başkana ters düşmeme politikası uygulamak zorundalar. Genel merkezleri kabul ediyorsa milletvekilleri kabul eder. Başkanlık sistemi gelirse Erdoğan’ın diktatör olacağından korkuyorlar. Sistemi iyi kurarsanız böyle bir şey olmaz.
- Benim başkanlık sistemim ile Ak Parti’nin başkanlık sistemi farklı. Mesela AK Parti, Başkan’ın Meclis’te fesih yetkisi olsun diyor. Hayır olamaz. Başkan Meclis’i feshedemez.
- Yasama, yürütme ve yargının birbirinden bağımsız olmasını sağlamak lazım. Meclis’ten hükümet çıkartılma modeline son veriyorsunuz. Yasamayı yürütmeden ayırıyorsunuz. Yürütmeden başkan sorumlu olacak. Yürütme devam ederken Meclis’te yasama görevini yerine getirecek ve başkanı denetleyecek.
- Halkımız çok partili siyasete geçildiğinden beri önüne ne zaman sandık konulursa hep doğru karar vermiştir. Halkın iradesine her zaman saygı duymak lazım.
ABD’deki başkanlık sistemi?
- Dünyada en iyi uygulama Amerika’da.
- Başkanlık sisteminde bakanların milletvekili olmaması lazım. Milletvekillerinden bakan yapabilirsiniz, o zaman milletvekilliğinden istifa etmesi gerekir.
- Amerika’da bakanlar bir kurul oluşturmazlar. Onlar başkanın sekreteridirler. Onlar başkana karşı sorumludurlar ve onu güçlendirirler. Meclise karşı sorumlu değiller.
- Benim savunduğum sistemde başkan iki turlu, dar bölge milletvekilleri de tek çıkması lazım. Tek milletvekillerini seçmediğimiz takdirde milletvekilleri üzerinde partinin hegemonyası hakimiyeti başlıyor. O zaman milletvekili halkın temsilcisi olamıyor.
- Başkanlık sisteminin Amerika dışında uygulanamama-sının sebebi, halkın kültürüyle alakalı. Güney Amerika’da var. Onlara başkancı sistem dememiz lazım. Onlar, doğrudan doğruya diktatörlüğü hedef almışlar.
- Amerikalılar bu işi o kadar güzel yapmışlar ki başkanın diktatörlüğe gitmesini önlemek açısından denge sistemi kurmuşlar. Başkan tek başına hâkim olamıyor. Başkanın icraat yapabilmesi için kanuna ihtiyacı var. Kanunu meclis çıkarıyor. Meclis de bir icraat yapmak istediğinde onun kanununu da başkan onaylıyor.
Bizde uygulanabilir mi?
- Hem siyasi istikrarı hem de gelişmeyi sağlaması açısından başkanlık sistemi bizim yapımıza uygun bir yapı.
- Başkanlık sistemine girersek Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın gücü yarı yarıya daha azalacak. Ama Türkiye sağlıklı bir sisteme girecek ve gelişmenin önü açılacak. İstikrar sağlanacak, yeni yüzler gelecek siyasete.
- Türkiye’ye başkanlık sistemi gelirse parçalanmaz. Mevcut sistemle de Türkiye’yi parçalayabilirsiniz.
- PKK olayı bizim zamanımızda, 1984’te başladı. Biz bir inceleme yaptık arkasında uluslararası güçler var, Türkiye’yi sıkıştıracaklar, onu anladık. Özal Atatürk Barajı’nın temelini attıktan sonra olay çıktı. Bu Türkiye’nin büyümesine engel olmak için, önüne konulmuş bir setti. Çözmek için çok çalıştı. Ölmeden önce bile barışı çözmek için çalışmalar yaptı. Türkiye şu an tüm çevresi kuşatılmış durumda. Türkiye’nin ciddi açılımlara gitmesi lazım.
- Türkiye üniter bir devlet, bu yapıyla oynarsak ülkeye büyük kötülük ederiz. Bu ülkenin kuruluş şekli üniter. Dar bölge iki turlu seçim sistemi olursa milletvekili güçlü olacak. Yöresinin, bölgesinin ihtiyacına yönelik teklifi verebilecek.
- Şu an Cumhurbaşkanımız hâlâ başbakanmış gibi konuşuyor. Bir adım geri çekilmesi lazım. Çalışıyor, çalışkanlığına diyecek bir şey yok. Bazı tepkilerini frenlemesi lazım, yanında frenleyicisi yok. Mesela Özal’a, doğru olan fikri samimiyetle anlattığınızda ikna olurdu.
Partiye hâkim!
- 1950’den bu tarafa partisine Erdoğan kadar hâkim olmuş hiçbir lider yok. Ne Menderes, ne Demirel, ne Özal, ne Erbakan hâkim olmadı. Ama Erdoğan bunu bedavadan yapmıyor. Günde neredeyse 20 saat çalışıyor. Ekibi var. Ama yeterli değil Erdoğan’a fikirlerini söyleyecek cesaretleri mi yok, onu anlamıyorum. Aykırı fikir söyleyemiyorlar.
- Çözüm sürecinde AK Parti seçime kazanmaya, PKK da kendisini kurtarmaya endeksli.
Özetin özeti: Bu tartışma daha çookkk su kaldırır...