Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Okuldan, derslerden, sanattan, spordan ve ülkeden soğuyan öğrencilerimizin, maalesef sigara, içki,uyuşturucu ve benzeri bağımlılıklarının giderek arttığı ortaya çıktı. Hem de tehlike sinyalleri veren boyutlarda.Türk Eğitim Sen tarafından gerçekleştirilen araştırmada çarpıcı bulgular var. Araştırmayı gerçekleştiren sendikaya göre çocuk ve gençlerimiz, uyuşturucu batağında. Buna gerekçe olarak da, 40 ilde gerçekleştirdikleri anketi gösteriyorlar. 09-17 yaş grubundan, 13 bin 430 öğrenci ve 2 bin 748 sokak çocuğu üzerinde yapılan, uyuşturucu kullanımına yönelik ankette elde edilen verilere göre sigara, alkol ve uyuşturucu kullanım oranı hızla artıyor.Peki bu konuda alınan önleyici tedbirler ne? Neredeyse hiçbir şey yok. Yılda bir ya da birkaç kez düzenlenen konferansla var, hepsi o kadar. Çoğu okulda o bile yapılmıyor.Dünyanın gelişmiş ülkelerinde, özellikle de kendimize hedef olarak belirlediğimiz AB ülkelerinde, çocukları ve gençleri, benzeri alışkanlıklardan uzak tutmanın en yaygın yolu, onları olabildiğince spor ve sosyal aktivitelerin içerisine çekmek.Eğitim onlarda gün boyu sürüyor ve bu sürenin özellikle öğleden sonraki bölümü araştırmaya, spora, sanata ve diğer etkinliklere ayrılıyor. Dolayısıyla boş kalmayan öğrenci yeni arayışlar içerisine de giremiyor ya da çok az giriyor.Oysa ülkemizde, her şeyden önce okula gidilmeyen gün sayısı, gidilen günlerden daha fazla. Onun da ötesinde gün içerisinde okulda geçen saatler, okul dışındaki saatlere göre çok çok az.Okullarda genelde yarım gün eğitim yapılıyor ya da dersler, 14.30, 15.30 saatleri arasında bitiyor. Bu yüzden öğrenciler ya sabahtan öğleye kadar boş kalıyor ya da öğleden sonra. Yapabileceği farklı bir etkinlik olmadığı için de zamanı genelde sokakta geçiyor.Sokaklar ise her türlü melanete açık. Zaten yapılan araştırmalar da bunu ortaya koyuyor. Çocuklar ve gençler, sigaradan uyuşturucuya kadar her türlü kötü alışkanlıkları, evde ya da okulda değil, sokakta kazanıyor.İşte bu yüzden çocuklarımızın sokakta geçen saatlerini olabildiğince azaltmamız gerekiyor.Peki bu nasıl olacak?Daha önceki iktidarların gençlik merkezleri, gençlik kampları ve benzeri projeleri vardı. Okul dışı saatlerin daha iyi değerlendirilmesi yönünde.Oysa bu iktidar döneminde ne gençliğin adı geçiyor ne de onlardan sorumlu bir bakan ortalıkta görünüyor. Devlet Bakanı Mehmet Ali Şahin bu işten sorumlu bakan gibi görünse de bu güne kadar bu konuda fazla bir şey yaptığına şahit olmadık.Ayrıca gençlerimizi her türlü olumsuz davranışlardan uzak tutma, sadece devletin görevi değil. Zaten tek başına devletin ya da hükümetlerin altından kalkmasını beklemek de yanıltıcı olur.Okul aile birliklerine, yerel yönetimlere ve sivil toplum örgütlerine bu konuda büyük görevler düşüyor. Çocuklarımızı sokaklardaki zararlı alışkanlıklardan kurtarıp topluma ve kendilerine yararlı etkinliklere yöneltmek için henüz çok geç kalınmış değil. Başka günler neyse ama en azından yarın Dünya Çocukları Günü'nde bunun enine boyuna düşünülüp tartışılmasında sonsuz yarar var. Özetin özeti: Gelinen nokta ortada. Eğer çocuklarımız, geleceğimiz ise daha fazla zaman kaybetmemeliyiz. Bir harcayarak kurtaracağımız çocuklarımızı, beş harcayarak yeniden hayata kazandırma yanlışından vazgeçip onlara zamanında sahip çıkmalıyız... aguclu@milliyet.com.tr Yarın, Dünya Çocuk Hakları Günü. Böyle bir günde, keşke onlarla ilgili çok güzel haberler yayımlayabilseydik. Ama her şey öylesine onların aleyhine ki, bugün bile onları sevindirecek müjdeler yerine SOS veren haberler akıyor.