Vehbi Koç'un kurduğu Türk Eğitim Vakfı TEV'den sonra kızı Suna Kıraç'ın öncülüğünde kurulan Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı da, griden siyaha dönüşen eğitim dünyamızın ufkunda bir yıldız gibi doğdu.
Kısa sürede Türkiye'nin en önemli sivil toplum örgütlerinden biri haline geldi. Eğitim denilince onlar düşünülür oldu. Attıkları her adımda farklılıklarını ortaya koydular.
Suna Hanım, on yıla yakındır bitmez tükenmez enerjisinin çoğunu bu vakıf bünyesinde eğitim ve çocuklar için harcadı. En büyük yardımcısı Koç Holding'den Cengiz Solakoğlu oldu. Olmaya da devam ediyor.
Yönetim direksiyonuna sırasıyla İbrahim Betil, Yılmaz Büyükerşen ve tekrar İbrahim Betil oturdu. Yönetim kurulu ve mütevelli heyeti üyeleri ise hep eğitime gönül veren saygın isimlerden oluştu.
Eğitim Gönüllüleri Vakfı, her açıdan bir ekol yaratmıştı. Ama bu yetmedi ki önceki akşam yapılan mütevelli heyeti toplantısında bir dizi yeni kararlar alındı.
Vakıfta yeniden yapılanma sürecine girilirken siyasetten sivil toplum örgütlerine kadar hemen her kuruma örnek olabilecek bir dizi kararlar alındı. Bu kararlar çerçevesinde ilk giden isim Başkan İbrahim Betil oldu. Karar, Betil üzerinde şok etkisi yarattı. İşte alınan karalardan bazıları:
* Yönetim kurulu üyeleri her 6 ayda bir performans değerlendirilmesine tabi tutulacak. Her yıl vakfa en az katkıda bulanan iki üye, yerini yeni üyelere bırakacak.
* Başkanlık ikişer yıllık iki dönemden fazla olmayacak.
* Hakkında soruşturma açılan mütevelli heyet üyesinin üyeliği askıya alınacak. Mahkumiyet kararı bulunanlar da üyelikten çıkartılacak.
Peki vakıfta neden bu noktaya gelindi? İbrahim Betil ve yönetim değişikliğine neden gidildi? Bu soruya verilen en somut yanıt: Vakfın kurumsallaşması ve geleceği açısından bu değişim bir zorunluluktu. İşte gerekçeler:
* Betil, vakfı tek başına yönetmeye başlamıştı.
* Altyapı sağlamlaştırılmadan gerçekleşen hızlı büyüme vakfın sonu olabilirdi.
* Başkanın her şeye hakim olması değil tüm üyelerin aktif olacağı yeni bir yapılanma süreci başladı.
* Şahısların vazgeçilmezliği olmamalı. Başkanlar da yönetim kurulu üyeleri de zamanı geldiğinde bayrağı başkalarına devredebilmeli.
* Orduya, camiye, eğitime siyaset girmemeli. Sivil toplum örgütleri siyasi beklentileri olanların basamağı olmamalı.
Özetin özeti: Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı'nda yaşananlar bir devrim niteliğinde. Gerçekleştirenler de başkaları değil yine vakfın kurucuları. Bu noktaya gelmeleri samimi bir özeleştiri sonucu. Attıkları her adım topluma, siyasete, devlete, sivil toplum örgütlerine çok önemli mesajlar veriyor. Gelişmeleri, başarının cezalandırılması şeklinde yorumlayanlar da var. Ama unutulmamalı ki Betil'i o noktaya getirenler de bugün bu gelişmelere imza atanlardı. Yapılanların doğruluğu ya da yanlışlığını zaman ortaya çıkartacaktır. Gönlümüz vakfın bu süreçten daha da güçlenerek çıkmasından yanadır.
Özay Şendir
Netanyahu için sonun başlangıcı…
18 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
Eğitim vezir de eder rezil de!..
18 Mayıs 2025
Zeynep Aktaş
Toparlanmanın devamı gelir mi?
18 Mayıs 2025
Ali Eyüboğlu
Hande Subaşı: Modellikten geliyorum, ama modayı hiç takip etmiyorum
18 Mayıs 2025
Güldener Sonumut
Yunanistan’ı anlamama sendromu
18 Mayıs 2025