Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Başlıkta çok çarpıcı bir soru var ama cevabı ondan çok daha önemli!
Hadi bir soru daha ekleyelim:
Sosyal medya, kişileri sosyalleştiriyor mu yoksa asosyalleştiriyor mu?
Hangi ortamda olursanız olun, eminim ki her iki kişiden birinin cevabı farklı olacaktır.
Özellikle de yaratıcılık konusunda.
Eğitimin görünürdeki temel amacı, kişilerin var olan ilgi ve yeteneklerini geliştirmektir. Bunların en başında da yaratıcılık gelir. Ama ezbere ve teste dayalı Türk eğitim sisteminin bunun tam tersi yönde etki yarattığını söylemek için uzman olmaya gerek yok.
Yine aynı şekilde, bilgisayar oyunlarının yaratıcılığı geliştirdiğini söylemek de çok abartılı bir yorum olur. Tıpkı sosyal medyanın kişileri sosyalleştirdiğini söylemek gibi. Çünkü tam aksini savunanların sayısı, bu görüşü savunanlardan çok daha fazla...
İşte bu bilmece gibi soru ve cevaplar, geçtiğimiz hafta sonu Ayazağa Işık Lisesi’nde gerçekleşen “Spectrum Of Education III” eğitim sempozyumunda tartışıldı.
15 farklı ülke ve farklı coğrafyalardan toplam 281 eğitimcinin katılımıyla gerçekleşen sempozyumun bu yılki ana başlığı “Yaratıcılık” olarak belirlendi.
“Yaratıcı doğulur mu, olunur mu?” sorusuna yanıt aranırken, yaratıcılığın alınan eğitime ve kültürlere göre farklılık gösterip göstermediği de, cevabı aranan sorulardan birisiydi.

Yaratıcılık nasıl gelişir?
İşte sempozyumun sonuç bildirgesinden bazı satır başları:
- Yenilikçi ve yaratıcı eğitim anlayışı kapsamında öğrencilere analitik düşünme yapısı kazandırılmalı böylece onların değişen dünyaya adaptasyonu sağlanmalıdır.
- “Eğer biz, bugün öğrettiklerimizi dün öğrettiklerimiz gibi öğretirsek çocukların yarınlarını çalarız!” düşüncesini göz önünde bulundurarak eğitim anlayışı yeniden tasarlanmalıdır.
- Okulların eğitim öngörüleri, öğrencilerin motivasyonu ve hayal gücünün geliştiği ortamlara kavuşturulmalıdır.
- Yaratıcılıktan söz edebilmek için; yenilikçi birey, doğru süreçle kaynak ve araştırmalara yöneltilmelidir.
- İnovasyon, yaratıcılık, bilimsel gelişmeler ve teknoloji; eğitim sürecinde öğrencinin önemli kazanımları haline getirilmelidir.
- Yüzyılımızda başarılı olmanın kriterleri olan vizyoner olma, yaratıcı olma, işlevsel fikirlere sahip olma, başarıyı koklayabilme ve zihinsel merakı tatmin etme içgüdüsüne sahip olma yetileri öğrencilere kazandırılmalıdır.

Eğitimin kazanımları?
- Eğitim sürecinde akademik yetenek, bellek, dikkat, mekanik yeteneği, sayısal yetenek, tiyatro yeteneği ve uzay ilişkilerini kavrayabilme yeteneği, görsel sanatlar yeteneği, bedensel yetenekler gibi birçok yetenek bir bütün içinde değerlen dirilmelidir.
- Yaratıcılığın gelişimine olanak sağlanabilmesi için onu köreltecek teknoloji, yaşam içerisinde olumlu yönleriyle kullanılabilecek bir yapı haline getirilmelidir.
Teknoloji risk mi?
- Giderek yaygınlık kazanan dijital teknolojilerin eğitim adına oluşturabileceği riskler, bu teknolojilerin yerinde ve doğru oranda kullanılması sağlanarak ortadan kaldırılmalıdır.
- Aristoteles’ten günümüze gelen sınıf içi eğitim anlayışı, ne kadar zorlanırsa zorlansın özünde değişmeyecektir ve bu anlayış eğitimciler tarafından desteklenmeli ve geliştirilmelidir.
- Eğitimde tüketim toplumuna hizmet eden yaklaşımlardan uzak, olumlu, yapıcı ve geliştirici çalışmalar yapılmalıdır.
- Öğrencilerin keşfi, görevlerde alternatif öğrencilerin yer alması, çoklu medya ile fikir yaratmanın sağlanması, rekabetçi soru sorularak derse aktif katılımın sağlanması, yorum ve sorularla sınıf içinde odaklanmanın oluşturulması, öğretmenler ve ödevler ilişkisinde öğrenci başarısını etkileyebilecek ilkeler ve konuların oluşturulması öğretmenler tarafından önemsenmelidir.

Farklılıklara saygı!
- Girişimciliğin; yeni bir iş fikrini, doğru bir iş modeli ve doğru bir sermaye yapısı ile hayata geçirdiği bilinmeli, bunun da pes etmeme, hayal kurma, fark yaratma, çok yönlü araştırma-düşünme ve alçakgönüllülükle gerçekleştirildiği kabul edilmelidir.
- İnsanların hayat içinde farklı bakış açısına sahip olabilmeleri, daha iyi düşünebilmeleri, çok yönlü düşünceyle dengeyi sağlayabilmelerinin bir fark yaratabileceği bilinmelidir.
- Yaratıcılığın sadece görerek değil, görülenin ve var olanın farklı yorumlanmasıyla oluştuğu bilinmelidir.
- Yaratıcılığın sadece sanatla ilgili olmadığı; bir sezgi süreci ve kalıplardan kurtulma biçimi olduğu bilinmeli, bu anlamda öğrencilerin hayal dünyalarının önünü açacak faaliyetler tasarlanmalıdır.
- Her insanın farklı öğrenme şekillerine sahip olduğu kabul edilip özellikle kültürler arası öğrenmede tüm bireylere hitap edecek yöntemler belirlenmeye çalışılmalıdır.
Özetin özeti: Eğitimi yarardan çok zarar verir noktaya getirmemeliyiz!..