Edirne’de, okullarda, Milli Eğitim Bakanlığı Bilişim Araçları Yönergesi uyarınca öğrenciler cep telefonu kullanamayacakmış!
Alkışlayanlar da oldu, karşı çıkanlar da.
Peki, doğru olan bu mu?
Yasaklarla hangi sorun çözülmüş ki bu sorun çözülecek?
Daha da önemlisi, cep telefonu bir ihtiyaç mı yoksa lüks mü?
Ya da farklı bir pencereden bakıldığında, öğrencilerin motivasyonunu bozan, uyuşturucudan daha beter bir bağımlılık haline getiren bir ucube mi yoksa doğru kullanıldığında yaşamın olmazsa olmazlarından biri mi?..
Bu konudaki tartışmalar sadece bizde değil dünyanın dört bir yanında yapılıyor.
Çoktan yasaklayan okullar da oldu, nerede, ne zaman, nasıl kullanılması gerektiğini öğreten de.
İsterseniz o tartışmaya girmeden önce Edirne Valiliği’nce alınan kararla ilgili habere bir göz atalım.
Yasak, yasak, yasak!
Okul müdürlükleri tarafından velilere kısa mesaj yoluyla öğrencilerin okullarda cep telefonu kullanamayacağı duyuruldu.
Velilere gönderilen mesajda “Sayın velimiz, Edirne Valiliği ve İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün talimatı doğrultusunda öğrencilerin okula cep telefonu getirmeleri uygun görülmemektedir. Bu nedenle 28 Ekim Pazartesi gününden itibaren çocuklarınızın okula cep telefonu getirmeleri yasaktır. Çocuğunuzla ilgili iletişimlerde okul telefonunu arayabilirsiniz” denildi.
Mesajda velilerin ulaşabileceği okulun telefon numarasıda belirtildi.
Doğru karar
Veli Seval Kaba, gazetecilere yaptığı açıklamada, cep telefonu uygulamasını doğru bulduğunu söyledi. Öğrencilerin sosyal medya ya da internette fazla vakit geçirerek derslerine vakit ayırmadığını aktaran Kaba, “Veliler olarak biz yasaklasak da okulda çocuklar bir şekilde kullanıyorlar cep telefonunu. Bence de okulda en azından akıllı telefonlar kullanılmamalıdır. Benim çocuğum da kullanıyor maalesef bağımlılık derecesinde” diye konuştu.
Veli Ayşe Durmaz da çocukların okulda telefonu kullanmasını doğru bulmadığını belirterek, “Öğrenci kendini derse vermiyor. Derslerine çalışmıyorlar cep telefonuyla oynamaktan” dedi.
Atatürk Ortaokulu öğrencilerinden Elif Naz Amaş ise cep telefonunun okulda öğrencilerin derse odaklanmasını engellediğini söyledi.
Çözüm bu mu?
Aşırı kullanım nedeniyle zararlı konuma gelen alet, edevat, yiyecek ya da yaşamın bir parçası olan bir şeyleri yasaklamaya kalkarak, içinden çıkılmaz bir noktaya gelinebilir.
Bırakın sigarayı, içkiyi, fazla tüketildiğinde şeker de, tuz da, et de bağımlılık yaratır ve inanılmaz hasarlara neden olabilir, peki o zaman, onları da yasaklayalım.
Bırakın silahı, mutfakların olmazsa olmazı haline gelen bıçaklar da kötü amaçla kullanıldığında evlere girmemesi gereken aletlerin başında gelir.
Çocukluğumuzda Teksas, Tommiks, Red Kit ve benzeri çizgi romanları okumaya bayılırdık, bugünkü cep telefonları gibi onlar da hem evde, hem okulda yasaklanmıştı. Allah’tan, günün birinde dönemin Başbakanı, Cumhurbaşkanı Özal çıktı ve açık bir yüreklilikle “Ben de okudum. Hâlâ da okuyorum” dedi de bizim çizgi romanlar legalleşti ve kızılmamaya başlandı...
Pek çoğumuzun okuma sevdası onlarla başladı ama bunu kime anlatabilirsiniz ki!..
Tekrar telefon konusuna gelirsek, yasaklama günü kurtarmaya yönelik, kolay bir çözüm gibi görünse de kalıcılığı yok!
Baksanıza, ilgili karar bile, telefon mesajıyla gönderilirken, akıllı olanları mini bir bilgisayar olarak hayatın bir parçası haline gelmişken onu nasıl yasaklayabilirsiniz ki!..
Parayı, televizyon izlemeyi, size göre yanlış olan hobileri yasaklayabiliyor musunuz ki telefonu yasaklayabileceksiniz?
Önemli olan sadece bu konuda değil, her konuda, sadece öğrencileri değil, herkesi yasaklarla hizaya getirmek yerine, doğru bilinçlendirmektir.
Özetin özeti: Güzelim ülkemizi Yasaklar Cumhuriyeti haline getirmeye hiçbirimizin hakkı yok!..