Abartılı değil, gerçekten de eğitimde müthiş değişimler söz konusu. Ama bu değişimler, eskilerin söylemi ile hayra mı, yoksa şerre mi, onu da zaman gösterecek.
Peki neler bu değişimler?
Örneğin ilk kez üniversite kontenjanları LYS’ye giren öğrenci sayısını aştı.
Örneğin klasik liseler mazi oldu, liselerdeki okul türleri azaltıldı.
Örneğin 2014-2018 yıllarını kapsayan 10. Kalkınma Planı’na göre YÖK’ün sonu geldi.
Gerçekleşen ya da gerçekleşme aşamasında olan eğitimdeki diğer revizyonları da yazmaya kalksak, değil köşe, sayfa yetmez. Bu yüzden gelin öncelikle sıraladığımız şu üç değişim paketi ne anlama geliyor, ona bir göz atalım.
Üniversite kontenjanları
YÖK Başkanı Prof. Dr. Gökhan Çetinsaya, açık öğretim hariç 2012’de 764 bin olan üniversite kontenjanını bu yıl yaklaşık 805 bine çıkardıklarını açıkladı.
Çetinsaya, “Lisans ve ön lisans düzeyinde yaklaşık yüzde 5’lik artış var. Açık öğretime ise bu yıl 102 bin kontenjan ayırdık. Örgün ve açık öğretimde toplam kontenjanımız yaklaşık 908 bin oldu” dedi.
Sevinelim mi, üzülelim mi?
Rakamlara bakalım yeter.
Bu yıl üniversite giriş sınavına 2 milyona yakın aday girmiş ve bunlardan sadece 1 milyon 232 bini YGS barajını aşarak LYS’ye girme hakkı elde etmişti.
Ama asıl şok ondan sonra yaşandı ve bu adaylardan 472 bini, hakkı olmasına rağmen LYS’ye başvurmadı. Yani elini sallaya sallaya üniversiteli olabilecekken, ben bu hakkımı kullanmak istemiyorum, çünkü üniversite mezunlarının hali ortada mesajı verdi.
Ancak bu mesajı, ne YÖK ne de hükümet anlayamadı ki, bu yılki kontenjan sayısı 908 bine yükseltildi.
Bunun anlamı, bu yıl da en az 150, 200 bin kontenjan boş kalacak!.. Yani ülkenin dört bir yanına üniversite açmak yetmiyor, onları tabela kurumlar olmanın ötesine taşıyıp, mezunlara da iş gerekiyor!..
YÖK tarih mi oluyor?
10. Kalkınma Planı’na göre, yükseköğretim kurumları olabildiğince çeşitlendirilecekmiş. Ama daha önemli olanı YÖK’e ilişkin maddeler:
- Yükseköğretim sistemi, hesap verebilirlik temelinde özerklik, performans odaklılık, ihtisaslaşma ve çeşitlilik ilkeleri çerçevesinde kalite odaklı rekabetçi bir yapıya dönüştürülecek.
- YÖK, standart belirleme, planlama ve koordinasyondan sorumlu olacak şekilde yeniden yapılandırılacak. Yükseköğretimde kalite güvencesi sistemi oluşturulacak.
- Yükseköğretim kurumlarının sanayiyle işbirliği içerisinde teknoloji üretimine önem veren, çıktı odaklı bir yapıya dönüştürülmesi teşvik edilecek ve girişimci faaliyetlerle gelir kaynakları çeşitlendirilecek.
- Yükseköğretim kurumları çeşitlendirilecek ve yükseköğretim sistemi uluslararası öğrenci ve öğretim üyeleri için çekim merkezi haline getirilecek.
Bugüne kadar kim YÖK’ü yok edeceğiz dediyse, o yok olup gitti. Umarız yine aynısı olmaz ve yukarıdaki maddeler hayata geçer.
Aslında plandaki maddeler bir anlamda YÖK’ün yaptıklarının, yapamadıklarının da bir karnesi!..
Okul çeşitliliği?
2014-2018 Kalkınma Planı’nda, yükseköğretimin yanı sıra ilk ve orta öğretime ilişkin öngörülere de yer verildi. Buna göre, okul türlerinin azaltıldığı, programlar arası esnek geçişlerin olduğu, öğrencilerin ruhsal ve fiziksel gelişimleriyle becerilerini artırmaya yönelik sportif, sanatsal ve kültürel aktivitelerin daha fazla yer aldığı, bilgi ve iletişim teknolojilerine entegre olmuş bir müfredatın bulunduğu, sınav odaklı olmayan, bireysel farklılıkları gözeten bir dönüşüm programı uygulanacak.
Öğrencilerin sosyal, zihinsel, duygusal ve fiziksel gelişimine katkı sağlayan okul öncesi eğitim, imkanları kısıtlı hane ve bölgelerin erişimini destekleyecek şekilde yaygınlaştırılacak.
Sınıfta kalma yok!
İlk ve ortaöğretimde başta engelliler ve kız çocukları olmak üzere tüm çocukların okula erişimi sağlanacak, sınıf tekrarı ve okul terki azaltılacak.
Özel eğitime gereksinim duyan engellilerin ve özel yetenekli bireylerin, bütünleştirme eğitimi doğrultusunda, uygun ortamlarda eğitimlerinin sağlanması amacıyla beşeri ve fiziki altyapı güçlendirilecek.
Yabancı dil eğitimine erken yaşlarda başlanacak, bireylerin en az bir yabancı dili iyi derecede öğrenmesini sağlayacak düzenlemeler yapılacak.
Ortaöğretim ve yükseköğretime geçiş sistemi, öğrencilerin ilgi ve yeteneklerini dikkate alan etkin rehberlik ve yönlendirme hizmetleri desteğiyle süreç odaklı bir değerlendirme yapısına kavuşturulacak.
Yani, okul öncesi yaygınlaşacak, sınıfta kalma ve okuldan atılma imkansız hale gelecek, A lisesinde eğitime başlayıp, B lisesine gidilebilecek, engelliler ve üstün yeteneklilerin eğitimine daha fazla önem verilecek ve herkese en az bir yabancı dil öğretilecekmiş!..
Özetin özeti: Siyasetçiler, keşke, plancıların hedeflerine yetişebilseler, işte o zaman her şey çok daha farklı olurdu...
Özay Şendir
Netanyahu için sonun başlangıcı…
18 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
Eğitim vezir de eder rezil de!..
18 Mayıs 2025
Zeynep Aktaş
Toparlanmanın devamı gelir mi?
18 Mayıs 2025
Ali Eyüboğlu
Hande Subaşı: Modellikten geliyorum, ama modayı hiç takip etmiyorum
18 Mayıs 2025
Güldener Sonumut
Yunanistan’ı anlamama sendromu
18 Mayıs 2025