Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Politikacıları yeri geldikçe sık sık eleştiriyoruz. Bazen, acaba dozunu kaçırıyor muyuz desek de, onlar için az bile diyenler çoğunlukta. Ama yeri geldiğinde de yiğidin hakkını yiğide vermek gerekiyor. Bunu da en ufak bir fırsat yakaladığımızda zevkle yapıyoruz. Başarıya ve başarılı insanlara o kadar açız ki!..
İkili görüşmelerimizde bakanlara, bürokratlara, rektörlere, müdürlere, olumsuz haberler zaten bize geliyor, olumluları da siz bildirin ki haberdar olalım diyoruz. Ama nafile. Toplum olarak kendimizi anlatmada, tanıtmada, parlatmada sorunlarımız var. Hele hele eğitim sektörü, özeliyle, devletiyle bu konuda tam bir kısır döngü içerisinde...
Fikret Ünlü, spor ve gençlikten sorumlu Devlet Bakanı. Yaz aylarında müthiş bir proje gerçekleştirdi. Yurt genelinde açtığı Ulusal Gençlik Kampları'nda 40 bin üniversiteli genci ağırladı. Bu, bugüne kadar Türkiye genelinde gerçekleşen en büyük gençlik organizasyonuydu. Ama pek çok başarılı proje gibi bu da hak ettiği oranda hüsnü kabul görmedi...
Kabahatli bakanlık mı? Kesinlikle hayır. Kabahatli hepimiziz. Ne medya olarak bizler bu önemli projeye yeterince sahip çıktık, ne de gençler önlerine konulan bu eşi bulunmaz fırsatın farkına vardılar. Üniversiteler ise o tarihlerde bütün dikkatlerini rektörlük seçimlerine verdikleri için, öğrencilerine altın tepside sunulan Ulusal Gençlik Kampları'nı, sanki kendilerine en ufak bir yük getirecekmiş gibi angarya olarak gördüler.
Başka ülkelerde bol bol örneklerini gördüğümüz, bizde ise niye yapılamıyor diye iç geçirdiğimiz Ulusal Gençlik Kampları, ülke içindeki dostluk ve kardeşlik duygularını pekiştirmek için yapılıyor. Uluslararası boyutlarda olanları ise dünya barışını, uluslar arasındaki dostluğu ve sevgi zincirinin halkalarını çoğaltmak için gerçekleştiriliyor...
Fikret Ünlü ile birlikte geçtiğimiz hafta sonu İzmir, Kuşadası ve Çeşme'deki gençlik kaplarını ziyaret ettik. Kiminde depremzede gençler vardı. Kiminde de yurdun dört bir yanından gelmiş üniversiteliler. Doğu illerinden gelenlerden çoğu denizi ilk kez görmüş. Batı illerinden gelenlerin de yine ilk kez Doğulu arkadaşları olmuş. Her birinde hani hep özlediğimiz el ele, kol kola, gülen yüzler, mutlu gönüller vardı...
Ulusal Gençlik Kampları'nda elbette sadece yenilip, içilip, şarkılar eşliğinde dans edilmedi. Çevrenin tarihi ve kültürel zenginlikleri gezildi, yöneticileriyle görüşüldü, sorunları dinlendi, o kısacık sürede yapılabilecekler yapıldı. Kimi okulların badana boyasını yaptı, kimi çeşme yapımında çalıştı, kimi de çevre temizliği ve çevre düzenlemelerinde görev aldı. Bu arada yaşlı ve çocuk yurtları ziyaret edildi. Ayrıca hemen herkes kan bağışında bulundu.
Gençler, bugüne kadar kendilerine hep kazık atan devletin, hiçbir önkoşul ve dayatma içerisine girmeden ilk kez böylesine bir hizmet sunmasının şaşkınlığı içindeydiler. Gelecek yılki kampları, daha şimdiden dört gözle bekliyorlar...
Özetin özeti: Demek ki gençleri kazanmanın da yolları varmış. Teşekkürler Fikret Ünlü.



Yazara E-Posta: aguclu@milliyet.com.tr