Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

       SINAV deyince tüyleriniz diken diken oluyor. Ama bazıları var ki, artık en son duyulması gereken sözcüklerin başında geliyor. Örneğin üniversite giriş, tıpta uzmanlık ve son yıllarda KPYDS diye ünlenen Kamu Personeli Yabancı Dil Sınavı...
Eğer bu sınavı kazanamazsanız, Nobel'e aday bilimadamı da olsanız akademik kariyer yapmanız mümkün değil.
Sadece o kadarla kalınsa iyi. İlkokulu, liseyi, üniversiteyi yurtdışında bitirseniz de, doktoranızı İngiltere'de, Amerika'da yapsanız da KPYDS'yi aşamazsanız, dil tazminatından yararlanamazsınız.
Parlak beyinleri, önce Tıpta Uzmanlık Sınavı (TUS) ile hayatlarından bezdirdik. Şimdi ise KPYDS ile canlarına okuyoruz.
İbrahim Tatlıses'in bir röportajında dile getirdiği gibi Urfa'da Oxford vardı da onlar mı dil öğrenmedi?
Türkiye'de ailelerin dil konusunda ne kadar hassas oldukları ortada. Öğrenci istiyor, anne babalar istiyor ama, 8, 10 kolej ve birkaç üniversite dışında yabancı dil konusunda iddialı okul bulmak çok zor.
Devlet bu konuda ne öğretti ki, karşılığında yüksek performans istiyor. O apayrı bir konu. Ama öğretim üyesi kıtlığı çekildiği bir dönemde başarılı olabilecek çok sayıda akademisyeni hayata küstürmek hiç de akıllıca değil.
İşte size mektup:
"Yasa koyucuların yabancı dille ilgili savunması, bilimadamlarının uluslararası dergilerdeki yayınlarının çok az olması şeklindedir. Kesinlikle belirtmek gerekir ki, bilimadamlarının uluslararası dergilerede araştırmalarının yayınlanmasında yabancı dille ilgili bir sorunları yok. Sorun, yapılan araştırmanın uluslararası kalitede olup, olmamasıdır. Bu da bilimadamının sahip olduğu her türlü olanak veya olanaksızlıkla bağlantılıdır. Bugün ülkemizde bilimsel araştırmalar, sadece akademik ilerleme için yapılmaktadır. Bizler öyle araştırmalar yapalım ki, Türkçe dahi yayınlansa herhangi bir yabancı araştırıcı bu makaleyi alıp kendi diline çevirtip yararlanmak istesin. İşte o zaman Atatürk'ün işaret ettiği muasır medeniyet seviyesine ulaşır ve kendi dilimizi de uluslararası alanda yaygınlaştırırız. Yoksa bugünkü sistemle kendimizi kandırmaktan öteye gidemeyiz..."
Y. Doç. Dr. O. Aral'ın dikkat çektiği ikinci nokta ise, üniversite hocalarına iyilik yapalım derken, bilime darbe vurulması: "Ek ders ücretleri tamamen kaldırılacağı yerde, büyük oranda artırıldı. Öğretim üyesine, insanca yaşayacağı bir ücret verilse, derse girmek zaten bizim görevimiz. Şimdi ne oluyor? Bir ders ikiye, üçe bölünerek, aynı içerikle ama farklı isimlerle yeniden açılıyor..."
Evet, bir yandan ilim - bilim diyeceksiniz öte yandan ek ders oltası atarak onları araştırmadan uzaklaştıracaksınız. Tartışılacak o kadar çok konu var ki!..
KPYDS konusunda ayrıca hocaların YÖK'e bir önerisi var: Doktora için 50, Y. Doçentlik için 60, Doçentlik için 70, profersörlük için ise 80 ve yukarısı arasın...




Yazara E-Posta: A.Guclu@milliyet.com.tr