Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Başlığı okur okumaz eminim ki hepinizin kafasında farklı fikirler oluştu.
Kiminiz altın ya da döviz, kiminiz arsa ya da ev, kiminiz de yer altı ya da yer üstü madenler diye başlayan uzunca bir liste çoktan oluşturmuş-sunuzdur.
Hatta eğitilmiş insan gücü diyenleriniz de çok olmuştur.
Çünkü, düne kadar en önemli göstergelerden biri de oydu.
Kişi başına düşen öğrenim süresi, araştırmacı ve patent sayıları çok önemliydi.
Oysa şimdi, yaratıcılık ve girişimcilik sanki çok daha öne çıktı.
Yani yaratıcı ve girişimci sayınız ne kadar çoksa, o kadar zenginsiniz...
Niye, çünkü, bilgi artık üretime dönüşmediği sürece bir işe yaramıyor ve sürekli geliştirilmesi gerekiyor.
İçinde bulunduğumuz çağa, İnovasyon Çağı denilmesinin bir nedeni de bu. Yani ürünü bulandan çok, onu geliştirenler çok daha fazlasını kazanıyor.
İşte bu noktada yaratıcılık ve girişimcilik öne çıkıyor.
Sürekli ürün geliştirecek ve bunu en iyi şekilde pazarlayacaksınız.
Eğer bunu yapacak çok sayıda genciniz varsa zengin, yoksa, diğer hangi özellikleriniz olursa olsun fakir olmaya ya da fakir kalmaya adaysınız...

Fikir avcıları
Son yıllarda, yaratıcı gençleri bulmaya yönelik o kadar çok yarışma ve sosyal sorumluluk projesi gerçekleşiyor ki şaşar kalırsınız.
Yurtiçi ve yurtdışındaki büyük firmaların neredeyse tamamı bu yola yöneldi. Büyük ödüller veriyorlar. Yarışmaları kazananlara kapılarını sonuna kadar açıyorlar.
Gençler için böyle altın fırsatlara, firmalar için de yaratıcı düşüncelere ihtiyaç duyulduğu için alan da memnun, veren de.
Bu tür etkinliklerden bazılarına jüri üyesi olarak katıldığım için yakından biliyorum.
Gençlerimizin yaratıcı yönleri fazlasıyla var ama ah bir de köreltilmeseler, çok daha iyi olabilirler...
Peki, onları körelten kim?
Evde her yeni fikre ya da öneriye, şimdi başımıza yeni icatlar çıkarma diyen ebeveynlerden, eğitim sistemimize kadar herkes sorumlu.
Özgür, farklı, aykırı ve yenilikçi fikirlere tahammülümüz yok. Oysa, günümüzün trendi o.
Saçmalasan da konuş, kırsan da eleştir, işe yaramasa da üretmeye devam sloganları bize çok yabancı!..
Hemen her şeye, kâr-zarar penceresinden, günü kurtarmaya yönelik olarak baktığımız için geleceği öngöremiyoruz.
Bu yüzden de günümüzün ve geleceğin en değerli hazinesi olan yaratıcı yetenekleri hoyratça köreltiyoruz...

Kabahatli kim?
Türk eğitim sistemi şu sıralar yeniden dizayn ediliyor.
Yaz aylarında eğitim şemasında önemli değişiklikler olacak. Bu büyük değişimi gerçekleştirenlerin hedefi ne bilmiyoruz.
Dışarından görünen, hiç de iyi şeylerin olmadığı yönünde. Ya da büyük hedefler konulmuş da biz mi göremiyoruz?
Keşke yanılan biz olsak!
Madem ki dünya yaratıcı ve girişimci gençler istiyor, eğitim sisteminin öncelikli hedefleri arasında bu da olmalıdır.
Dünün, yaratıcılığı ve girişimciliği körelten köhnemiş eğitim sistemi gitsin yerine dışa dönük fark yaratan gençler yetişsin.
Sınavlarla, ezberle, testlerle donanmış dayatmacı eğitim sistemi çöpe atılsın, özgür düşünen kafalar gelsin...
Özetin özeti: Dünyayı değiştirmeye aday gençlere ne olur yol açalım!..