Diyalog Yayın, "Tekrar siyasete girecek misiniz? CHP'den neden ayrıldınız? Dokunulmazlıklar neden kaldırılmıyor? DTP kapatılacak mı? CHP, Baykal'dan nasıl kurtulur?" şeklindeki sorularla başladı, hükümete yönelik eleştirilerle devam etti. Livaneli'nin kitaplarına, filmlerine ve müziğine ise 3 saatlik zaman yetmedi.1000'e yakın öğrencinin zaman zaman hep bir ağızdan Livaneli'nin parçalarını seslendirdiği programda satırbaşları şöyleydi: Ankara, en büyük acıları çektiğim ama bir o kadar da sevdiğim şehirdir. Son kitabımın içinde acının dışında mizah da var. Sansürlediğim hiçbir şey yok. Adalet ve mahkemeler genelde yazarlar ve öğrenciler için işliyor. Dokunulmazlık kaldırılmalıdır. Sadece kürsü dokunulmazlığı kalmalı. DTP kapatılmamalı, demokrasi yolları açık kalmalı. Terör olayları 1980'den beri süregeliyor. Büyük askeri operasyonlar yapıldı, önüne geçilemedi; partiler kapatıldı, milletvekilleri hapse atıldı, yine önüne geçilemedi. Olayların arkasında uluslararası güçler var. ABD'nin neredeyse yarısı zenci ama bir zenci partisi yok. AKP'liler eşlerine Medine modasını dayatıyorlar, ama kendileri Milano'yu takip ediyor, Versace'den vazgeçmiyorlar. Siyasete girmemde halkın büyük etkisi oldu. Meclis işlevsizdi. Avrupa Konseyi'nde her şeyi tartışırsınız, ama TBMM'de konuşmak çok zor. Siyasette seçilmiş krallar yaratılıyor. Ben uğraşımı bundan sonra kitaplarımla, yazımla ve müziğimle ifade edeceğim. Bence siz gençler siyasete girin ve Türkiye'ye ders verin. CHP çok büyük ve önemli bir parti, fakat son yıllarda acayip tahribata uğradı. Kendi içinde örgütlenmeler var. YÖK'e karşı olanlar şimdi YÖK taraftarı oldu. Elma ile armut, sağ-sol birbirine karıştı. Benim Baykal'la en ufak bir sorunum olmadı. Sadece yapmış olduğu yanlışları onaylamadım. Kendi iktidarını sürdürmek için Erdoğan'la uzlaşmaya girdiğini gördüm, çok uyardım ama olmadı. Kongrede benim başkan olmamı destekleyen başta İzmir İl Başkanı olmak üzere bazı delegeleri ihraç etmesi benim CHP'den istifa etmeme neden oldu. Aynı gün milletvekilliğinden de istifa etmek istedim, ama bu olmadı. Benim zamanımda bağlama çalmak ayıptı. Bana göre bağlama bugünü düne, dünü bugüne bağlayan bir enstrümandır. Milletvekilliği gönüllülük esasına bağlı olmalıdır. Maaş almamalı. Beklenti olmadan yapılmalı. Üç kutuplu bir Türkiye oluşuyor: Din, milliyetçilik ve Kürtçülük. Türkiye'nin yakın zamanda ana sağ ve ana sol akımlarına girmesi gerekiyor. Türkiye'de dayanışma içinde olması gerekenler birbirinin yolunu kesiyor. Bu benim de başıma geldi. İsmail Türüt'ün klibinde bazıları hedef gösterildi, ben de vardım. Şiddetin karşısına tek yumruk olarak çıkalım. Yurdunu, ulusunu ve ülkesini sevmek kimsenin tekelinde olamaz. Solcular bu ülkeyi en çok seven ve sahip çıkanlardır. Bayrak ve Kuran siyasete alet edilmemelidir. Kamu hizmeti veren kişiler asla dini simge kullanmamalılar, ama hizmet alabilirler. Türban siyasi bir simgedir. Türban mitingleri neden bir anda kesildi? Baykal, Erdoğan'la Beylerbeyi'nde yaptığı toplantıyı kabul etmemişti. Şahitler olunca Irak'ı konuştuğunu ifade etti. Erdoğan'a milletvekilliği yolunu açan da, başbakan olmasını destekleyen de o. Başbakanlığa sadece 2 ay dayanabilir demişti. Nasıl iki aysa hâlâ dolmadı. Özetin özeti: Livaneli söylem ve yaptıklarıyla öğrencilerden yıldızlı pekiyi dolu bir karne ve siyaset için davetiye aldı. Siyasete her ne kadar sıcak bakmasa da, uygun ortam bulursa bir anda havaya girebilir. Tıpkı türkülerine eşlik ettiği gibi. aguclu@milliyet.com.tr Genç Bakış'ın bu haftaki konuğu Zülfü Livaneli'ydi. Eskişehir Anadolu Üniversitesi'ndeki programda Livaneli, her ne kadar siyasete takılıp kalmayalım dediyse de, kendisine yöneltilen soruların neredeyse tamamı siyasete, CHP'ye ve güncel sorunlara yönelikti.
Özay Şendir
Netanyahu için sonun başlangıcı…
18 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
Eğitim vezir de eder rezil de!..
18 Mayıs 2025
Zeynep Aktaş
Toparlanmanın devamı gelir mi?
18 Mayıs 2025
Ali Eyüboğlu
Hande Subaşı: Modellikten geliyorum, ama modayı hiç takip etmiyorum
18 Mayıs 2025
Güldener Sonumut
Yunanistan’ı anlamama sendromu
18 Mayıs 2025