Üniversite adaylarının tercih faslı bitti. Sonuçlar ay sonunda açıklanacak. Onbinler sevincek, yüzbinler üzülecek. Böyle geldi, böyle de gideceğe benziyor. Bu anormal duruma öyle ya da böyle alışmıştık. Ama aradan yıllar geçse de alışamayacağımız, hazmedemeyeceğimiz bir YÖK dayatması var ki, bunu hiç ama hiç unutmayacağız...
İşte size yorumsuz bir mektup. Meslek lisesi mezunlarını nasıl hayattan koparttığımıza, nasıl umutsuzluğa sürüklediğimize, nasıl devlete, kurumlara, hukuka olan güveni sarstığımıza çok çarpıcı bir örnek. Umarız hala üç maymunu oynayan Ankara'dakilerden birinin dikkatini çeker...
"Meslek lisesi mezunuyum. ÖSS'de 182 puanım, 162'ye düştü. Benden daha düşük puan alan arkadaşlarım büyük bir heyacanla, umutla tercihlerini yaptılar. Ama ben meslek lisesi mezunu olmam nedeniyle tercihimi yapamadım. Bunun ne zor şey olduğunu duyarsız politikacılar bilemez. Duyarsız Milli Eğitim Bakanı ve YÖK Başkanı da bilemez. Şu anda bunları yazarken gözyaşlarımı tutamıyorum.
Bu genç yaşta hayallerim yıkıldı. Devlete, hukuka, demokrasiye, geleceğe güvenim kalmadı. Çok büyük karamsarlık içindeyim. Ne yapacağımı bilemiyorum...
Bu yıl tercih yapamadık. Hiç olmazsa gelecek yıl bu kahrolası sistem değişsin. Ama devlet kendisine düşman yetiştirmek istiyorsa sisteme hiç dokunmasın, çünkü bu sistem, bu işlevi çok güzel yerine getiriyor.
Eğer yarın bizler terörist, hırsız, uyuşturucu bağımlısı, piskopat, tarikatçı, antisosyal birer insan olursak ki, böyle devam ederse olacağız, bunun tek sorumlusu bu sistemdir.
Biz devletten trilyonlarca para, sınavsız üniversite istemiyoruz. Tek isteğimiz hakkımız olan üniversitelere girip ileride iyi bir geleceğe sahip olmak.
Bu sistem olmasaydı Atatürk'ün üniversitelerinde çağdaş, laik, demokrat, vatan millet sevgisiyle dolu, sosyal, geleceğe umutla bakan, kendine ve insanlara güven duyan bir insan olacaktık. Ama şimdi hayattan bir beklentimiz kalmadı, insanlara güvenimiz sarsıldı.
Askerlik kağıdım geldi. Allah aşkına söyler misiniz ben bu psikolojiyle, bu karamsarlık ve güvensizlik duygusu içinde nasıl hizmet ederim. Aile ilişkilerim de bozuldu. Ailem beni meslek lisesine gönderdiği için suçluluk duygusu içinde. Bende aileme beni meslek lisesine gönderdiği için kırgınlık içindeyim.
Lütfen bize yardım edin. Tek umudumuz siz duyarlı insanlarsınız. Bu feryadımızı ve çaresizliğimizi sadece oy zamanı bizleri gören siyasilerimize ve koltuk kavgasına tutuşmuş yetkililere duyuruyorum. Ne olur artık bizi görün..."
Özetin özeti: Hemen her gün, yüzlerce benzeri mektup, faks ya da mail geliyor. Gençleri bu kadar kırıp dökmenin faturası ileride çok ağır çıkabilir. Birileri artık bu yanlışa dur demeli. Tek istedikleri: imam hatiplere olanak sağlandığı gibi kendi alanlarıyla bir fakülteye girebilmek. Bundan da doğal ne olabilir ki...
Yazara E-Posta: aguclu@milliyet.com.tr