Ekonomi ve eğitim birbiriyle çok ilişkili. Özellikle bizim gibi ülkelerde. Biri kötüyken diğerinin iyi olması mümkün değil. Tavuk yumurta misali ekonomi mi yoksa eğitim mi daha önemli tartışmalarından sonuç almak mümkün değil. Ayaklardan birinde sorun olması halinde diğerinin uzun süreli ayakta kalması mümkün değil...
Anne babalar, ekonomik sıkıntılar nedeniyle ilköğretim çağındaki çocuklarını bile okul yerine işe göndermeye başladılar. Üniversite öğrencilerinden pek çoğu yine ekonomik sıkıntılar nedeniyle öğrenimlerine devam edemiyor. Kazandığı fakülteyi bitiremiyor...
Öğretmenler ve öğretim üyeleri ise okumayı, araştırmayı, kendini yenilemeyi çoktan bırakmış durumda...
Devlet, işte böyle zamanda devletliğini göstermeli. Ekonomi ne kadar önemliyse çocuklar, gençler, öğretmenler ve eğitim de o kadar önemli diyebilmeli.
Anayasa'da batak bankalar kurtarılır diye bir hüküm yok. Ama zorunlu eğitim çağındaki çocukların hepsine eğitim verilmesi ve yükseköğrenim hakkı kazanan başarılı öğrencilerin desteklenmesi konusunda pek çok madde var. Ama tam aksi yönde uygulama söz konusu.
Bir yandan ekonomi canlansın diye batık şirketler sınırsız bir şekilde desteklenirken öte yandan eğitime ayrılacak her kuruş için ince hesaplar yapılıyor. En kötüsü de ayrılan kaynaklar ya yanlış kullanılıyor ya da heba ediliyor.
Pek çok hizmetten olduğu gibi burslardan da ihtiyacı olanlardan çok, olmayanların yararlandığı yönünde yaygın bir kanı var. Torpilin hemen her konuda olduğu gibi bu konuda da belirleyici olduğu hemen herkesin dilinde...
Ateş olmayan yerden duman çıkmaz misali söylentilerin hepsi doğru olmasa da yanlış da değil. Bu yüzden burs konusunun hiç zaman geçirilmeden ciddi şekilde masaya yatırılması gerekiyor. Şu anda TBMM'de görüşülen YÖK yasası kabul edilmeden burs konusunun sağlıklı bir zemine oturtulması gerekiyor. Yoksa bugünleri bile arar noktaya geliriz!..
Her şeyden önce özellikle devlettin verdiği bursların tek elde toplanması ve gerçek ihtiyaç sahiplerine verilmesi gerekiyor. Örneğin Başbakanlık ve Milli Eğitim Bakanlığı ayrı ayrı burs veriyor. Halbuki tek elde toplanıp, üniversiteler de işin içine katılarak gerçek ihtiyaç sahiplerine bugünün parasıyla 150, 200 milyon lirayı bulan bir burs verilse her şey çok daha farklı olacak. Ayrıntılar da çok önemli. Büyük kentlerle ufak kentlerde yaşayan öğrenciye, yurtta kalanla kirada oturana aynı bursu vermek hiç de akıllıca değil...
Fazlasına gerek yok. Şu an için ayrılan kaynaklarla bile bu sorunu çözmek mümkün. Ama irade yok. Devlet Bakanı Hasan Gemici, bu konuya samimi şekilde kafa yoranlardan birisi. Başbakanlığın verdiği burslar onun kontrolünde. Geçen yıl dağıttığı para 69 trilyon lira. Şu an için 200 bini aşkın öğrenciye ayda 45 milyon lira ödeme yapıyor. O da bursların tek elde toplanmasından yana ama ne hikmetse kabine içindeki iki bakan bu konuda anlaşamıyor. Başbakan ve yardımcılarının da umurunda değil!..
Elimdeki listeye göre aylık geliri 700 milyon liranın üzerinde olup burs alan 5 bin kişi var. Oysa bir yıllık geliri bile bu kadar olmadığı halde burs alamayanlar var. Gerisini siz düşünün...
Özetin özeti: Burs konusunu defalarca yazdık yazmaya da devam edeceğiz.
Özay Şendir
Netanyahu için sonun başlangıcı…
18 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
Eğitim vezir de eder rezil de!..
18 Mayıs 2025
Zeynep Aktaş
Toparlanmanın devamı gelir mi?
18 Mayıs 2025
Ali Eyüboğlu
Hande Subaşı: Modellikten geliyorum, ama modayı hiç takip etmiyorum
18 Mayıs 2025
Güldener Sonumut
Yunanistan’ı anlamama sendromu
18 Mayıs 2025