İngiliz Plymouth Üniversitesi Matematik Bölümü, matematik öğretmenlerine yönelik ilginç bir araştırma yapmış. Aralarında İngiltere, İsveç, Norveç, Finlandiya, Almanya, Romanya ve ABD'nin de bulunduğu birçok ülkede gerçekleştirilen araştırmada 12, 13 yaşındaki öğrencilere matematik öğretmeniyle ilgili bir resim çizmeleri istenmiş. Ortaya ilginç sonuçlar çıkmış...
Matematik öğretmenlerinin genelde pek sevilmediklerini hepimiz biliriz. Artık dersin soğukluğundan mı, yoksa hocaların katılığından mıdır bilinmez ama, matematikçiler sevilenlerin değil, hep en az sevilenlerin ilk sırasında yer alırlar. Aksini söylemek de mümkün. Çalışkan öğrencilerin en sevdikleri öğretmenler de genelde yine matematikçiler olur. Anlayacağınız ortası yok. Ya seviliyor ya da nefret ediliyorlar. Son katıldığım Matematikçiler Sempozyumu'nda da bu konu uzun uzadıya tartışılmış ve matematiğin ve matematik öğretmenlerinin daha çok sevdirilmesi yönünde ortak karar alınmıştı.
Gelelim İngilizlerin yaptığı araştırmaya: Sonuçlar, hocaların hoşuna gitmeyecek. Bu kesin. Ama yine de farklı ülkelerden çocukların matematikçileri nasıl gördüklerini bilmekte yarar var. AA'nın Londra kaynaklı haberi aynen şöyle:
"Bütün dünyadaki çocukların matematik öğretmenleriyle ilgili olarak aynı görüşü paylaştıkları, onları bakımsız, sürekli çalışan ve sosyal olmayan kişiler olarak gördükleri ortaya çıktı...
Çizilen resimlerde matematik öğretmenleri, kırmızı, yorgun gözlü, dağınık saçlı, alnı çizgilerle dolu, ceplerinde çok sayıda kalem ve tebeşir olan, üstü başı buruşuk, lekeli, paçaları kısalmış, kumaşı eprimiş pantolonlar giyen kişiler şeklinde canlandırıldı...
Matematik öğretmenlerinin şu anda nasıl bir kızgınlık içinde olduklarını gözümün önüne getirebiliyorum. Pek çoğu bu bir haksızlık diyor. Bazıları da arkadaşları arasında gırgıra bile alınmaya başlandı. Ama ne yapalım ki verdikleri görüntü bu. Çocuklara kızma yerine, imajlarını parlatmanın yolunu bulsalar daha iyi ederler.
Milli Eğitim Bakanlığı iki önemli kampanya başlatıyor. İlki okullarda demokrasiyi yerleştirip, demokrat öğrenciler yetiştirmek. İkincisi de her okulda en az beş alanda faaliyet gösterecek spor kulüpleri kurarak 2008 olimpiyatlarına sporcu hazırlamak. Öğrenci kolları, öğrenci temsilcileri seçimle belirlenecek ve okul yönetiminde kendilerini ilgilendiren konularda söz sahibi olabilecekler. Her okulun spor kulübüne de mali desteğin yanı sıra uzman öğretici ve malzeme desteği sağlanacak.
Yeni yılda iyi bir başlangıç. Umarız devamı da aynı güzellikte olur...