Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Türk Psikolojik Danışma ve Rehberlik Derneği zehir zemberek bir bildiri yayımladı. Milyonlarca öğrenci ve veliyi çok yakından ilgilendiren bu çok önemli açıklamayı muhtemeldir ki başka hiçbir yerde göremeyeceksiniz. Çünkü televole haberlerinden onlara sıra gelmeyecek!..
Zaten bizler yazsak, çizsek de siz kendiniz için çok önemli olanları değil kim kiminle ne yapmış onları okuyup, onları izleyeceksiniz. Tıpkı bugüne kadar olduğu gibi!..
Ama yine de intiharların, yanlış meslek seçiminin, uyuşturucuya yönelmenin, okuldan kaçmaların arttığı şu günlerde bu bildiriye kulak verelim. Her ne kadar Milli Eğitim Bakanlığı ciddiye almasa da belki dikkate değer bulan birileri çıkar.
Üç sayfalık bildirinin önemli paragraflarını birlikte okuyalım:
"Rehber öğretmenlik (psikolojik danışmanlık) bireyin kendisini tanıması, problemlerini çözmesi, gerçekçi kararlar alması, kapasitesini kendisine uygun bir düzeyde gerçekleştirmesi, kendisine uygun bir mesleği seçmesi, öğrenme becerilerini geliştirmesi, içinde yaşadığı topluma dengeli ve sağlıklı bir uyum sağlaması ve böylece kendisini gerçekleştirerek toplumla bütünleşmesini sağlayan koruyucu ruh sağlığı kapsamında psikolojik yardım mesleğidir.
Yıllardır psikolojik danışma ve rehberlik, eğitimde psikolojik hizmetler ve psikoloji mezunlarını sınıf öğretmeni olarak atayan bakanlık, bugün ihtiyaç(!) adına rehber öğretmenliğe kaynak olan lisans programları dışındaki üniversite mezunlarını iki haftalık kurslar sonrasında öğretmen olarak atama çarelerine başvurması üzüntü vericidir.
Bakanlık söz konusu hizmet içi eğitim kursları için tüm üniversitelerden öğretim elemanı istemiş ama olumlu cevap alamamıştır. Psikolojik Danışma ve Rehberlik Ana Bilim Dalı başkanlıklarının hiçbiri düzenlenecek kurslarda görev almayacakları gibi uygulamayı bilime ve meslek etiğine aykırı buldukları ya da farklı bir eğitim süreci önerdikleri için teklifi reddetmişledir.
Milli Eğitim Bakanlığı’nın saksı bitkisi dahi yetiştirilmeyen bir sürede (iki hafta) uzman yetiştirmesi hiç de yabancısı olmadığımız bir uygulamadır. Benzer bir şekilde ziraat mühendisi ve veterinerlerin sınıf öğretmeni olarak atanmaları belleklerimizde hala tazeliğini korumaktadır.
Böyle bir yönteme başvurulması ancak iki koşul söz konusu olduğunda kabul edilebilir. 1) Savaştan yeni çıkmış isek 2)Yeni kurulmuş bir devlet isek.
Ancak her iki koşul da 82 yıllık geçmişi olan Türkiye Cumhuriyeti için geçerli değildir.
Bakanlığın rehber öğretmenliğe kaynak olan lisan programları dışındaki üniversite mezunlarını rehber öğretmen olarak atanmasına yönelik bu uygulaması kendini tanımayan, problem çözme becerisine sahip olmayan, doğru kararlar veremeyen, kapasitesini geliştiremeyen, kendisine uygun olmayan mesleklere yönelmiş, toplumsal uyumda sorunlar yaşayan, ruh sağlığı bozuk ve duygusal örselenmeleri olan gelecek nesiller yetiştirilmesine katkı sağlamaktan başka bir amaca hizmet etmeyecektir."
Özetin özeti: Bildiriyi okudunuz. Karar sizin. Hemen, Milli Eğitim ne zaman doğru bir iş yaptı ki bu konuda yapsın demeyin! Eğer varsa bir tepkiniz bunu hiç olmazsa bu kez dile getirin.