Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Dünyanın dört bir yanında çok başarılı bilim insanlarımız var. Kendi alanlarında çok önemli bilimsel çalışmalara imza atıyorlar. Takdir görüyorlar. Ama bütün bu gelişmelerden haberimiz bile olmuyor. Çünkü, bilim hala bizim gündemimize girmedi. Ne siyasetin, ne medyanın, ne de halkın.
Peki Bilim Toplumu olmadan kalkınmak mümkün mü?
Kimileri aksini iddia etse de, kesinlikle mümkün değil. Bunun için dünyaya bir göz atmanız yeter de artar...

İşte başarı!
Türk bilim adamı, dünyada ilk kez karbon nanotüp polielektrokatyonlarin varlığını ispatladı.
Şimdi bu konu pek çoğunuza çok teknik gelebilir ama konunun uzmanları için çok önemli bir çalışma. Özellikle de nano teknoloji söz konusu olduğunda.
Londra Kraliyet Koleji (Imperial College London) bünyesinde Londra Nanoteknoloji Merkezi (London Center for Nanotechnology) direktörü Prof. Milo Shaffer ile birlikte karbon nano yapılar ve uygulamaları üzerine araştırma faaliyetlerini devam ettiren Dr. Mustafa K. Beyazıt ve beraberindeki grup (Steve Hodge, Hui Huang Tay), karbon nanotüp yüzeylerinin elektrokimyasal bir yöntemle pozitif yükler ile donatılabileceğini kanıtladı.
Karbon nanotüplerin 1991 yılında keşfinden bu zamana kadar karbon nanotüp polielektroanyon üretimi ve kullanımının pek çok kez gösterilmiş olmasına karşın; dünyada ilk kez karbon nanotüp polielektrokatyonların varlığı deneysel olarak ispatlanmış oldu.
Nano karbon dünyasının büyük ilgisini çeken bu orijinal ve etkileyici bilimsel çalışma eleştirmenlerden tam not alarak son yılların bu alandaki en başarılı çalışmalarından birisi olarak gösterildi ve “NATURE COMMUNICATIONS”da yayınlandı.
http://www.nature.com/ncomms/2013/130614/ncomms2989/full/ncomms2989.html
Dr. Bayazit, bu konuda en büyük teşekkürü, öncelikle kendisine bu aşamalara erişmesinde büyük katkı sağlayan Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu’na TÜBİTAK’a etti.
Karbon nanotüp polielektrokatyonlarının üretilmesiyle karbon nanotüplerin gündelik yasamda uygulamaya (yüksek performanslı nano elektronik cihaz üretimi) geçmesinin önündeki en büyük engellerden birisi olan çözünürlük sorununun aşıldığını ve bu sayede karbon nanotüplerin saflaştırılmasının ve ayrıştırılmasının önündeki engelin kaldırılabileceğini ifade etti.
Pozitif yüklü işlevsel materyalin karbon nanotüp yüzey kimyası çalışan bilim insanları için yeni bir uygulama alanı yaratacağının altını önemle çizerek kullanılan yöntemin nanotüpler için sınırlı olmayıp pek çok nanoparçacık için de uygulanabileceğini ve bunun da pek çok yeniliği beraberinde getirebileceğini söyledi.
Peki bütün bunlar ne anlama geliyor? Gerçekleşen bu çalışma hayatımızı nasıl etkileyecek? İşte onu da önümüzdeki yıllarda göreceğiz. Söz konusu bu deneysel ispat, hayatımızın her aşamasında, yaşamımızı kolaylaştıracak ürünler olarak karşımıza çıkacak. Keşke bu bilimsel çalışmayı teknolojiye dönüştürecek çalışmalar da ülkemizde gerçekleşse. İşte o zaman, katma değeri yüksek ürünler üreteceğimiz için kalkınmamız hem daha hızlı hem de daha kalıcı olur..

İlle de bilim!
Dünyada ülkelerin zenginlikleri, artık yeraltı ya da yerüstü varlıklarına göre değil, yetişmiş insan gücüne göre yapılıyor. Yani dünya bilimine katkınız ne kadarsa fazlaysa, o kadar zenginsiniz.
Dünya bilimine katkı sıralamasının en tepesindeki ülkelerin aynı zamanda dünyanın en zengin ülkeleri olmaları da boşuna değil ve bu makas giderek daha da açılacak. İşte bu yüzden bilime ve bilim insanına çok daha fazla destek vermek zorundayız...
Her kente bir üniversite açılmasına karşı çıkanlar ya da eleştirenler, bu karşı çıkışlarının gereksizliğini önümüzdeki yıllarda çok daha net görebilecekler. Ama tabii üniversiteler, arka bahçe olmak için değil bilim üretim merkezleri olma konusunda faaliyetlerini sürdürürlerse!..
Dünyanın en zenginleri sıralamasına, ülke olarak değil de, kişisel anlamda baktığımızda da durum farklı değil. Klasik zenginlerin yerini, bilim zenginlerinin aldığını çok net görebiliyoruz. Bu yüzden yukarıdaki örnekte de olduğu gibi gençlerimizin önünü açmalı ve her türlü desteği onlara sağlamalıyız. Bugün için, bize ne yararı var ki gibi düşünülse de ileride ne büyük katkılar sağlayacağını hep birlikte göreceğiz...
Özetin özeti: Çocuklarımızı sınavlarla köreltme ve 5 seçeneğe mahkum etme yerine her türlü bursla destekleyip dünya bilim arenasında boy göstermelerine olanak sağlamalıyız.