Ardahan Üniversitesi çok ilginç bir konferansa ev sahipliği yapıyor. Çok önemli partnerleri var; örneğin Harvard Üniversitesi. Onlar bile “Bu toplantıyı sizden önce, biz yapmalıydık” pişmanlığı içerisindeler...
1. Uluslararası Tehlike Altındaki Diller Konferansı son yıllarda izlediğim en verimli toplantılardan biriydi.
Müthiş anekdotlar vardı.
Dilin önemi ve 100 yıl içerisinde yok olup gidecek diller için alınması gereken önlemler anlatıldı. Dilleri yok olan toplumlar, dilsiz insanlara benzetildi ve var olan dillerden yüzde 80’inin 100 yıl içinde yok olacağı vurgulandı.
Dünyanın en iyisi olarak bilinen dilbilimciler de bir hafta boyunca Ardahan’da olacak.
Ardahan düne kadar kasaba olan yeni ve minik bir kentimiz. 18 bin nüfusu var ve Türkiye’nin öbür ucunda.
Ve Ardahan Üniversitesi’nin sadece 6 yıllık bir geçmişi var.
Demek ki isteyince oluyormuş...
Zoru başardılar
Toplantıyı Kafkasya Üniversiteler Birliği düzenliyor. Kurucusu ve Başkanı da Ardahan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ramazan Korkmaz...
Ramazan Hoca, sıfırdan bir üniversite yaratmakla kalmamış, dünyanın en stratejik bölgelerinden biri olan Kafkasya’daki üniversiteleri bir araya getirmiş ve inanılmaz dostluk köprüleri kurmuş.
Konferansta bölge rektörlerinin yanı sıra çevre ülkelerden de çok sayıda rektör ve dünyanın dört bir yanından bilim insanları vardı. Keşke Kültür Bakanı ve YÖK Başkanı da olsaydı. Hem koltuklarının hakkını verir hem de gurur duyarlardı...
Dili yok olan, yok olur
Edebiyatçımız Peyami Safa’nın “Dilleri kaybolan ülkeler yok olmaya mahkumdur” sözü, sempozyumun düzenleniş amaçlarından biri olmuş. 1. Uluslararası Tehlike Altındaki Diller Konferansı’ndan işte önemli satır başları...
- Dil insanoğlunun en önemli değeridir. İnsan varlığının evidir, Tanrı’nın kutsal mesajlarını bize ulaştıran bir araçtır.
- 7 bin dil, şive lehçe var ve 100 yıl içerisinde yüzde 80’i yok olacak. Bu hayatımızdaki ışıkların sönmesi anlamına geliyor.
- Dünyada dillerin yaşatılması konusunda çok değerli çalışmalar var ama çok dağınık. Bizim amacımız bu dağınık çalışmaları bir araya getirmek ve insanlığın bu çok değerliği varlığını gelecek nesillere armağan bırakmak.
- Dilini kaybeden halk, özünü de kaybeder. Halklar kendi dilini koruyuncaya kadar yaşar, dil dünü, bugünü, yarına taşır.
- Ana dilinizi sevmekten asla uzak kalmayın.
- Dili olmayanı dilsizi düşünerek anlayalım.
- Dünya nimetleri gibi dünya dillerini de süratle yok ediyoruz.
- Arguların, Notenlerin, Kemçenlerin kendilerine özgün dilleri vardı, şimdi yok.
- Osmanlıca da kaybolmakta olan dillerden birisidir.
- İnsanlık ana dili olan gönül diliyle birlikte ana dillerini kaybederse, çok büyük krizlerin yaşanmasına neden olabilir.
- Akademik hayat, binadan ibaret değil, içinin doldurulması gerekir.
- İngilizce ve birkaç dilin hegemonyası altındayız ve bu baskı daha da artacak.
- Ne kadar iyi öğrenilirse öğrenilsin, ikinci dil, ana dil kadar olmaz. İkinci dil üzerinden yol almak dünyayı sığlaştırıyor.
- En az 15 kadar dilin ana dil olarak kalması için desteklenmesi gerekir.
-Dil bir hayat tarzıdır. Bir dilin ölmesi, o kültürün, o medeniyetin ölmesidir.
- Sevgi ve hoşgörüyü diri tutarsak, sadece yok olan dilleri değil insanlığı da korumuş oluruz.
- Dünyada dil çeşitliliğinin en fazla olduğu coğrafya Kafkasya’dır.
Özetin özeti: Dil deyip geçmeyin, ya o da olmasaydı veya birkaç dil daha bilseydiniz?..