Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


       Okullar açılmasına karşın velilerin okul arayışı hala bitmedi. Zor bela bir okul bulup çocuğunu kaydettiren anne - babalar, şimdi de evlerine en yakın okullara çocuklarını naklettirmenin peşindeler. Haksız da sayılmazlar, yanı başlarındaki okullara çok uzaklarda oturanlar giderken, kendi çocuklarını gönderemiyorlar...
       İstanbul'da okul servislerine harcanan para, milli eğitime ayrılan bütçeden daha fazla. On binlerce servis aracı bulunuyor. Sektörün içinde rüşvetten mafyaya ne ararsanız var. Öyle bir rant kapısı ki, kavgası dövüşü hiç eksik olmuyor.
       Bakanlık, öğrenciler en yakınlarındaki okullara gitsin diye genelge üstüne genelge çıkartıyor. Ama gelin görün ki hangi okula gitseniz onlarca servis aracı var. Madem en yakın öğrenciler alınıyor, onca servisle gelip gidenler kim? Güya kayıt sırasında muhtardan ilmühaber belgesi, elektrik, su, hava gazı, telefon faturaları isteniyor ama nafile. Yine de mahalle dışından gelenlerin önü kesilemiyor...
       Eskiden muhtardan oturma belgesi almak kolaydı. Eş dost ahbap ilişkisiyle bu kolayca hallediliyordu. İşin içine fatura, kira kontratı girince işler biraz zorlaşır gibi olduysa da uyanık veliler bunun da çaresini kolayca buldular. Kolejlere yıllarca milyarlarca vermektense, iyi devlet okullarının yakınında bir aylığına ev kiralayıp, elektriği suyu, telefonu açtırıp bakanlığın yayınladığı genelgelerin gereğini yerine getiriyorlar...
       Geçenlerde Bakanlık Müsteşarı Bener Cordan'la konuşurken o da söz konusu durumun kendilerini fazlasıyla rahatsız ettiğini dile getirmişti. İstanbul Milli Eğitim Müdürü Ömer Balıbey de her öğrencinin, özellikle de minik öğrencilerin, evlerine en yakın okullarda öğrenim görmelerinden yana. Ama sorun uyanık veliler yüzünden bir türlü çözülemiyor...
       Eğitimin en büyük sorununun kaynak sıkıntısı olduğunu hepimiz biliyoruz. Ancak öylesine kaynak israfı oluyor ki, tepki duymamak elde değil. Örneğin dershanelere giden yüzlerce trilyon, örneğin servislere giden yüzlerce trilyon. Bu paralar eğitimin iyileştirilmesi, okulların çoğaltılası için harcansa, emin olun 10 yıl sonra, bugünkü sorunlardan pek çoğu kalmaz. İşte o zaman öğrenciler ne boşu boşuna dershaneye gider, ne de evinden 50, 100 kilometre uzaktaki okullara...

Öğretmen tayini

       Milli Eğitim Bakanlığı 12 bin yeni öğretmen alınacağını açıklayarak on binlerce öğretmeni umutlandırdı. Ama arkası gelmedi. Başvuru, tayin ve atama dönemlerini tam bir işkenceye dönüştüren MEB, umarız bu kez bu konuda biraz özenli olur.
       Başvurular ne zaman başlayacak? Kimler başvurabilecek? DGS'den kaç alanlar yararlanabilecek? Yaş sınırı kaç olacak? İstenen belgeler neler? Başvuru belgeleri nereden alınıp, nereye teslim edilecek? Atamalarda öncelik kimlere verilecek? Eş durumu tayini olacak mı?..
       Öğretmen adaylarının kafasında onlarca soru var. Ama maalesef her zamanki gibi cevap alacak bir makam bulamıyorlar. Bostancıoğlu, seçmenlerine gösterdiği özenin onda birini öğretmen adaylarına da gösterse eminim sorun çözülecek. Bu konuda samimi olduğuna da inanıyoruz ama devamı gelmiyor. Bir defalığına da olsa olaya kendisi el koyup takip etse, bakın o zaman işler nasıl yoluna girecek. Ama neredeee...
       Umarız bu kez yanılan biz oluruz.


Yazara E-Posta: aguclu@milliyet.com.tr