Martı ayı kadınlar gününden tıp bayramına, kütüphaneçilik haftasından dünya tiyatrolar gününe kadar pek çok etkinliğe ev sahipliği yapıyor.
Örneğin mart'ın ilk haftası Yeşilay Haftası'ydı. 4 mart Laiklik Günü, 8 Mart da Dünya Kadınlar Günü'ydü. 12 Mart her ne kadar Demirel'e farklı şeyler hatırlatsa da İstiklal Marşı'nın Kabul Günü olarak belleklerde yer aldı. 14 Mart ise tıp bayramı olarak en yaygın kutlanılan günlerden birisi. 17 Mart Dünya Denizcilik Günü. 18 Mart'ı hatırlamamak ise ne mümkün. Türkiye Cumhuriyeti'ne gidilen yolda en önemli adımlardan birisi. Çanakkale Zaferi'nin kazanılmdığı gün. 21 Mart'a ise üç farklı gün sığdırılmış. Dünya Şiir Günü, Orman Günü ve Irk Ayrımı ile Savaşım Günü. 23 mart da artık gün be gün yakından takip ettiğimiz hava durumuyla ilgili. Yani Dünya Meteooroloji Günü. 25 Mart ise yine çok önemli bir günü anımsatıyor. Hani şu hiç önemsemediğimiz kütüphaneler ve kütüphanecilerin günü. Mart'ın son önemli günü ise Dünya Tiyatrolar Günü...
Tiyatro gibisi yok
Tiyatroya gitmek, koltuğa gömülerek sahnedeki derinliğin bir parçası olmak ne keyiflidir. Sinema ya da televizyona benzemez. Sizi alır götürür. Oyunun bir parçası haline getirir. Hissettirir. Güldürüyorsa sapına kadar güldürür, düşündürüyorsa sapına kadar düşündürür...
Hele o oya gibi işlenmiş sahne dekorları. Bir başkadır devlet tiyatrolarında. Her karesinde aselet vardır. Müziğinden ışıkçısına, izleyicisinden atmosferine kadar bir başkadır tiyatro salonları.
Ayların, yılların emeği vardır. Her kelimenin her mimiğin ardında. Eğer söz konusu sanat ve sanatçılıksa en fazla hak edenlerden birisi de onlardır.
Bazen rolünün hakkını öylesine dolu dolu verenler olur ki gıpta ederim. Bir şiir ya da bir şarkıyı ezberleyemecek kadar ezber özürlü birisi olarak onca sözü nasıl ezberliyorlar şaşar kalırım...
Ankara'dayken tiyatroya gitmek çok daha kolaydı. Oysa İstanbul'da bilet almaktan ulaşıma, nerede hangi oyun vardan zamansızlığa kadar sanki herşey tiyatro keyfinden mahrum bıraktırıyor.
Hangi oyunlar var?
Devlet Tiyatroları'nın Dünya Tiyatrolar Günü nedeniyle hazırlığı kitapçık geldi. Çevirip çevirip bir daha baktım. Her oyuna yolculuk yaptım. Hemen herkese yönelik öyle güzel oyunlar var ki ah bir de gidebilsek...
İşte Ankara'nın oyunları: 3 Kuruşluk Opera, Suç ve Ceza, Taşrada Bir Gün, Koltuk Düşkünleri, İkinci Caddenin Mahkumu, Ben Bir İnsan, Ben Ruhi Bey Nasılım, Ölüm ve Kız, Kadın Oyunları, Ölüm Dansı, Maviydi Bisikletim, Sevda Dolu Bir Yaz, Komşu Köyün Delisi, Geçmiş Zaman Olur ki, Ghetto, Kalan Son Nefes, Peter Pan, Bir Varmış İki de Varmış, Ceviz İle Karınca Dost Olunca
İstanbul: Kamyon, Kaktüs Çiçeği, Küçük Bir İş İçin Yaşlı Bir Palyaço Aranıyor, Bir Anarşistin Kaza Sonucu Ölümü, Özel Hayatlar, Bankta İki Kişi, Geçmiş Zaman Olur ki, Benerci Kendini Niçin Öldürdü, Efrasiyab'ın Hikayeleri, Kuvayi Milliye, Gök Kuşağı Masalı, Müzikli Kent
İzmir, Bursa, Adana, Trabzon, Diyarbakır, Antalya, Erzurum, Konya, Sivas ve Van'da da bir birinden ilginç oyunlar var. Özel tiyatrolar ise ayrı bir dünya.
Özetin özeti: Gelin bugün ortak bir karar alıp ayda en az bir kez tiyatroya gidelim. Bu keyiften kendimizi daha fazla mahrum bırakmayalım...
Özay Şendir
Netanyahu için sonun başlangıcı…
18 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
Eğitim vezir de eder rezil de!..
18 Mayıs 2025
Zeynep Aktaş
Toparlanmanın devamı gelir mi?
18 Mayıs 2025
Ali Eyüboğlu
Hande Subaşı: Modellikten geliyorum, ama modayı hiç takip etmiyorum
18 Mayıs 2025
Güldener Sonumut
Yunanistan’ı anlamama sendromu
18 Mayıs 2025