Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı



Adana deyince akla bolluk, bereket gelirdi. Oysa şimdi en az yarısında diz boyu yoksulluk hakim. Hem de Güneydoğu’yu hiç aratmamacasına. Dolayısıyla eğitim de hak getire.
Anne babalar 10 - 12 yaşındaki çocuğunu bile okula gönderme yerine bir - iki milyon lira yevmiye ile işe gönderiyor. Çünkü onun gelirine ihtiyacı var. Çark başka türlü dönmüyor...

Eğitim seviyesi korkunç
Adana’nın kabuk değiştirmesi nedeniyle okumuş ve zengin Adanalılar başka kentlere özellikle de İstanbul’a göç ediyorlar. Okumuşlar gidiyor, okumamışlar geliyor. İşte Adana’nın kâbusa dönüşen eğitim tablosu:
Adana nüfusunun yüzde 67’sini 0 ile 29 yaş arasındakiler oluşturuyor ve eğitim çağındaki nüfusun yüzde 64.5’i ya hiç okuma yazma bilmiyor ya da ilkokul mezunu. Üniversite mezunlarının toplam nüfus içindeki oranı ise sadece ve sadece yüzde 2.2...
Eğitimde kadının adı yok gibi. Doğulu aileler hâlâ kız çocuklarını okula göndermekte kararsızlar. Makul gerekçeleri ise yok gibi. Yine pek çok kadın nikâhsız olarak yaşıyor. Adana Güçbirliği Vakfı’nın 8 Eylül’de gerçekleştireceği toplu nikâha başvuru izdihamı yaşanmış...
İstanbul’da olduğu gibi burada da yerel yöneticilere sık sık yöneltilen soru bu yönde oldu: Sosyal bir patlama olabilir mi, olmaması için neler yapılıyor? Yöneticilere ve bu konuda kafa yoranlara bakılırsa, sorun büyük ama endişelenecek boyutlarda değil...
Peki eğitim açığı nasıl kapatılır sorusunun yanıtı ise yok gibi. Bu konuda devlete çok önemli görevler düşüyor. Semra Sezer Ulusal Eğitim Kampanyası için Adana’yı merkez üslerden biri olarak seçerse çok isabetli olur.. Protokol sohbetlerinin dışında ağırlıklı ziyaretçilerimiz hep gençler oldu. Fen - edebiyat fakültesi mezununu gençlerin ısrarla sordukları soru ne zaman öğretmen olacağız yönündeydi. Üniversiteyi kazanıp liseden mezun olamayanların af arayışı ise burada da sıkça dile getirildi. Üniversiteyi kazanıp Adana’ya gelen erkek öğrencilerin derdi ise barınma. Yurtlar yetersiz ve bakımsız, ev sahipleri de bekara ev vermiyoruz deyince ortada kalmışlar. Eğitimin genelinden şikâyetçi olanlar ise sorunlarına sahip çıkacak birilerini bulamamanın çaresizliğini sık sık dile getirdiler.
Eğitim sistemimiz ve okullar öylesine monotonlaştı ki, okula gitmek içimden gelmiyor diyen pırıl pırıl bir öğrenci de aslında tüm yaşıtlarının sıkıntısını dile getiriyordu...

Neden Adana’ya geldik?..
Adana’nın sorunlarının pek çoğunun kökeninde göçerlerin yarattığı hızlı nüfus artışı yatıyor. Kalabalık biraz dağılıp nefes alır hale gelince bu kez ben ona sorular yöneltmeye başladım. İstanbul Üniversitesi’nde öğrenim görürken hapse düşmüş ardından çıkınca ailece Şanlıurfa’yı terk edip Çukurova’ya yerleşmişler.
"Biz buraya keyiften gelmedik. Bir anda kendimizi burada bulduk. Sıkıntı yarattığımız kesin. Çünkü gelen insanlarımızın çoğu okumuş ve üretken değil. Aç kalınca mecburiyetten hırsızlık yapıyorlar. Okuyamadıkları için iş güç bulamıyorlar" diyor. Özetin özeti: Adana’nın morale, biraz da kaynağa ihtiyacı var.