Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Çocuklara çocukluklarını unutturan SBS kâbusu nihayet sona erdi. Bir önceki Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik’in Türk Eğitim Tarihi’nin en önemli reformlarından birisi olarak nitelendirdiği SBS sistemi, yine aynı iktidarın bir başka Bakanı Çubukçu tarafından kaldırılırken öğrencilere müjde olarak duyuruldu.
Uygulanmaya başlandığı ilk günden itibaren, bu sistemin yanlış olduğunu en az 50 defa yazdık. Yanlışlarına dikkat çektik. Ancak iş inada bindirildi. Ama işte sonunda kaldırıldı.
Eziyet, gelecek yıl 7 ve 8’inci sınıfta okuyacak öğrenciler için iki yıl daha devam edecek. Bu da öğrenci ve velileri çılgına döndürmek için yetiyor da artıyor.
Veliler çok haklı. Madem ki bu sistem yanlış, madem ki kaldırıldı hâlâ 6 ve 7’nci sınıfta SBS’ye giren öğrencilere, bu dayatma niye yapılıyor?
AKP iktidarı döneminde eğitim yap-boz tahtasına döndürüldü. SBS dayatması yüzünden son yıllarda çocuklarımız sosyal hayattan kopartıldı. Resim, müzik, spor, sanat adına ne varsa her şeyden uzaklaştırıldı. Yıldız takımlar oyuncu bulamaz oldu. Sanat ve spor salonlarında çocuklar görülmez hale geldi. Ve sistemin iflas ettiği dün resmen ilan edildi.

Kazanan kim oldu?
Çocukların ve ailelerin çektiği sınav çilesine üzülenlerin en başında Başbakan Erdoğan geliyordu. Bunu defalarca dile getirdi. Hatta sınav ve dershaneleri “garabet”e benzeterek kaldırılmalarını istedi. Ama dönemin Bakanı Çelik, Başbakan’ın bu sözlerini hiç kaale almayarak fen ve anadolu liselerine girişte sınav sayısını birden üçe çıkarttı. Ve yeni getirdiği sistemi, bir reform olarak sunup, yeni sistemin dershanelere olan bağımlılığı azaltacağını iddia etti. Onun dışında sistemi savunan, arkasında duran olmadı. Ama o ısrarla SBS’nin kaldırılmayacağını, aksine daha da güçlendirileceğini açıkladı. Nitekim öyle de yaptı.
Ve yıllar geçtikçe gördük ki Çelik ne söylediyse tam tersi çıktı. Dershaneye bağımlılık azalacak dedi tam tersine dershaneye başlama yaşı 4’üncü sınıfa kadar indi. Başarı artacak dedi sıfır alanların sayısı rekor kırdı. İlköğretim kurumlarının başarıları takip edilip ona göre önlem alınacak dedi hiçbir şey yapılmadı. En önemlisi de okul başarı puanı, SBS’ye eklenerek hak, hukuk, adalet sağlanacak dedi yine tam tersi oldu. Çünkü şişirilmiş notlar, bırakın adaleti sağlamayı, öğrencilerin devlete olan güven duygusunu yerle bir etti. Çünkü sınavda hiçbir varlık gösteremeyen torpilli öğrencilere okullarda şişirilmiş not avantajı sağlanarak, yarışta öne geçmeleri sağlandı.
Peki bu sistemde kim kazandı? Sadece ve sadece dershaneler. Bundan hiç kuşku yok. İki yıl daha bazı öğrencilere eziyet çektirilmesinin ardında yine dershaneler varmış. Onlar istediği için devam kararı alınmış. Onlar da haklı! Milli Eğitim Bakanı’na inanıp onca yatırım yaptılar. İstihdam sağladılar. Ama şimdi sistem değişiyor. Onca yatırım, onca öğretmen ne olacak? İflas mı etsinler yoksa kazançlarından mı olsunlar!
En iyisi eziyete devam.
Keşke tercihe dayalı bir sistem getirilseydi. 6 ve 7 SBS’ye giren öğrencilerden isteyenler bu eziyeti çekmeye devam eder ama isteyen de bu dayatmayı reddediyorum diyerek 8’inci sınıfa geldiğinde herkes gibi sınava girerdi. En azından kendilerine bu seçenek sunulmalıydı.

Mutlu öğrenci!
Bakan Çubukçu dünkü basın toplantısında, çocukların çocukluklarını yaşaması gerektiğini hatırlatarak şunları söyledi:
“Ben de bir çocuk yetiştirmiş anne olarak açıkçası hayatım boyunca çocuğumu bu endişelerle, bu kaygılarla yetiştirmemeye özen gösterdim. Çocuklarımız okula ayakları geri geri giderek değil koşarak gitmeliler, okullarında oyunlar oynamalılar. Farklı beceriler kazandırmalıyız ve onlar için
okul bir mutluluk kaynağı haline dönüşmeli. Asıl hedefim bu.”
Hangi anne-baba bunun aksini ister ki! Ama çocuklarımızı sanattan, spordan, sosyal hayattan koparan başkaları değil kendi iktidarı.
Özetin özeti: SBS nedeniyle Sayın Çelik’e hiç mi vicdanınız sızlamıyor diye onlarca defa sormuştuk. Hepsine “Hayır doğru olan bu” diyordu. Hâlâ öyle mi düşünüyor merak ettik. Eğer öyle ise neden şimdi savunmuyor!..