İşte Türkiyenin en gözde kolejlerinden birinde öğrenim gören ve en az birkaç kez intiharı aklından geçiren hatta deneyen Aslının anlattıkları.Eminim altına on binlerce öğrenci imza atacaktır. O güçlü bir iradeye sahipti ve intihar ederek gazetelere manşet olmadı. Peki ya diğerleri?Oysa hemen hepsi çevrelerinde parmakla gösterilen pılır pırıl gençler. Peki bu noktaya nasıl geliyorlar? İbretle okuyalım ve başta anne babalar, öğretmenler ve medya olmak üzere hepimiz gereken dersleri çıkaralım.Aslı bu mektubu önceki gece göz yaşları içinde üç saatte yazmış. Okurken bizim de gözlerimiz dolu dolu oldu... Bu konuda çok şeyler yazıldı, söylendi. Senaryolar üretildi. Ama hiç kimse intiharların gerçek mağduru gençlere "neden intihar ediyorsunuz?" sorusunu sormadı. Oysa anlatacakları o kadar çok şey var ki!.. "Merhaba, Bir intihardan ne bilgisayar veya internet ne de bir oyun suçlu olabilir. En son aşamada görünürde oldukları için onlar suçlu gösterilir. Peki işin arkasında neler var?Öncelikle aile içi problemler çok önemli. İkinci sırada ise okul geliyor. İşte benim sorunlarım da böyle başlıyor. Şu an çok yoğun duygular içerisindeyim. Lise 2. sınıf öğrencisiyim. Siyah oje sürmek, siyah giyinmek veya metal dinlemek hep günah keçisi yapılır fakat bunlar ne intihar nedeni, ne de belirtisidir. Yarış atı mıyım? İçimden gelmeyen bir şeyi ne kadar zorunlu da olsa yapamayan birisiyim. Öğretmenlere yağ çekmeyi bile beceremiyorum. Başkalarıyla kıyaslanmak istemiyorum. Ama bu hep yapıldı. Ve bütün bunlar benim üzerimde büyük bir stres oluşturmaya başladı. Ailem derslerimi hiçbir zaman aşırı sorun yapmadı ama öğretmenlerim ve toplum beni çok kötü etkiledi. Gerek okulda, gerekse dershanede sürekli bir yarışta olduğumuzu söyleyip durdular. Herkes derslerimin nasıl gittiğini, nefes almadan çalışmam gerektiğini söyledi durdu. Tabii bunlar arttıkça benim de sinirlerim bozuldu. Okul çok sıkıştırıyor Sıra bölüm seçmeye geldiğinde çok kararsızdım. Fen derslerim iyi olduğu için Feni seçtim ve büyük bir hata yaptım. Bunda okulun da payı büyük. Diğer seçmeli ders seçenekleri ortadan kaldırılarak fen dersleri zorunlu olarak verildi. Merak etmeyin bu derslerde deney yapacağız, konuyu daha iyi anlayacaksınız denildi. Fakat gördük ki, durum öyle değil. Bu inanılmaz yüke çoğumuz katlanamıyor ama şikayetlerimiz de sonuç vermiyor.Okulumuzdaki not sistemi de dengeli değil. Çok başarılı bir geçmişim vardı ve hedeflediğim noktaya gelemediğimde kendimi çok kötü hissediyordum. Yıllar geçtikçe kendimi bir yarış içinde hissetmeye başladım. Lise 1in başlarıydı. Ergenlik sorunları ve ders stresi birleşince bunalıma girdim. Bir süre sonra derslerimi toparlayabildim. Ailem olmasaydı çoktan... Son birkaç günde yaşadıklarım ise hiçbir şekilde tarif edilemez. Notlarım düşünce annem çalış diye üstüme gelmeye başladı. Bense, artık tamamen Fenden soğudum. Mezun olunca başka bir alana kaymayı kafama koymuştum. Ama ailemle paylaşınca onlar da karşı çıktılar. . Kendimi sıkışmış gibi hissediyordum fakat bundan kimsenin haberi yoktu. Okul, dersler, sınavlar çok fazla üzerime gelmeye başlamıştı artık. Sorunlar birikince artık patlama noktasına geldim. Lise 1in başında ciddi olarak intihar etmeyi düşündüm. Hatta iki kere intihara kalkıştım ama sonra ailemi düşünerek vazgeçtim. Ailem bana müthiş bir güç veriyordu ve beni hayata bağlayan tek şeydi. Sonra işler değişmeye başladı. Lise 2nin başında ilk sınavlarım düşük geldi ve bir daha da eski başarıma yaklaşamadım. Artık bitti diyerek kendimi kaybetmiştim. Kopyayı beceremedim Bunun bir cezası olmayacak mı? Tabii ki olacak, olmalı da. Fakat öyle bir disiplin yönetmeliğimiz var ki öğrenci en alakasız suçtan disiplin cezası alsa bile ona her türlü ceza veriliyor. Mesela benim için en önemli olanı mahrumiyet cezası. Neden mi önemli? Bir turnuvada okulumu temsil etmeye hazırlanıyordum. Tiyatroda sahne alacaktım. Diğer bir kulüp etkinliği nedeni ile de yurtdışında gezi ve konferanslara katılacaktım. Ama eğer mahrumiyet cezası alırsam bunların hepsinden men edileceğim. Yaşamım boyunca sosyal faaliyetlere çok önem verdim ve derslerimin kötü gittiği şu sıralar, onlar beni hayata bağlıyordu. Şimdi onu da kesecekler!!! Gençleri böyle düzeltebileceklerini mi sanıyorlar... Son bir iki haftaya kadar kopyayla da işim olmadı. Geçen hafta bir sınavda bazı kişiler olayı iyice abartıp birbirlerine cep telefonuyla mesaj gönderdiler. Sonuçta ne oluyor? Onlar benim önüme geçiyorlar. Ortaöğretim Başarı Puanımı düşürmesin diye Neden ben de yapmıyorum? sorusunu sordum ve denedim. Bir kopya kağıdı hazırladım ama sınav boyunca bakamadım. Çok acemi olduğumdan hemen yakalandım. Gençleri hiç anlamıyorlar Beni hayata bağlayan tek şey beni çok seven ailem. Onların olamasıydı çoktan intihar etmiştim.Herkes böyle güzel bir aileye sahip olamayabiliyor. O yüzden sorunların üstesinden gelemeyip intihar ediyorlar. Gerçi ben de üstesinden geldim sayılmaz. Ayrımcılık yapılıyor Okulda öğretmenler, dışarıda toplum çocuklara müthiş bir baskı uyguluyor. Hele bir de aile de baskı uyguluyorsa işte intihara kadar varan bu inanılmaz sonuçlar ortaya çıkabiliyor. Okulda öğretmenler inanılmaz öğrenci ayırımı yapıyor. Bazılarını seviyor, bazılarını sevmiyor ve bunu açıkça belli ediyorlar. Öğrenciye en ufak bir hatadan dolayı hayatını etkileyebilecek cezalar veriliyor ve bu öğrenciler teşhir ediliyor.En seçme öğretmenlerle dolu diye bilinen benim okulumdaki öğretmenler bile böyle. Rehberlik bölümü çoğu okulda yetersiz kalıyor. Okulda veya evde bu gibi nedenlerden mutsuz olan çocuklar da bir oyuna, bilgisayara, bir müziğe veya başka bir şeye bağlanma ihtiyacı duyuyor. Çocuklar, doğumdan itibaren bir yarışın içerisine itiliyorlar. Yetenekleri, ilgi alanları hiç araştırılmıyor. Büyükler bizi anlamıyor İşte bir gencin gözünden kendi deneyimleriyle birlikte intihar nedenlerini dinlediniz. Hiçbir şeyin derinliğine inilmiyor. Yukarıda size anlattığım okulla ilgili sorunlar sadece birkaç örnek. Daha neler var. İntiharı düşünen, deneyen daha çok insan var çevremde. Benim için baskı oluşturan nedenleri saydım, okulumdan örnekler verdim. Gözlerim yaşlı olduğu için yazıyı 3 saatte bitirebildim. Umarım okumuş ve ne demek istediğimi anlamışsınızdır.Sevgiler ve Saygılar. Tüm bu baskıların ve stresin çocukta yarattığı tahribatı ve oluşturduğu derin yaraları ise büyükler anlamıyor. Sorumlu ve suçlunun kendisi olduğunu kabul etmek istemiyor. aguclu@milliyet.com.tr A. A.
Özay Şendir
Netanyahu için sonun başlangıcı…
18 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
Eğitim vezir de eder rezil de!..
18 Mayıs 2025
Zeynep Aktaş
Toparlanmanın devamı gelir mi?
18 Mayıs 2025
Ali Eyüboğlu
Hande Subaşı: Modellikten geliyorum, ama modayı hiç takip etmiyorum
18 Mayıs 2025
Güldener Sonumut
Yunanistan’ı anlamama sendromu
18 Mayıs 2025