Bilgi'de neler oluyor? (2)

Diyalog Hani bir halk deyimi var "ipten dönmüş" diye. Bilgi'nin şu andaki durumu sanki öyle. Gitmiş gelmiş. Yani kurucuların elinden bir ara uçup gitmiş. Şimdi ise tam bir kaos hâkim. Tarafların tümünden farklı açıklamalar var. Ve hepsi de kendilerinin haklı olduğu, karşı tarafın olayları çarpıttığı görüşünde. Bunların hepsini sizlerle paylaşacağız. Ama beni asıl hayrete düşüren, tüm bu gelişmeler olurken YÖK'ün takındığı umursamaz tutum. Konu, defalarca YÖK'ün gündemine gelmiş. Ama her defasında da olayın üzerine gidileceğine üstü örtülmüş. Niyesini, nedenini de olayların kökenine indikçe yine sizlere aktaracağız.En fazla şaşırdığım konulardan biri de onca kerli ferli hocanın, hukukçunun, YÖK üyesinin, kurucunun bulunduğu Bilgi'de bunca vahim gelişmeler olurken onların ne yaptığı! Sadece ve sadece biri (Prof. Dr. Gülten Kazgan) bu olup bitenler konusunda, kurucuları uyarmış. Hayret ki hayret!..Konuya daha bir vâkıf olabilmek için ufak bir hatırlatmada bulunmak istiyorum. Bilgi hatırlanacağı gibi Oğuz Özerden ve arkadaşları ile Mutlu ailesi tarafından kurulmuştu. Sonra santralistanbul devreye girip kaynak ihtiyacı doğunca, uluslararası bir ortak olan Laureate devreye girdi. Laureate, Bilgi'ye sadece ekonomik destek sağlamakla kalmadı, yönetime de girdi ve üniversite bir anda üç başlı hale geldi. İşte tam bu aşamada, ABD'nin en büyük borsası olan Nasdaq'ta hisseleri işlem gören Laureate bir anda el değiştirdi. Şirketi şu anda kimin aldığı bilinmiyor, ama büyük sermaye kuruluşlarından söz ediliyor. Onlarca ülkede yükseköğrenim işletmeciliği yapan Laureate'in 3.8 milyar dolara satıldığını da özellikle hatırlatayım ki, Bilgi'nin kimlerle dans ettiği çok daha net anlaşılabilsin.Peki şimdi ne olacak? İşte bu sorunun yanıtını şu anda hiç kimse net olarak veremiyor. İş tam bir hukuk bilmecesine dönmüş durumda. Güç yarışı da olayın farklı bir yönü. Hani eskisi gibi olsa biz bize üç gün kavga etsek de dördüncü gün barışırdık. Ama şimdi dünya devi bir şirket de işin içinde. Amerikalıların, kendi şirketlerinin çıkarlarını koruma konusunda nasıl şahin kesildiklerini de hatırlatmaya gerek yok. Bu konu, Türkiye ile ABD arasında ciddi sorun yaratır diyenler de var, ama ben daha o noktaya gelmedim.Sonuçta ortada bir para var mı, varsa ne kadar? Bunun karşılığında ne gibi taahhütlerde bulunuldu? Bunları hiç kimse net olarak açıklamıyor. Çünkü yasalar karşısında zor duruma düşebilirler.Daha önce de açıkladığım gibi, Anayasa gereği, yabancılar ve kâr amaçlı şirketler, vakıf üniversitesi kurucusu olamıyorlar.Peki 100'e yakın ülkede iş yapan böylesi devasa bir şirket, Türkiye'deki hukuki durumu yeterince araştırmadı mı? Böyle bir şey nasıl düşünülebilir? Ya da Bilgi'nin "patronları", tıpkı üniversitenin kuruluşunda olduğu gibi Laureate'i, bizde işler böyle yürür, üniversiteyi kurarken de biz yine bildiğimizi okuduk diye mi ikna ettiler? Gerçekten şoke edici bir durum.Birkaç ay önce yine Türkiye'nin çok önemli üniversitelerinden birinin kurucuları arasında benzeri tartışmalar yaşandı. Güçlü olan, profesyonel olanı kapının önüne koydu. Oysa değirmenin suyunu o sağlıyordu. Tarafları dinlediğimde hayretler içine düşmüştüm. Yaşanan gelişmelerin üniversiteye hiçbir katkısı olmadı. Umarız Bilgi'de de o noktaya gelinmez.Ve en önemlisi, dileriz diğer vakıf üniversiteleri bu olaylardan ders çıkarır.Özetin özeti: Bilgi'yle ilgili tarafların görüşlerini de sizlerle paylaşacağız. Amacımız, bu olaydan Bilgi'nin yara alarak değil, daha da güçlenerek çıkması. Bundan hiç kimsenin kuşkusu olmasın! Bir üniversite kolay kurulmuyor. Dahası 10 bin öğrencisi var...Genç Bakış'ta bu gece 2008'de öne çıkacak anayasa, YÖK ve ekonomiyi tartışacağız. Konuklarımız Özdemir Özok, Kemal Gürüz ve Sinan Aygün olacak. aguclu@milliyet.com.tr Bilgi Üniversitesi'nde ilginç gelişmeler yaşandığını daha önce yazmıştım. Ama yazdıklarım, buzdağının sadece görünen kısmıymış. İşin içine girdikçe, karşınıza öylesine ilginç gelişmeler çıkıyor ki şaşıp kalıyorsunuz.