Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Kayıt dönemleri her ne kadar eziyet gibi görülse de memnuniyet verici yönleri de yok değil. Örneğin; velilerin giderek artan bir şekilde iyi okul arayışları...
Veliler açısından bakıldığında kayıt dönemi tam bir işkence. Zorunlu bağışlar, yüz milyonları bulan okul harcamaları ve de en önemlisi; iyi bir okul bulabilmek için harcanan çabalar. Kimi ille de ikametgah istiyor, kimi de elektrik su faturası. Her ne kadar parayı bastıran istediği okula girebiliyor gibi gözüküyorsa da torpilsiz olmuyor. Artık her biri padişah endamında olan popüler okul müdürleri, etkili yerlerden rica olmadan burunlarından kıl aldırmıyorlar.
İyi okullarda okumak her çocuğun hakkı. Okullarımızın yüzde 90'ını sıradan okullar haline getirip, geriye kalan yüzde 10'unu da imtiyazlı kişilerin girebileceği konuma getirmek, geleceğimizin teminatı çocuklarımıza karşı yapılmış en büyük haksızlıktır.
Türkiye gibi yetenekli, başarılı, zeki çocukların hovardaca harcandığı ikinci bir ülke bulmak gerçekten zor. Bir başka ülkede olsa el üstünde tutulacak pırıl pırıl çocuklar, heba olup gidiyor. Yetersiz de olsa özürlüler için pek çok okul var. Ama süper diyebileceğimiz çok yetenekli öğrencilerin kendilerini geliştirebilecekleri, aradıklarını bulabilecekleri bir tek okul yok.
Bu yetmediği gibi süperlerimizi dışarı kaçırmak için elimizden geleni yapıyoruz. Milli Eğitim Bakanı, sanki bir marifetmiş gibi ÖSS'de 200'e girenlere yurtdışı eğitim bursu verileceğini açıkladı. Bunun anlamı; bu ülkede biz sizin kadrinizi, kıymetinizi bilemiyoruz, buralarda heba olmayın, gidin yurtdışında okuyun... Böyle saçmalık olmaz. Mastır ve doktora için olsa neyse. Ama lisans düzeyinde yazık, çok yazık!..

Korsan üniversiteler

Özel üniversiteler kurulmadan önce, pek çoğu korsan şekilde öğrenim yaptılar. YÖK çoğunu yasakladı, hatta mahkemeye verdi. Ama bir süre sonra ödüllendirircesine hemen hepsine üniversite izni verdi. Son birkaç yıldır, yurtdışındaki üniversitelerin Türkiye temsilci olarak korsan eğitim yapan üniversitelerde ses seda yoktu. Ama son aylarda yine gazetelerde sık sık ilanlarını görüyoruz. YÖK de birkaç yıl önce olduğu gibi aman bu okulların tuzağına düşeyin diye uyarı üzerine uyarı yapıyor. Ancak birkaç yıl sonra bunları da ödüllendirirse hiç şaşmamak gerekir...

İkinci kurul var mı, yok mu?

On binlerce öğrenci ve veli, önceki yıllarda olduğu gibi ikinci kurul bekliyor. İlköğretim Yasası'nda güya sınıfta kalmak yok. Güya velinin görüşü alınmadan sınıf tekrarı olmayacaktı. Onun da ötesinde başarısızlığı sabit görülen öğrenciyi kazanmak için hazırlık kursları açılacaktı. Ama hepsi hava cıva. Bakanlık en son yapılması gerekeni, ilk başta yapıp öğrencilerin canına okuyor. Öğretmen kurulları, şu anda yapılacak bir toplantıda eminim çok daha sağlıklı kararlar vereceklerdir...
Özetin özeti: Türk halkı geç de olsa eğitimin önemini keşfetti. Eğitime olan özlem Batılı ülkeleri bile kıskandırıyor. Türkiye'nin kaderini bu özleme verilecek önem belirleyecek! Fethullah Hoca bile imparatorluğunu eğitime duyulan bu özlemi kullanarak kurdu!..


Yazara E-Posta: aguclu@milliyet.com.tr