Üniversite senatoları peş peşe olağanüstü toplanıyor. Ortak gerekçeleri: Ermeniler konusunda Fransa'yı protesto etmek. Ortaya çıkan tablo: Fransa'nın siyasi amaçları doğrultusunda tarihi gerçekleri saptırması...
Sözde Ermeni soykırımı yasa tasarısı ABD'de de gündeme gelmiş ve Başkan Clinton'ın ulusal çıkarlarımıza zarar verir gerekçesini dile getirdiği mektubuyla son anda Senato'dan geri çekilmişti. Anlaşılan o ki tarih boyunca başımızı fazlasıyla ağrıtan Fransa, bu kez de bu yanlış tavrını sürdürmeye devam ediyor. Belli ki ABD'nin önemsediği ortak ulusal çıkarlar Fransa'nın umurunda değil. Ama, üniversitelerde esen hava toplumun bütün kesimlerine yansır ve Fransa ile ilişkiler ciddi anlamda masaya yatırılırsa, bu işten zararlı çıkan ülke sanırım Türkiye olmaz...
Üniversite senatoları, Fransa'nın Ermeni soykırımı iddialarını bilimsel ortamlarda tartışmaktan kaçtığına da dikkat çekerek, aklı başında Fransızları tarihi geçekleri esen rüzgara göre çarpıtmaya çalışan politikacılarını protesto etmeye çağırdılar...
Fransızlar, tarih boyunca biz Türklerin fazlasıyla etkilendiği ulusların başında geliyor. Şu anda bile yabancı okullar içerisinde en fazla olanı yine Fransız okulları. Bakalım Türk / Fransız dostluğu konusunda üniversitelerimizin gösterdiği duyarlılığı, bu misyonu en fazla üstlenmesi gereken Fransız kolejleri de gösterecekler mi? Tek yanlı bu oldu bittiyi hazmedebilecekler mi?..
Yarı yıl tatili yaklaştı. Karne korkusu öğrencileri şimdiden sarmaya başladı. Her ne kadar karneler 29 Ocak'ta verilecek olsa da yazılı ve sözlü sınavlar önümüzdeki hafta tamamlanıyor. Bu yüzden sınavların ardı arkası kesilmiyor ve öğrenciler yoğun stres altında. İlk ve orta dereceli okullar böyle de, üniversiteler farklı mı? Onlar da final sınavlarının baskısını yaşıyor. Anlayacağınız şu günlerde öğrencilere mümkün olduğunca hoşgörülü ve sevecen yaklaşmanız gerekiyor.
Yanlış bir hareket, zayıflı karne korkusu, ileride telafisi güç çok büyük hatalara neden olabilir. Bu konuda anne babalar kadar, öğretmenlere de önemli görevler düşüyor. Pek çok öğretmen genelde geçebilecek öğrenciye bile kırık not vererek, ikinci yarıda daha çok çalışır mantığı çerçevesinde hareket ediyor. Oysa yarar sağlar denilen bu yanlış mantık, öğrenciler üzerinde aksi etki yaratıyor. Hak ettiğim not verilmedi diyerek, çok daha başarılı olabileceği dersten soğuyarak sınıfta kalma durumuna geliyor.
Sevgili öğretmenlerimiz bu kez bir değişiklik yapıp az not vererek değil, çok notla öğrenciyi kazanmayı deneseler ne iyi olur. İşte o zaman ödül mü, yoksa ceza mı etkili çok daha iyi görebilecekler...